Perşembe, Nisan 17

Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu coğrafyanın, bu toprakların en acınacak tarafı nedir bilir misiniz?

Elbette bilirsiniz.

Bilirsiniz ama, ben gene de konuyu biraz açayım.

Evet bu coğrafyanın madenleri, akarsuları çoktur.

Bütün dünyayı doyuracak kadar yeraltı ve yerüstü zenginlikleri vardır.

Dünyada hiçbir toprak parçası; bu coğrafya kadar, insanlığın yaşadığı büyük tarihe tanıklık etmemiştir.

Bu coğrafyada dört mevsim aynı zaman içinde yaşanır.

Topraklarımız her türlü tarıma elverişlidir.

İnsan ve insanlık burada başlamış, burada yoğrulmuştur.

Mümbit topraklarında bağları, bahçeleri, ırmakları, denizleri, körfezleri ve paha biçilmez kıymetli taşları vardır bu coğrafyanın.

Bugün insanlığı aydınlatan büyük buluşlar; fenni icatlar, ilim, bilim, ahlak, zühd, takva, diğerkâmlık, samimiyet, hilm, ümmet bilinci, birlik-beraberlik içinde büyük devlet olmak, kardeşçe yaşamak ve asırlara ışık tutup örnek olma anlayışı… bu coğrafyada harmanlanmış, yaşanmıştır.

Bu coğrafyanın büyük tarihi adı “Doğu” dur.

Onun içindir ki, üstad Necip Fazıl Kısakürek “Büyük Doğu” demiştir davasının adına.

Büyük Doğunun insanı mert, kahraman, imanlı, vatan sevdalısı, çalışkan, ilim tutkunu, Peygamber (sav) aşığı, milli ve manevi duyguları ile çağlara meydan okumuştur.

Kökleri Büyük Doğuda olan her insan değerlidir.

Kökleri Büyük Doğuda olan insanların birbirleri ile olan tartışmaları, daha büyük hakikatlerin ortaya çıkması içindir.

SİZİ HEM TERK ETTİ HEM DE ARKANIZDAN VURDULAR
 

Namık Kemal’e ait olduğu söylenilen ve geçmişte çokça kullanılan “Barika-i Hakikat Müsademe-i Efkardan Doğar”, sözü çok meşhurdur. Yani hakikat parıltıları, güneş gibi aydınlatıcı olan fikirler, insanların birbirleri ile tartışmalarından, konuşmalarından, münazara etmelerinden doğar.

Fakat ne hikmetse, özellikle on dokuzuncu yüzyıldan itibaren bize bir şeyler oldu, bizim insanımız değişti.

Tamam; coğrafyamız bölük pörçük edildi ama toprak aynı toprak, bu toprağın insanı neden değişti?

Havası, suyu, iklimi, dağları, ovaları, denizleri ve nehirleri yerinde duruyor ama insanımızın kanında ve genetiğinde bir farklılık oldu.

Bir kesimin bu vatanla, bu topraklarla olan bağı koptu.

Üstelik devlet; bu kesimin hemen hemen her istediğini verdiği, her arzusunu yerine getirdiği halde…!

Mesela; 1895’teki büyük ve kanlı isyanlardan olan Sason İsyanı’nda binlerce Müslümanın şehid edilmesine rağmen, daha sonra İttihat Terakki paşaları, isyanın elebaşısı olan Hamparsum Boyacıyan’ı, Meclis-i Mebusan’a, yani, Millet Meclisi’ne Harput Milletvekili olarak getirmediler mi?

Hatta o paşalar; Ohannes Efendiyi meclis başkan vekili, Lozan’da, Paris’te Ermenileri temsil eden ve İtalyanlara: “Libya’dan ne alırsanız alın, ne koparırsanız koparın, tam zamanıdır” diyen Gabriel Noradunkyan Paşa’yı da dışişleri bakanı yapmadılar mı?

Güya milliyetçi, Türkçü olan İttihat Terakki’nin paşaları, 1909’da Abdülhamid’i devirdikten, Osmanlıyı paramparça ettirdikten sonra geride kalan devleti de yabancılara peşkeş çekmediler mi?

Çektiler.

Pekâlâ yaranabildiler mi?

Tam tersi, kaçıp gittikleri yerlerde o yabancılar tarafından yok edildiler.

