Pazartesi, Kasım 18


Bayraktar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.


Türkiye’nin zengin yeraltı kaynaklarına sahip olduğunu, üretilen maden çeşitliliği açısından dünyada yedinci sırada yer aldığını belirten Bayraktar, bu alandaki potansiyeli ekonomiye kazandırmak için “Önce İnsan, Sonra Çevre ve Sonra Katma Değerli Madencilik” vizyonuyla çalıştıklarını söyledi.


Bayraktar, madencilik sektörünün daha güvenli ve sürdürülebilir olması amacıyla 2023’te 8 bin 828, bu yıl ekim sonu itibarıyla ise 7 bin 833 sahada denetim yaptıklarını ifade ederek, söz konusu denetimlerde radar, sonar, drone, elektronik takip ve dijital uyarı sistemleri gibi teknolojilerin kullanıldığını ve yıl sonuna kadar yaklaşık 9 bin saha denetim sayısına ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.


Şubatta Erzincan İliç’teki altın madeninde heyelan meydana geldiğini anımsatan Bayraktar, “Olayın hemen ardından İliç’teydik. Devletimiz de elindeki tüm imkan ve kabiliyetleriyle adeta seferber oldu. Toprak altında kalan 9 işçimizin arama kurtarma çalışmalarını bilfiil yerinde koordine ettik. Kesintisiz olarak bir ay boyunca burada kaldık, vatandaşlarımızın acılarını paylaştık. Hem onları hem ülke kamuoyunu şeffaf, açık ve samimi bir şekilde bilgilendirdik. Meclisimiz de bir araştırma komisyonu kurarak büyük bir titizlikle bu konuyu ele almıştır. Konuyla ilgili yasal süreci yakından takip ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.


Madenciliği çevreyle uyumlu şekilde yürüterek, faaliyetlerin sonlandığı alanların doğaya yeniden kazandırıldığına işaret eden Bayraktar, rehabilitasyon çalışmaları kapsamında bugüne kadar 45 ilde 9 bin hektar rehabilitasyon alanına 21 milyon adet ağaç dikildiğini dile getirdi.


Bayraktar, yeraltı kaynaklarını ortaya çıkarmak amacıyla kurulan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün (MTA), son 10 yılda ortalama 670 bin metre sondaj gerçekleştirerek yeni rezervlerin tespitini sağladığını ve bu rezervlerin önemli bir kısmının ekonomiye kazandırıldığını anlatarak, şöyle devam etti:


“Madencilik sektörünün bugünkü fiyatlarla, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içinde 65 milyar lira olan hacmini 20 yıl gibi bir sürede 4 katına çıkararak 2023 yılında 270 milyar liraya ulaştırdık. Aynı süre zarfında maden ihracatımızı da 7 kat artırarak 2023 yılında 5,7 milyar dolara çıkardık. Dünyadaki rezervin yüzde 73’üne sahip olduğumuz bor madeninde yüzde 60’ın üzerinde küresel pazar payıyla bu alanda liderliğimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede, 2024 yılında 2,5 milyon ton bor ürünleri satışı karşılığında, yüzde 97’si ihracat olmak üzere 1,3 milyar dolar satış gerçekleştirerek bir rekor kıracağız.”


Ham madde arz güvenliği kapsamında, Asya’dan Afrika’ya farklı coğrafyalarda çalışmaların sürdüğüne dikkati çeken Bayraktar, Nijer’de arama çalışmaları yürütülen altın sahalarından birinde 2025 yılında ilk üretime başlamayı planladıklarını söyledi.


Bayraktar, 2023’te kömür ve altın dahil, ara ve uç ürünler hariç olmak üzere, toplam madencilik ithalatının yaklaşık 40 milyar dolar olduğunu, bu kapsamda maden üretimini güvenli ve sürdürülebilir şekilde artırmak için çalıştıklarını ifade etti.


Yeşil dönüşümün ana unsurları olan yenilenebilir enerji, elektrik depolama ve elektrikli araç teknolojilerinin yanı sıra savunma sanayii gibi ileri teknoloji alanlarında nadir toprak elementleri başta olmak üzere kritik ve stratejik madenler kullanıldığını aktaran Bayraktar, Eskişehir Beylikova’da keşfedilen dünyanın ikinci en büyük Nadir Toprak Elementleri rezerv sahasındaki üretimi geliştirerek, bu alanda önemli bir küresel tedarikçi haline gelmeyi hedeflediklerini kaydetti.


