Cuma, Kasım 1

Ağıralioğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“PARTİLERDEN TEKLİFLER OLDU”

Particilik tamamıyla tabiatında olan şey daha iyi Türkiye mümkün inanabilen, milletin umuduyla birleştiren ve siyasi mekanizmaya dönüştürünce başarılı oluyor. Bazıları sözü bazıları lideri, bazıları hem sözü hem lideri yakın buluyor. Sözün zamanında ruhunu yakalayabilme kabiliyeti. Siyaset memleket nöbeti gibi vazife alanıdır. Münakaşa edilir, polemik de olur. Biz daha iyisi mümkün olabilir diye inanan arkadaşlarla kurduk. 161’inci parti olarak 161 arkadaşıyla kurulduk. Bu tamamıyla denk geldi.

“TÜRKİYE’DE SİYASET İLKESİZLEŞTİ”

Çeşitli davetler oldu. İstişare edenler, davet edenler oldu. Siyasetin muhasebesini şöyle yaptım. Hayatım boyunca sözümü milletin bulabileceği yerlerde durarak söyledim. Partiler içindeki tercihler çok aşındı. İtiraz edenler itiraz ettiklerinin yanına geçti. Bu siyaseti ilkesizleştirildi. AK Parti’nin 22 yıllık iktidarı Türk siyasetinin daha önce tecrübe ettiği bir şey değil. Söylediğiniz her şeyin tam tersini söylemek zorunda kalıyorsunuz bu süreçte. Siyasette sözü, tavrı, beraberlikleri aşındırıyor. İnsanlar ‘Bu da yarın oraya gider, o da yarın buraya gelir’ diye düşünüyor. Bu ilkesizlik alanı siyasetin itibarına da halel getirdi. 22 yıllık iktidar Türkiye gibi parçalı siyasi yapısı olan memleketlerde siyaseti ilkesizleştiriyor.

“BİZ İTİRAZ EDENLERDENİZ”

Ben siyaseti meslek gibi yapmadım. Bu benim borcum. Memleketim için iyi olduğunu düşündüğüm daha iyi yarınlar adına yapabileceğimiz şeyler var. Siyasete yeniden can suyu verilecekse. Siyaset bu kadar fakirliğe sebep olmuşsa, buna ram olmak siyasetçiye itibarı da kaybettirir. Tayyip Bey, 2002’de Refah Partisi geleneğinden devam etseydi, bu bulduğunu bulamayabilirdi. İtiraz geliştirdi. Türkiye’de bürokrasisine itiraz etti, seçkinciliğe, israfa itiraz etti. Biz itiraz edenleriz. Mevcut siyasi yapılarda yapılana razı değiliz biz. Bu kadar büyük zenginliği olan memleketten hissemize düşene razı değiliz. Muhalefeti, iktidarı muhasebe ettik. Bugün parti mecburiyeti şöyle doğdu; elinde her programını tatbik etmek için, istediği kuvvetle ve kudreti olan partinin yapamadıklarıyla, umut olup da iktidar olamayanlar arasında sıkışıklık var.

“SİYASİ BÜNYE YAŞLANDI”

Partiler de ihtiyarlar. Siyasi bünyenin yaşlandığını toplumla beraber fark ettim. Partiyi milletin kalbine kurmak lazımdır. Böyle hassasiyetimiz vardır. Bu lafı Tayyip Bey de söylemişti. Partiyi fiziken kurmak çok kolaydır. Şartlar milletin bir partiye ihtiyaç duyduğunu fark edilebilir hale gelince kurmak lazım. Ben kuruluşta onu gördüm. 1 yıl boyunca gezdik. Geldiler, dinledik. Partiyi fiziken kurmak yerine millet ne olmasını istiyor, neyin olabileciğine inanıyor, buna bakıyoruz. İnsanlar haklı olarak her yeni başlayanda olan hayal kırıklığından ‘yeniden başlamasak mı’ düşüncesine girdiler. İstişare ettik biz. 28 Ekim’e tekabül eden kuruluş gününe gelen coşku, kulvarımızın önünü açtı. İnsanlar her yerden doğal geldi. Yani partiyi millet kuruyor tanımlasına uygun coşkunun eşiğindeyiz biz.

“BİZİM KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ VAR”

Siyaseti doktorluk mevkiine çekecğiz. Yani kendisine muayeneye gittiğimiz hiçbir doktora ‘Kartal İmam Hatip mezunu musun, ülkü ocaklarına uğradın mı, Gece namazı kılıyor musun?” diye sormuyoruz. Biz doktorun arkasında namaz kılmaya gitmiyoruz ki, tedavi olmaya gidiyoruz. Siyaseti tabiatına uygun yere çekmek zorundayız. Kırmızı çizgilerimizle belirlediğimiz alan var. Ayyıldızlı bayrağın altında, kendini bu milletten hisseden, hak yemektense başına gelecek her türlü belaya kadar idealizmi olan, kalbi bu topraklara ait olan, haram helal hassasiyeti olabilen aidiyetalanı içerisindedir. Hiç kimse yerinden memnuniyetle bahsetmiyor artık. Artık coşkuyla bahsedebilecek bir millete mensup olmaktan bahsediyor istanlar. İnsanlar memleketi güçlü olsun, güçlü bir ülkede yaşamak istiyor. Hukuk, adaleti yüksek standartlarda yaşamak istiyor.

