Ülke ormanları, sürdürülebilir orman yönetimi kriterleri ile birlikte koruma, rehabilitasyon ve karbon depolama kapasitesini artırma yaklaşımıyla modern ormancılık tekniklerine uygun olarak yönetilmeye çalışılıyor.
Ormancılık faaliyetleriyle iklim değişikliği nedeniyle giderek artan kuraklık, sel, orman yangınları gibi afetlere karşı mücadelenin yanında, çölleşme ve arazi tahribatının dengelenmesine, biyoçeşitliliğin ve su kaynaklarının korunmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor.
Bu kapsamda bu yıl 31 bin 800 hektar alanda bozuk orman alanı rehabilitasyonu, 16 bin 100 hektarda ağaçlandırma çalışması, 16 bin 600 bin hektarda erozyon kontrolü yapılması, 13 bin 500 bin hektar alanda sel kontrolü faaliyetinin tamamlanması ve orman varlığının ülke yüz ölçümünün yüzde 30,1’ine ulaşması bekleniyor.
Orman yangınları, can ve mal kayıplarına yol açmasının yanında, orman varlığının azalmasıyla erozyon, sel, taşkın gibi afetlerin oluşmasına neden oluyor.
İklim değişikliğinin yol açtığı sıcaklıklarda artış ve hava neminde azalma ile orman yangını riski her yıl büyüyor. Türkiye ile benzer iklim özelliklerine sahip İspanya ve Yunanistan’da 2013-2022 yıllarında yangın vakası başına sırasıyla ortalama 9,84 ve 33 hektar orman alanı yanarken Türkiye’de 8,53 hektar alan zarar gördü.
Gecen yıl 2 bin 579 yangında 15 bin 520 hektar ve Ağustos 2024 sonu itibarıyla 2 bin 835 yangında 25 bin 143 hektar orman alanı etkilendi. Sekiz aylık sürede yanan alan 2021’de yaşanan büyük orman yangınları hariç son 15 yılın en yüksek seviyesi olarak kaydedildi.
Son yıllarda anız ateşi, sigara izmariti, ateş yakma gibi ihmaller nedeniyle çıkan yangın sayılarında artış görülüyor.
Türkiye’de son 10 yıllık dönemde çıkan orman yangınlarının adet olarak yaklaşık yüzde 37’si ihmal-kaza (yanan alan olarak yüzde 40), yüzde 5’i kasıt (yanan alan olarak yüzde 24), yüzde 14’ü doğal nedenler (yanan alan olarak yüzde 1) ve yüzde 44’ü tespit edilemeyen yangınlar olarak kayıtlara geçti (yanan alan olarak yüzde 35).
Türkiye, orman yangınlarıyla mücadele kapasitesinin artırılması kapsamında, kara ve hava araç filosunun artırılmasına, yangınlara müdahale süresinin kısaltılarak zararların en aza indirilmesine, alevlerle mücadelede görev alan personelin eğitilmesine yönelik tedbirler alıyor.
Artan orman yangınlarıyla mücadelede daha sistematik ve bütüncül bir yaklaşım benimsenerek, alevlerin neden olduğu ekolojik, ekonomik ve sosyal zararların en aza indirilmesi hedefleniyor.
Bu kapsamda, İklim Değişikliği Uyum Stratejisi hazırlanacak, birincil orman ağacı türlerinde karbon stok miktarı belirlenecek, kızılçam ormanlarında meydana gelen yangınların su kalitesi parametrelerine etkileri belirlenecek, Akdeniz İklim Kuşağı’nda yer alan 9 orman bölge müdürlüğünde orman ekosistemleri kırılganlık analizleri yapılacak.
Ayrıca, gelecek yıl yangına dirençli orman tesisi faaliyetleri kapsamında da ormanlar ile yerleşim yerleri ve tarım arazileri arasındaki 20 bin hektar alana alevlere daha dirençli ağaçlar dikilecek.