Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in imzasıyla yayımlanan “2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Çalışma Takvimi” genelgesine göre, birinci dönem ara tatili, 11-15 Kasım arasında yapılacak. Okullarda son teneffüs zilinin 8 Kasım’da çalmasıyla birlikte öğrencileri hafta sonları dahil 9 gün sürecek bir tatil bekliyor.
Bağlıkaya, ilk ve ortaöğretimde 2019-2020 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanan ara tatilin, turizmde yeni bir ara sezonunun oluşmasını sağladığını aktardı.
Bağlıkaya, “Bu yıl 11-15 Kasım arasında gerçekleşecek olan ve hafta sonları ile birlikte 9 günlük bir dönemi kapsayan ara tatilde yaklaşık 20 milyon öğrenci tatil yapacak. Ara tatil dönemini aileler, tıpkı sömestr dönemi gibi alışkanlık edinerek önceden planlamaya başladılar. Seyahat acentelerimiz da ara tatil dönemine yönelik özel tur paketlerini vatandaşlarımızın beğenisine sundular” şeklinde konuştu.
Büyükşehirlere yakın bölgeler ilgi görüyor
Ara tatil döneminde yurt içinde, büyükşehirlere yakın bölgelerin, doğa, termal ve SPA kategorilerindeki tesislerinin ilgi gördüğü bilgisini paylaşan Bağlıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu çerçevede İstanbul’a olan yakınlıkları dolayısıyla Sapanca, Abant gibi destinasyonlar tercih edilirken, deniz tatili planlayanlar açısından yıl boyunca devam eden ılıman iklimi ile Antalya, Bodrum ve KKTC ilgi gösterilen destinasyonlar olarak öne çıkıyor. Akdeniz’de hava sıcaklıklarının mevsim normallerinde ilerlemesi de ısıtmalı açık havuz imkanı olan ‘resort’ kategorisindeki tesislere talep oluşmasında önemli rol oynuyor. Bununla birlikte Afyonkarahisar, Ege bölgesi ara tatilde tercih edilen bölgeler arasında yer alıyor.”
Bağlıkaya, yurt içi turların 1 ila 5 gece arasında değiştiğini, ortalama 3 günlük paketlerin bu turlar arasında öne çıktığını ve İstanbul çıkışlı turların yanı sıra Ankara, İzmir ve Bursa çıkışlı turlarında da düzenlendiğini aktardı.
Ara tatilin, kültür turları açısından da itici bir güç oluşturduğuna değinen Bağlıkaya, “Kapadokya, Batı Karadeniz, Eskişehir Odunpazarı, Salda Gölü ve Frig Vadisi, Karadeniz Yaylaları, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve butik Mardin turları, Göbeklitepe, Safranbolu ilgi gören turlar arasında yer alıyor. TÜRSAB Turizm Yüzyılı projesiyle öne çıkan Burdur şehrimiz de gerek Salda Gölü’yle gerekse de Sagalassos ve Kibyra Antik Kentleriyle kültür turları açısından ilgi gören destinasyonlar arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Vizesiz seyahat edilebildiği için Balkanlar öne çıkıyor
Vize randevuları ve vize reddiyle ilgili sıkıntıların yurt dışı turlarda seyahat acenteleri açısından önemli bir sorun teşkil ettiğine işaret eden Bağlıkaya, TÜRSAB olarak bu sorunun çözümü için yoğun bir şekilde çalıştıklarını ve ilgili tüm ülke, vize aracı kuruluşlarıyla temas ve toplantılarını sürdürdüklerinin altını çizdi.
Bağlıkaya, yaşanan bu vize sorunu nedeniyle ara tatil döneminde yurt dışında özellikle vizesiz seyahat edilebildiği için Balkanlar’ın öne çıktığını vurgulayarak, Yeşil Pasaport’u olan veya vizesi bulunan vatandaşlar içinse Belçika, Hollanda, Lüksemburg gibi Benelüks ülkeleri ve İtalya’nın öne çıkan destinasyonlar arasında yer aldığı bilgisini paylaştı.