Bayraktar, Türkiye için kritik ve stratejik madenler yol haritasının gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.


“2025 yılında 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz”


Bakan Bayraktar, geçen yıl 49 milyon ton ham petrol ve petrol ürünleri, 4 milyon ton LPG ve 50 milyar metreküp doğal gaz ithalatı yapıldığını, 2023 yılı toplam enerji ithalatı faturasının yaklaşık 70 milyar dolar olduğunu belirtti.


Yüksek ithalat rakamlarının dış ticaret açığına olumsuz etkisiyle mücadele etmek için yurt içi ve yurt dışında arama ve üretim faaliyetlerinin artırıldığının altını çizen Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bu amaç doğrultusunda dört derin deniz sondaj gemisi, iki sismik araştırma gemisi ve destek gemilerinden oluşan dünyanın en önemli ve modern arama ve üretim filolarından birini kurduk. Aynı zamanda bu alanda tersine beyin göçünü de sağlayarak kendi insan kaynağımızı güçlendirdik. Bu sayede 2020 yılında Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirdik. Deniz yüzeyinin 4 bin metre altından çıkardığımız doğal gazı karaya, 170 kilometre mesafeden Filyos’a ulaştırarak vatandaşlarımızın kullanımına sunuyoruz. Yani Karadeniz’in tabanına Ankara-Bolu otoyolu mesafesi kadar adeta bir gaz otobanı inşa ettik. Sakarya Gaz Sahası’nda geçtiğimiz yıl bütçe görüşmeleri döneminde günlük 3,8 milyon metreküp olan üretimimiz bugün itibarıyla yaklaşık iki katına ulaşarak 7 milyon metreküpe çıkmıştır. Diğer sahalarımızla birlikte toplam yurt içi üretimimizi günlük 8 milyon metreküpe yükselterek, 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğal gaz üretimimizle karşılar hale geldik.”


Bayraktar, Sakarya Gaz Sahası’ndaki üretimin artırılması için yapılan planlama kapsamında bir adet yüzer üretim platformunun envantere eklendiğine işaret ederek, deniz üstünde bir sanayi tesisi olan ve 2026 yılında üretime alınacak platform ile günlük üretimin 20 milyon metreküpe çıkarılacağını, böylece hanelerin yarısının doğal gaz ihtiyacının yerel gaz ile sağlanacağını vurguladı.


Mevcut sahada üretim artırılırken, yeni sahalarda sondajların devam ettiğini belirten Bayraktar, Karadeniz’de saha geliştirme çalışmaları kapsamında Abdülhamid Han gemisinin 9 Kasım’da yeni sondaja başladığını söyledi. Bayraktar, petrolde, daha önce arama yapılmayan bölgelere odaklandıklarını, bu çerçevede Şırnak, Gabar’da Türkiye’nin kara alanlarındaki en büyük petrol keşfine imza atıldığını ifade etti.


Gabar’da günlük üretimin 57 bin varilin üzerine çıktığının altını çizen Bayraktar, “Keşfini yaptığımız petrol rezervimizi milletimizin istifadesine sunmak için dağlarda toplam 540 kilometre yol yaparak bu üretimi gerçekleştirdik. Gabar ve civarında farklı sahalarda yeni keşif kuyularını da açmaya devam ediyoruz. 2024 yılında, Şırnak, Hakkari, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamlanmış olup bu rakamı yıl sonunda 103’e çıkaracağız. Bu sayede 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz. Sakarya Gaz Sahası ve Gabar Bölgesi başta olmak üzere üretim alanlarımızı genişletmek ve üretimimizi artırmak için TPAO önümüzdeki yıl 143 milyar liranın üzerinde yatırım yapacak” diye konuştu.


Bayraktar, yurt dışındaki sahalarda gerçekleştirilen 40 bin varillik üretimle birlikte günlük toplam 155 bin varilin üzerinde petrol üretildiği bilgisini paylaşarak, 6,3 milyon otomobilin yakıt ihtiyacının karşılandığını dile getirdi.


