Salı, Eylül 24


Son dönemlerde çok sayıda yeni gelişmeye sahne olan Afrika bir kez daha gündemde… ABD askerlerinin Kara Kıta’ya yeniden dönüş sinyalleri yakın gelecek adına dikkate değer. Çünkü bahsettiğimiz ülkelerde ilginç denklemler var. Kimisinde Fransa’nın çıkışından kaynaklanan boşluk, kimisinde merkezi hükümetin ülke genelinde hakimiyet kurma çabası kimisindeyse Çin’in giderek daha belirgin hale gelen gölgesi mevcut.


İşte tam da böyle bir ortamda ABD Afrika Komutanlığı Korgeneral Kenneth Ekman gözden kaçmaması gereken bir açıklama yaptı. Ve Afrika’daki kimi ülkelerde askeri güç olarak yeniden konuşlanma planlarından bahsetti.


Haliyle bu süreç cevabı önemli bazı soruları da beraberinde getirdi. Her şeyden önce ABD neyi amaçlıyor? Bu adımların bölgeye yansıması ne olur? Ve daha da önemlisi, bu yeni denklem Afrika’da güçlü bir şekilde kendini gösteren Türkiye’yi nasıl etkiler? Tüm bu soruların cevabını ve daha fazlasını bölgeyi yakından takip eden Araştırmacı Emir Şefkatli ile konuştuk.

[ABD askerinin Afrika’da yeniden görünmesi bölgedeki denklemi doğrudan etkileyecek türden.]


“ABD, Rusya’nın bölgedeki etkisini sınırlamak istiyor”


Önce yakın geçmişte yaşanan kimi örnekleri anımsatıyor Şefkatli… Geçtiğimiz nisan ayında ABD’nin Sahel bölgesinde kalan yaklaşık bin askerini geri çekme kararı aldığını hatırlatıyor. Sahel için küçük bir parantez açalım. Burası Moritanya, Senegal, Mali, Nijer, Çad, Sudan, Burkino Faso ile Nijerya’yı içine alan bölge olarak kabul ediliyor.


ABD’li Korgeneral’in açıklamalarından, yeni merkez üssü olarak Batı Afrika ve Sahel’deki farklı alternatifleri değerlendirmeye aldıklarını anlayabiliyoruz. Bu noktada Batı Afrika’nın kıyı ülkelerinin öncelikli olabileceği beklentisi gayet normal.


Emir Şefkatli’ye göre ABD’nin bölgede yeni bir denklem kurabilme arayışında en önemli etkenlerden biri de Rusya… “ABD, kıta genelinde etkisini artıran Rusya’nın genişlemesini Batı Afrika özelinde durdurmayı amaçlıyor. Bu noktada güvenlik ortamı Sahel’deki ülkelere nazaran görece istikrarlı olan bölge ülkelerini askeri yönden destekleme ve güçlendirme yoluna gidiyor” diyor.

[Rusya’nın Afrika’daki etki haritası bir hayli geniş ve önümüzdeki süreçte de artacağa benziyor.]


ABD’nin Afrika’daki adımları


Peki, Rusya’ya durdurmak ya da kendi çıkarlarına göre yeni bir düzen kurabilmek için ABD hangi adımları atıyor? 10 yıllık ‘Batı Afrika Kıyıları için Çatışmayı Önleme ve İstikrarı Teşvik Etme’ planı akla ilk gelen. Ancak farklı ve dikkate değer diğer başlıkları da anlatıyor Emir Şefkatli:


“ABD bu süreçte ‘Afrika Aslanı’ askeri tatbikatlarının odağını da Gana, Fildişi Sahili ve Benin gibi ülkelere kaydırdı. Çatışmaların önlenmesi, dayanıklılığı ve sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi maksadıyla Küresel Kırılgan Yasası, ABD Kongresi’nden geçti.


Fildişi Sahili, bu alternatifler arasında öne çıkıyor. Öyle ki ABD Dışişleri Bakanı Blinken, 45 milyon dolarlık yardım paketini duyurduğu ziyaretinde burayı ‘terörle mücadelede önemli bir ortak’ şeklinde değerlendirdi.”

[ABD askerinin bölge ülkelerindeki güvenlik personellerini de eğitmesi bekleniyor.]


Gana, Benin ve Togo’da da ABD izleri


Diğer taraftan ABD ve Gana arasında 2018 yılında imzalanan Savunma İş Birliği Anlaşması iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin derinliğini göstermesi adına dikkate değer. İlgili anlaşma, ABD askeri birliklerinin Gana’da serbestçe hareket etmesine, askeri tesisleri kullanmasına ve bazı vergi muafiyetlerine izin veriyor.


Benin ve Togo için de ayrı bir parantez açıyor Şefkatli… Bu iki ülkenin de ABD açısından değerlendirilebilecek alternatifler olduğunun altını çiziyor.

[Türkiye, son yıllarda attığı adımlarla Afrika’daki etkisini her anlamda daha da güçlendirdi.]


ABD’nin Afrika hamlesi Türkiye için ne anlama geliyor?


Bu sorunun cevabına geçmeden önce bir kez daha Türkiye’nin son yıllarda Afrika’nın çok farklı ülkeleriyle oldukça ciddi iş birliklerine imza attığını unutmamak gerekiyor. Afrika kıtasının yükselen yıldızı Ankara. Ve şimdi ABD askerleri oraya bir kez daha geliyor. Bu durumun ABD-Türkiye ilişkileri açısından önemli bir potansiyel olabileceği görüşünde Emir Şefkatli.


Türkiye’nin, son dönemde Sahel Bölgesi ve Batı Afrika’da etkinliğini artırarak bölgedeki güvenlik dinamiklerine etki etme şansını elde ettiğini belirtip, sözlerini şöyle tamamlıyor:


“Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın temmuz ayındaki Nijer ziyareti ve bu kapsamda yapılan anlaşmalar kayda değer. Bakan Fidan’ın Türkiye olarak Libya’da olduğu gibi Nijer’in güvenlik kapasitesini artırma girişimi içinde olduklarını açıklaması da Türkiye’nin yeni dönemde bölge ülkeleri için önemli bir askeri müttefik olduğunu gösteriyor. Öyle ki ABD’nin askeri varlığını yeniden yapılandırma çabası, Türkiye için stratejik bir boşluk yaratabilir.


Bunun yanında ABD’nin yeni muhtemel askeri angajmanları, Türkiye açısından terörle mücadele iş birlikleri başta olmak üzere ekonomik ve farklı jeopolitik etkilere de yol açabilir.


Bu anlamda Türkiye’nin terörle mücadele ve savunma sanayii alanlarındaki tecrübelerini Nijer’e aktarma girişimi, Fransa ve ABD’nin askeri çekilme sürecine girdiği bir dönemde yalnız Nijer’de değil Sahel bölgesi genelinde Türkiye’ye önemli bir pazar açabilir.


Öte yandan Türkiye’nin Sahel’deki varlığı, ABD açısından Türkiye ile güvenlik iş birliklerini de cazip ve rasyonel hale getirebilir. Önümüzdeki süreçte Ankara-Washington hattına Afrika’dan düşen olumlu yansımaları görmek sürpriz olmaz.”

Paylaşmak
Exit mobile version