BAE’li pilotların eğitimi HAVELSAN’a emanet

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’de devam eden IDEX 2025 Savunma Sanayii fuarı çok önemli iş birliklerine de sahne oluyor. Bölgede adından sıkça söz ettiren HAVELSAN’ın BAE ile yol arkadaşlığına dair bazı somut örnekler de Abu Dabi’de sergileniyor.

Bu ürünlerden ilki, HAVELSAN ile BAE’li Calidus firması arasındaki anlaşmaya istinaden B-250 hava platformu için geliştirilen Yer Tabanlı Eğitim Sistemi. Bu proje, pilot eğitim süreçlerini daha verimli hale getiren bir eğitim ortamı sunmayı hedefliyor.

Fuarda zırhlı araçların sergilendiği bölümde de yine HAVELSAN ile Calidus’un bir başka iş birliği göze çarpıyor. AL WASHAQ isimli 4X-4 insansız kara aracında Türk mühendislerce geliştirilen Taktik Komuta ve Kontrol Sistemi’nin entegre edildiği görülüyor.

HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar, hem bu iki projeyle hem de kamuoyunda merak edilen kimi diğer başlıklarla ilgili TRT Haber’e açıklamalarda bulundu.

“BAE ile bu yılın sonuna doğru yeni bir imza daha atabiliriz”

Önce B-250 uçağıyla ilgili konuyu detaylandıran Nacar, yere konuşlu eğitim sistemi geliştirdiklerini ve BAE’li pilotların eğitim süreçlerini en üst seviyeye taşıyacak ileri teknolojiye sahip bir işe imza attıklarını söyledi.

HAVELSAN imzalı simülatörün 360 derece hareket ettiğine değinen Nacar, ayrıca sistemin artırılmış gerçeklikle birleştirilen son derece kabiliyetli bir proje olduğunun altını çizdi.

BAE ile yol aldıkları bir diğer projenin de 4X4 zırhlı araç üzerine entegre edilmiş Taktik Komuta ve Kontrol Sistemi olduğunu ifade eden Nacar, “Bu sistemi BAE dışındaki ülkelerde de hizmete sunmuştuk. Aslında BAE’li yetkililerle görüştüğümüz başka konular da var. Bu yılın sonlarına doğru bu sürecin daha da olgunlaşacağına inanıyorum.” dedi.

“Elimiz geçmişe göre çok daha güçlü”

Türk Savunma Sanayii’nin geldiği noktaya da dikkat çeken HAVELSAN Genel Müdürü Nacar, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yıllar önce uluslararası bir fuara gittiğimizde bize her şeyden önce ‘Bunu Türkiye’de mi ürettiniz, prototipi var mı, sizin ülkenizde bunu kullanan herhangi bir kuvvet bulunuyor mu?’ gibi sorular sorarlardı. Yani aslında ‘sahada kendinizi kanıtladınız mı?’ diyorlardı. Buna cevabınız ‘evet’ ise ancak o zaman sizinle masaya oturuyorlardı.

Biz önce içeriye ürettik. Onlar kullanıldı. Sistemler sürekli geliştirildi ve nihayetinde rahatlıkla dünyaya açılabildiğimiz dönem başladı.

Şimdi bir yerde konuşurken söz konusu sistemi kullanan ülkeleri sıralıyor ve ‘Sizin için de benzerini ve hatta daha iyisini yapabiliriz’ diyoruz. Gönül rahatlığıyla dünyanın dört bir yanındaki işlerde kendimize yer bulabiliyoruz.

Türk savunma sanayiinin bu noktaya gelebilmesi çok kritik. Çünkü bir ürünü üretmek tek başına yeterli değil. Yapacak, satacak ve bunu devamlı hale getireceksiniz. Aksi halde tıkanırsınız. İşte biz de farklı bölgelerdeki iş birliklerimizle devamlı bir döngü kurma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.”