Doğal gaz giriş kapasitesi artırıldı


Ulusal doğal gaz şebekesine giriş noktasının 14’e, günlük giriş kapasitesinin 455 milyon metreküpe çıkarıldığını anlatan Bayraktar, doğal gaz tedarik çeşitlendirmesi için zaruri olan 2’si sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminali, 3’ü Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) olmak üzere 5 adet gazlaştırma tesisinin toplam giriş kapasitesinin 161 milyon metreküpe ulaştığını söyledi.


Bayraktar, dünyadaki altıncı büyük şebeke olan, yaklaşık 20 bin kilometre uzunluğundaki doğal gaz iletim hattının yanında, şehirlerde 208 bin kilometreyi bulan doğal gaz dağıtım hatları bulunduğunu ifade ederek, söz konusu yatırımlar sayesinde farklı tedarik kaynaklarından gereken zamanda ve miktarda doğal gaz temin etme esnekliğine kavuşulduğunu belirtti.


Mevcut durumda 5,8 milyar metreküp olan yer altı doğal gaz depolama kapasitesinin 2028’de 12 milyar metreküpe yükseltilerek kullanılan doğal gazın yüzde 20’den fazlasının depolanabileceğini belirten Bayraktar, “81 ilimizde 885 yerleşim yeri ve 222 Organize Sanayi Bölgesine doğal gazı ulaştırdık. Sadece son bir yılda 92 yerleşim yerine doğal gaz arzı sağladık. Türkiye artık kendi gazını üreten, kaynak ve güzergah çeşitliliğini sağlamış, güçlü altyapısı ve tedarik portföyü sayesinde ihracat kabiliyeti kazanmış, Avrupa’nın da arz güvenliğine katkı sağlayan enerjide merkez ülke konumuna gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.


Bayraktar, yurt içi ve yurt dışında arama çalışmalarının sürdüğüne işaret ederek, Oruç Reis gemisinin Somali’de her biri 5 bin kilometrekare olan üç ruhsat sahasında üç boyutlu sismik arama faaliyeti yürüttüğünü söyledi.


Doğal gazda tedarik anlaşmaları uzatıldı


Doğal gaz tedariki kapsamında, Cezayir’le olan LNG anlaşmasının 2027 yılı sonuna kadar, Azerbaycan ile bu yıl sona erecek doğal gaz tedarik anlaşmasının ise 2030 yılı sonuna kadar uzatıldığı bilgisini paylaşan Bayraktar, “BOTAŞ, uluslararası firmalarla yıllık 5,6 milyar metreküplük uzun dönemli LNG tedarik anlaşmaları imzalamıştır. Uzun vadeli LNG tedarik anlaşmaları, sadece ülkemiz için değil bölgemiz ve Avrupa için de doğal gaz arzının çeşitlendirilmesinde ve arz güvenliğinin tesisinde çok kritik bir rol oynamaktadır” dedi.


Türkiye’nin aralarında Cezayir, ABD, Katar, Umman, Nijerya gibi ülkelerin yer aldığı, 34 farklı ülke ile doğal gaz ticareti yaptığını anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:


“Doğal gazda hedefimiz tedarik tarafını yeniden şekillendirerek ve çeşitlendirerek daha rekabetçi fiyatlarla doğal gaz tedarik edebilmektir. Ülkemizin yıllık ortalama 50 milyar metreküp doğal gaz tüketimi dikkate alındığında bugüne kadar yaptığımız altyapı yatırımlarıyla yıllık 80 milyar metreküp doğal gaz arzı sağlayabilecek durumdayız. Enerji ticaret merkezi olma potansiyelimizi gerçeğe dönüştürerek ihtiyacımızın üzerinde tedarik ettiğimiz doğal gazı güçlü altyapımız sayesinde ihraç etmeye başladık. Bu çerçevede, Bulgaristan ve Yunanistan’ın yanı sıra sınırımızın olmadığı Macaristan, Romanya, Sırbistan ve Kuzey Makedonya’ya da doğal gaz ihraç ediyoruz.”

Paylaşmak
Exit mobile version