Cumartesi, Mayıs 17

Çelik’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Terörün Türkiye’nin gündeminden çıkarılması rahmetli Özal zamanında da konuşulmuştu. Bu mücadele uluslararası ve iç siyaseti boyutuyla birlikte bazen demokrasiye müdahalenin gerekçesi olması bakımından uluslararası olayların zemini olması bakımından tartışılan bir şey. İktidara geldiğimiz dönemde terörle mücadelenin yanı sıra terörden vazgeçilme, ikna etme metodlarıyla ilgili konular vardı. Bizlerin siyasete başlamasından önceki dönemde siyaset yapmış büyüklerimizin şöyle bir tespiti var. Bazıları MGK’da da bulunmuşlar. O zaman siyaset ikna edici unsurları ben kullanamıyor. Devletin yumuşak güç unsurlarının devreye sokulması her zaman gündem olmuş. Bazen bu meselenin en ana iki fay hattı dış siyasetin uygun olduğu zamanlarda iç siyaset uygun olmamış. Vesayet kavgaları, siyasetin kırılgan zeminde hareket etme durumunda kalması sözkonusu olmuş. Demokrasiyi yok etmek isteyenlerin attıkları adımlarla terör örgütünün adımları arasında paslaşmayı görebilirsiniz. Bu konuda doğru tespitler de var komplo teorileri de var.

“CUMHURBAŞKANIMIZ ‘DEVLET İÇİNDE DEVLET’ OLMAZ DEMİŞTİ

Demokratik siyasetin konsolide olmaması, sisteme hakim olmaması. Rahmetli Özal’la ilgili olarak rahmetli Eşref Bitlis Paşa ile ilgili çeşitli boyutlarla gündeme getirilir. Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde de bunu yaşadık. O dönem şimdiki gibi sivil siyaset konsolide değildi. Belli vesayet odakların siyasete hakim olmasıyla, siyasetin onları aşmaya çalışmasının olduğu gri dönemdi. Sivil toplum bunu gündeme getirdi. Bizim bakış açımız bu yöndeydi. Devletin yumuşak güç unsurlarının hukuk mekanizması, demokratik düzenlemelerin hayata geçmesiydi. Cumhurbaşkanımızın siyasi hayatında en sert tepki verdiği noktalardan bir tanesidir. Askeri bürokrasi içerisinde bir yaklaşımın ‘bu sürece karşıyız’ demeseydi. Cumhurbaşkanımız o süreçte ‘kimse devlet içinde devlet’ değildir demişti. Siyasi iktidarımızın topyekün tehdit edilmesine rağmen Cumhurbaşkanımız yürütmüştür bunu.

“BUGÜN SİYASET KONSOLİDE HALİNDE”

Biz sonuçları itibariyle bu işe girişenlerin devlet içinde odaklanmış, karanlık bölgede kalan yapılanmalar tarafından tehdit edildiğiyle ilgili pekçok örnek var. Çözüm süreci, milli birlik kardeşlik dediğimiz dönemde Cumhurbaşkanımız ve iktidarının karşısında bu tip imalarla çıkmaya teşebbüs edenler oldu. Bu meselenin çözümü konusunda bilinen yöntem var. Devletin sert güç unsurlarını kullanılması. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu şekilde vesayetçi yaklaşama karşı Başbakanlığı döneminde ‘burada kararı hükümet verir, siz devlet içinde devlet değilsiniz’ yaklaşımı vardı. Ek güç unsurlarının kullanılması konusunda kararlılık ortaya konmuştu. Bugün sivil siyaset konsolide halde. Demokratik siyasetin meşruiyetine gölge düşürecek vesayetçi odak yok. Bir günde Türkiye’de demokratik siyaset konsolide olmadı. Bir günde karanlık alanları giderme anlamında konsolidasyona erişmedi. Bir süreç oldu.

Şöyle bir şey kullanırdı vesayet odakları ‘Bu mesele siyaset üstü’ veya ‘Bu mesele siyaset dışı meselesidir’ derlerdi. Hükümete de bunun dışında kalmış meseleleri söylerlerdi. Demokrasiyi zehirlemeye çalışan bu konuyu iki konuyu çok duymuştum; biri Kürt meselesi diğeri Kıbrıs meselesi. Hatta buna ek olarak Irak’taki Türkmen politikası. Siyaset üstü ve siyaset dışı şeklinde kodlanan siyasi batılın ortadan kaldırılmasıdır. Bazı meseleler yüksek siyaset bazıları gündelik siyaset olabilir ama herşey siyasetin içindedir.

Haberin Ayrıntıları Geliyor…

Son dakika gelişmelere anında ulaşmak için Haber7 uygulamasını akıllı cihazlarınıza (iOS, Android) kurabilir, Twitter’da @Haber7 hesabını takip edebilirsiniz.

App Store Google Play Takip Et


Editör Hakkında

Paylaşmak
Exit mobile version