Pazar, Eylül 29


Ülkenin çeşitli şehirlerinde Osmanlıdan miras birçok köprü bulunsa da Tabakhane Köprüsü, başkentte Osmanlı döneminden beri işlevselliğini muhafaza eden tek köprü olarak biliniyor.


Devlet tarafından korunan kültürel anıt statüsündeki köprü, Tiran’ın merkezine yakın konumda yer alıyor.


Mimari ve turistik açıdan başkentteki kültürel mirasın en önemli anıtlarından biri kabul edilen köprü, Tiran’ı çevreleyen modern binalarla “yaşamaya” devam ediyor.


Tabakhane Köprüsü’nün tarihi ve özellikleri


Başkent Tiran’ın 17. ila 19. yüzyıllarda genişlemesiyle şehirde iletişim ve etkileşimin kolaylaştırılması amacıyla köprüler inşa edildi.


Mimarlık tarihçisi ve eski Arnavutluk Kültürel Anıtlar Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Valter Shtylla, Arnavutluk’ta ayakta kalan taş köprülerin tamamının Osmanlı dönemine ait olduğunu belirterek, Tabakhane Köprüsü’nün yayaların kullanımı için inşa edildiğini söyledi.


Bölgede Tabakhane ismini taşıyan ve deri işlemeciliğiyle bilinen bir mahallenin de bulunduğuna işaret eden Shtylla, köprünün buradaki esnaf tarafından yaptırıldığını anlattı.


Shtylla, köprünün Tabakhane semtiyle başkentin diğer mahallelerini bağlaması bakımından büyük öneme sahip olduğunu dile getirdi.


Köprünün 20 metre uzunluğunda, 7 metre yüksekliğinde, yaklaşık 2,5 metre genişliğinde ve ana kemer gözünden oluştuğu bilgisini veren Shtylla, “Köprü, zaman içinde restore edildi. Lana Nehri, artık altından akmadığı için köprünün durumu gayet iyi.” dedi.


“Tiran’da Osmanlı döneminden sağlam kalan tek taş köprü”


Köprünün “özel ve tek” olduğunu vurgulayan Shtylla, “Tabakhane Köprüsü, Arnavut ustaların izlerini taşıyor. Tiran’da Osmanlı döneminden sağlam kalan tek taş köprü ve Tiran’a yapılacak ziyaretlerin turistik ve kültürel seyahat programına organik olarak girmiştir.” diye konuştu.


Shtylla, her ne kadar modern ve yeni binalar tarafından çevirili olsa da köprünün özelliğini koruyarak ön plana çıktığını sözlerine ekledi.

Paylaşmak
Exit mobile version