Cemal Paşa Tiflis’te, Talat Paşa Berlin’de Ermeni militanlar tarafından suikastlarla öldürüldüler.

Enver Paşayı da Rusya’da Bolşevikler ortadan kaldırdı.

Üçü de sırtlarını dayadıkları, güvendikleri, hatta ordumuzun komutasını bile teslim ettikleri Otto Von Sanders gibi generallerin ülkelerindeki yabancı teröristler tarafından öldürüldü.

KENDİ ÇOCUKLARINIZ LÜKS İÇİNDE PAHALI OKULLARDA OKUYORKEN HALKIN ÇOCUKLARINI SOKAĞA DÖKÜYORSUNUZ
 

Cumhuriyeti kuranlar da ittihatçı paşaları izlediler;

Onlar da hukuktan ticarete, aileden sanata, tarımdan edebiyata, şapkadan eğitime kadar her şeyi Batı’dan, yabancılardan alıp, hem bu milletin öz evlatlarını dar ağacına çektiler ve hem de geriye kalanımızı kuşa çevirdiler.

Peki ne oldu, yaranabildik mi Batılılara?

Hayır yaranamadık.

İngilizler sizinle ilgilenmeyince, diyorsunuz ki;

“Kendimizi terkedilmiş hissettik.”
 

Fakat biliyor musunuz, dış güçler sizi hiçbir zaman içlerine almadılar.

Aslında neredeyse iki asırdan beri siz ve sizin zihniyetiniz bu coğrafya tarafından terk edildiniz, bu topraklar sizi kabul etmiyor, bunun farkında bile değilsiniz.

Sadece şu Cumhuriyet döneminde Batılı başkentlerde birçok diplomatımızı şehit ettiler.

Kucağına sığındığınız Batılılar neredeyse yarım asırdan beridir terör belası ile Türkiye’ye nefes aldırmıyorlar.

Şunu kafanıza sokun Özgür Özel Efendi: Yabancılara yaltaklanmanız, İngiliz medyasından yardım dilenmeniz boşuna.

Kendi çocuklarınızı milletin parası ile pahalı okullarda okuturken, halkın çocuklarının istikbalini karartmaya hakkınız yok.

Bizi anlamaya da niyetiniz yok.

Bunu çok iyi anlıyorum.

Fakat bir zamanlar içinizde olduğu için, sizin yabancı hayranlığınızdan iğrenen ve pişman olan, ama ne yazık ki, Roma’da yine teröristlerce suikasta uğrayan eski ittihatçı Sait Halim Paşa ruhunuzun, genetiğinizin manyetik rezonansını, yani emarını çekiyor, hiç olmazsa onu dinleyin.

İşte yazdıkları:

“Özellikleri; içinde yaşadıkları halkı ve çevreyi boyuna kötülemek, izah ve ispat edemedikleri için, itham; anlayamadıkları için de inkâr ederek ümitsizce tenkit ederler.

Kendi tarihimiz, kendi meselelerimizle uğraşmak bir tenezzüldür onlar için.

Asırlarca önce kurulmuş bir devleti, dünya tarihine istikamet vermiş bir medeniyeti küçümsüyorlar.

Yeni doğmuş bir toplum sanıyorlar bizi.

Bu peşin hükümle peşinden koştukları Batı irfanı onları fikren kendi ülkesinden yabancı bir ülkeye göç etmeğe (muhacerete), ruhen de kendi tâbiyyetlerinden farklı bir tâbiyyete (tebdil-i tâbiiyete) sürüklemektedir…”
 

Hiç değişmiyorsunuz.

Aradan geçen bunca zaman sonra, ben de size aynı şeyleri söylüyor ve şu gerçeğin altını bir kez daha çizmek istiyorum:

Evet, siz bu medeniyete fikren de ruhen de yabancısınız.

Bizden değilsiniz, onlardansınız.

Ama onlar sizi hiçbir zaman kendilerinden görmediler. Bu sebeple terk edildiniz Özgür Efendi…!

Sizin böylesine kayıtsız şartsız dış güçlere teslimiyetiniz bizim içimizi acıtsa da gerçek bu.

 

Ferman Karaçam

YouTube     : youtube.com/c/Ferman Karaçam

Twitter        : twitter.com/fermankaracam 

Instagram   : instagram.com/fermankaracam

Facebook   : facebook.com/karacamferman

E-mail         : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com

 

Paylaşmak
Exit mobile version