Saraybosna, Yunanistan ve Viyana ile Prag’ı kapsayan Orta Avrupa turlarının da ilgi gördüğüne değinen Bağlıkaya, “Asya’da ise Tayland, Bali başta olmak üzere Endonezya ve Japonya gibi destinasyonlar, egzotik deneyimler ve benzersiz kültürel zenginlikler sunmasıyla popüler seçenekler. Güney Afrika ve Güney Amerika, mevsimsel olarak yüksek sezon olması nedeniyle ilgi gören destinasyonlar arasında yer alıyor. Dubai, Uzak Doğu gibi otantik rotalar da talep gören bölgeler olarak dikkati çekiyor” değerlendirmelerinde bulundu.
Rezervasyonlarda geçen yıla oranla yüzde 25 artış
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB üyesi seyahat acentelerinin her bütçeye uygun tatil alternatifleri sunduğunu anımsatarak, “Tatil maliyetleri destinasyona göre değişkenlik göstermekle birlikte, yurt içinde kişi başı 6 bin liradan başlıyor. Yurt dışı turlarında ise tatil maliyetlerinin kişi başı yaklaşık 15 bin liradan başladığı görülüyor. Ara tatil döneminde bu yıl rezervasyonlarda geçen yıla göre ortalama yüzde 25 civarında artışlar yaşandığı görülüyor” dedi.
Henüz rezervasyon yaptırmamış vatandaşların rezervasyonlarını belgeli seyahat acenteleri üzerinden yaptırmalarının tüketici mağduriyeti yaşamamaları açısından büyük önem taşıdığı uyarısında bulunan Bağlıkaya, şunları kaydetti:
“Vatandaşlarımıza tatil satın aldıkları dijital mecraların TÜRSAB üyesi acentelere ait olup olmadığını ilgili web sayfalarında bulunan ‘TÜRSAB Dijital Doğrulama Sistemi’ üzerinden veya TÜRSAB’ın resmi web sayfasındaki ‘Üye Acenteler’ sekmesinden kontrol etmelerini tavsiye ediyoruz. Bu vesile ile ara tatilin tüm öğrenci ve öğretmenlerimize huzurlu ve gönüllerince dinlenebilecekleri bir dönem olmasını diliyorum.”
“Ara tatil, kıyı bölgelerine bir miktar daha olumlu katkı sağlayabilir”
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin de ara tatilin, turizm sektörü açısından olumlu bir hareketlilik yarattığını bildirdi.
Eresin, kıyı bölgelerinde kış koşullarının henüz hakim olmaması nedeniyle mevcut yoğunluğun devam ettiğini hatırlatarak, “Ara tatil, bu kıyı bölgelerine bir miktar daha olumlu katkı sağlayabilir. İstanbul’a yakın turistik bölgelerde de canlılık bekliyoruz. İstanbul’da ise şehirde yaşayanların kültür turizmine, müze ziyaretlerine ve sanatsal etkinliklere olan ilgisinin artacağını öngörüyoruz. Ancak bunun, yerli misafirlerin otel konaklamalarına yansıması muhtemel değil. Öte yandan, İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçiler açısından sonbahar aylarında oldukça olumlu bir gidişat söz konusu” değerlendirmesinde bulundu.
Doğrudan çevrim içi siteler üzerinden bir tatil planlanacaksa bu sitelerin gerçek ve güvenilir olduğunun mutlaka kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizen Eresin, çevrim içi siteler üzerinden yapılan rezervasyonların ayrıca otelden de teyit edilmesinin gerektiğini kaydetti.
Özellikle, piyasa fiyatına göre çok düşük fiyata oda sunan tesislere karşı dikkatli olunması gerektiğine işaret eden Eresin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Aşırı indirimli fiyatlara şüpheyle yaklaşılmalı ve rezervasyonlar doğrudan otelin kendi web sitesinden yapılmalıdır. Bizim önerimiz, doğrudan konaklama tesisine rezervasyon yapılmasıdır. Birçok otel, en uygun fiyatlarını kendi web sitesinde sunuyor. Misafirler, seçtikleri otel belliyse doğrudan otelin web sayfasından rezervasyon yaptırabilirler. Ayrıca otellerin daha esnek iptal koşulları sunduğuna da dikkati çekmek isteriz. Aracı satış kanallarının kontrolü daha zor olmakla birlikte, bir otelin kendi web sayfasının doğruluğunu kontrol etmek çok daha kolay olacaktır.”