“BU MİLLETE AİDİYET DUYAN HERKES”

Enflasyon artık insanları aynı oranda vuruyor, sokakların güvenliği aynı oranda vuruyor. Çocuklarımızın mutsuzluğu hepimizi kahrediyor. Bu alan siyasal iklimin değişimine dair hissiyat doğurdu. Eskiden kendi kompartımanlarımızda konuşurduk biz. Şimdi ben diyorum Alevi duyuyor. Solcu diyor ben duyuyorum. Gelenlere inanamazsınız. Bunu dip dalgası olarak görüyorum. Biz değerleri olan insanlarız. Ben milliyetçi mukaddesatçı camianın içinde büyüdüm. Müslümanlığımı Allah’a bir borç olarak görüyorum. Siyasette bizim huzursuzluğumuza sebep olan şey taassubu dayatmaktan huzursuzluk oluyor. Sen neye inanıyorsan inan, senin inandığına ben niçin inanmak zorundayım. Kimlikli siyaset ama kimlik siyaseti yok. Şahsiyet siyaseti ama değerler üzerinden siyaset yok. Bunları 22 yıllık iktidardan öğrendik. Dindarlık, milliyetçilik, mukaddes kavramlar bilek kullanışında kullanılan kavramlar haline geldi, zarar gördü. Milliyetçiliğimiz ve dindarlığımız 22 yılda zarar gördük.

“MERKEZİNDE MİLLET OLAN BİR SİYASET”

Millet merkezli siyaset. Salın, solun tasfiyesine gidecek değiliz. Namuslular ve namussuzlar. Hukuku milletin hakkını korumak için taşımak. Millet için yaşayanlar ile milletin imkanlarını kendi için kullananlar arasında. Artık memlekette yeni kimlik tartışması, mezhep, meşrep,ekaliyet tartışmasına ihtiyacımız yok. Biz Türk milletiyiz. Siyaset ‘bilmiyorum’ demeyi öğrenecek. ‘Herşeyi ben biliyorum asabiyesinden kurtulması’ lazım. Bilmediğini bilene soracak. Ahlaklığı, dindarlığı önemseyelim, mesuliyetli milliyetçiliği önemseyelim. Ben milletin böyle olduğunu gördüm. Herşeyin hesabını vermek zorunda bir mekanizma kurmak zorundayız. Toplum artık değerler üzerinden siyaset istemiyor. Değerlerden vazgeçmeyelim. Dindarları ahlaklı toplum, milliyetçileri çalışkan toplum ülkeler güçlüdür. Sosyal demokratları yerli, milli toplumlar güçlüdür. Biz ortalama insan kalitemizi çok düşürdük. Bu millete derviş, dindar ahlakıyla lazımdır. Çalışkan milliyetçi lazımdır. Dindarlık kabahatlarımızı kapatan şal gibi oldu.

“EZAN RÜŞVET YERSENİZ DİNER”

Milliyetçilerimizin şunu bilmesi lazım; bayrak inmez. Bayrağın rüzgarı güçlü ekonomidir. Ezan dinmez. Ezan rüşvet yerseniz diner. Hazine’yi talan ederseniz, ihaleye fesat karıştırırsanız diner. Hoparlörü kapatınca dinmez. Partinizin bir cümlelik programı olsa şunu yazarız; herşeyi tabiatına uygun haline getireceğiz. Milletimi bildiğim yerde bulmasını istedim. Ben milletimi bildiğim yerde buldum. Milletimi itirazlı buldum. Şatafata itirazlı buldum. Dindarlığın ahlaksızlığından, milliyetçilerin tembelliğinden ötürü kızgın buldum.

Haberin Ayrıntıları Geliyor…

Son dakika gelişmelere anında ulaşmak için Haber7 uygulamasını akıllı cihazlarınıza (iOS, Android) kurabilir, Twitter’da @Haber7 hesabını takip edebilirsiniz.

App Store Google Play Takip Et


KAYNAK: HABER7

Editör Hakkında


1992 yılında Erzurum’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum’da, lise öğrenimini Rize’de, lisans öğrenimi ise Atatürk Üniversitesi’nde tamamladı. Halihazırda Nevşehir Hacı Bektaş Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrenimine devam ediyor. Meslek hayatına 2015 yılında başlayıp birçok haber sitesi ve televizyon kanalında farklı pozisyonlarda görev aldı. Şu an meslek hayatına haber7.com’da “Editör” olarak devam ediyor.

Paylaşmak
Exit mobile version