Cuma, Nisan 25


Bakan Memişoğlu, Habertürk televizyonu canlı yayınında soruları yanıtladı.


Memişoğlu, ​Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem nedeniyle bütün İstanbullulara geçmiş olsun dileklerini iletti.


Deprem esnasında Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen törenlerde olduğunu ifade Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı üzerine hemen İstanbul’a intikal ederek AFAD’a geldiklerini anlattı.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Vekilinin İstanbul’da meydana gelen deprem sonrasında düzenlenen afet yönetimi toplantısına davet edilmediği iddiasına ilişkin soru üzerine Bakan Memişoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı ya da vekilinin AFAD’ın koordinasyonunda yapılan toplantılarda her zaman yer aldığını söyledi.


Memişoğlu, AFAD’ın organizasyonunda daha önceki depremlerde de toplantılar yapıldığını hatırlatarak, “Büyükşehir Belediye Başkanı veya vekili kimse onun otomatik olarak geldiği bir afet koordinasyon merkezi orası. Orada büyükşehir belediye başkan vekili de vardı. Bütün toplantılara katıldı. Biz, açıklama yaparken de masamızdaydı. Vali Bey de yanımızdaydı. Bütün gün onunla beraberdik.” diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’dan İstanbul’a uçakla geldikten sonra akşamüstü AFAD’a uğradığını ve kendilerinin de o esnada orada çalıştıklarını aktaran Memişoğlu, “Belediye Başkan Vekilimizin olmadığı bir anda biz de geleceğini son anda öğrendik. Bütün gün Belediye Başkan Vekilimiz bizimleydi. Bugün de beraberdik. Depremi siyasallaştırmamamız lazım. Bu İstanbul’un ve Türkiye’nin sorunu. Bunu ‘sen yaptın’ ya da ‘ben yaptım’ değil hep beraber yapmamız lazım. Depremde herkes biz ne yapmalıyız? diye sormalı.” açıklamasını yaptı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde 6 Şubat depreminden sonra büyük bir yenilenmenin yaşandığının altını çizen Memişoğlu, deprem bölgesindeki hastanelerin sayısının şu anda deprem öncesinden çok daha modern olduğunu söyledi.


“Cumartesi günü büyük bir tatbikat yapıyoruz”


Sağlık Bakanlığının olası Marmara depremine karşı hazırlıklarının ne olduğuna ilişkin soru üzerine ise Bakan Memişoğlu, “Bu cumartesi günü büyük bir tatbikat yapıyoruz. Çok önceden planlanmış bir şeydir. Bu, 6 aydır yazışmaları olan bir tatbikat. İstanbul depremiyle ilgili. Daha önce de Çam Sakura ve çevresinde bir tatbikat yapmıştık. Bu yaklaşık 4-5 ay önceydi. Bu tatbikat ise iller arası yaptığımız bir tatbikat.” dedi.


Depreme hazırlığın sadece kağıt üzerinde olamayacağını vurgulayan Memişoğlu, şöyle devam etti:


“Depreme hazırlık bir mantalite doğurur dedik. 1999 depreminde bu ülke bir acı yaşadı. Ondan sonra devlet kurumları daha koordineli olacak şekilde AFAD organizasyonu ile depreme hazırlık aşamasını yaptı. Özellikle 5,8 şiddetindeki 2019’daki İstanbul depremi bize birçok şeyi öğretti. İstanbul ile ilgili sağlık tarafında da ne yapmamız gerektiğini çalıştık ve aynı zamanda da 6 Şubat depreminde de İstanbul bölgeye sağlık anlamında çok büyük bir destek verdi. Maraş ve Hatay’a sahaya 12. saatte gitmiştik. Sahra Hastanemiz ve tırımız 24. saatte orada kurulmuştu.”


Bakan Memişoğlu, depremde ve sağlık sistemindeki insanların, otomatik olarak nasıl hareket etmesi gerektiğini önceden bilmesi gerektiğini vurgulayarak, deprem tatbikatlarına ilişkin şunları kaydetti:


“0-12 saat çok kritik bir saat. Herkes ne yapacak, nasıl hareket edecek bununla ilgili bir süreç analizi yaptık. ‘Mevcut kapasitede biz 12 saat nasıl devam edebiliriz, İstanbul’a yardım gelmese de bunu nasıl yönetebilirizi hesapladık. 12-18 saatte ne yapacağımızı, 18-36 saatte neler olması gerektiğini, 36 saatte ne rutine gireceğini hesapladığımız bir çalışma yaptık. Bu çalışmada İstanbul’un içindeki sağlıkçılar da dahil nasıl hareket edeceğinin ezberlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. ‘Deprem oldu mu İstanbul’da bütün ambulanslarımız talimat beklemeden çıksın’ dedik. ‘Helikopterlerimiz var, otomatik olarak kalksın’ dedik. Dün öyle kalktılar mesela. Benim ‘kalksın’ dememe gerek yok. Kalksın ben ona havada komuta gerektiği zaman vereyim. Biz aynı zamanda referans hastaneler kurduk. İstanbul’daki bütün hastaneleri ve bölgeleri Anadolu’daki bütün hastanelerle eşleştirdik. İstanbul’u 10 bölgeye böldük. İstanbul bütün Türkiye’yi destekleyebilir ama bütün Türkiye’nin organize şekilde İstanbul’u destekleyebilmesi için İstanbul’u 10 bölgeye böldük. Bu 10 bölgede hangi şehir ve hangi alana gideceğini bilecek. O şehirdeki sağlıkçısından aile hekiminden, eczacısından özel hastanesine kadar herkesi de birbiriyle eşleştirdik. 16 il, Tuzla ve Kadıköy bölgesinden cumartesi günü oradan gelecek hangi hastaneye gidecek, nasıl gidecek onları bilecek. 2025 ve 2026’da sık sık tatbikat yaparak insanlara nereye gideceklerini öğretmeye çalışıyoruz. Sağlık anlamındaki ulaşımımızı da karayolu ile değil daha çok havayolu ve denizyolu ile planlıyoruz.”


Bakan Memişoğlu, İstanbul’daki 6,2 büyüklüğündeki deprem sonrasındaki yaralıların durumuna ilişkin soruya, “En çok çarpma, atlama, alakalı omurga ve ayak yaralanmaları diyebileceğimiz ortopedik yaralanmalar oldu. Onlar da panik halinde hareketten, çarpmadan kaynaklı. Çok fazla atlayan yok ama kaçarken ayağını vuran yaklaşık 236 kişi. Şu anda 41 kişi kaldı, 38’i İstanbul’da 3 ise diğer şehirlerde olmak üzere onların da hepsinin ameliyatlarla ortopedik travmaya bağlı özellikle bacak kırıkları fazla.” yanıtını verdi.


Memişoğlu, Sivasspor – Fenerbahçe futbol müsabakası sırasında futbolcuların açtığı “Doğal olan normal doğumdur” yazılı pankart sonrası yaşanan tartışmalara ilişkin soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:


“Ben Sağlık Bakanı’yım, biz Sağlık Bakanlığıyız. Hastalık bakanlığı değiliz. İnsanların sağlığı ile ilgili doğru bilgilendirmek ve onlarla ilgili sağlığını nasıl koruyacağını ve sağlıklı olanın ne olduğunu anlatmakla görevli ve mükellefiz. Sağlıkla ilgili doğrusu neyse onu bu topluma öğretmek, onunla ilgili uyarıları yapmakla mükellef olan bir bakanlığız. Ben sigara ile de mücadele ediyorum. Ben ‘Sigara sağlığa zararlıdır.’ deyince sigara içenlerin hayatına müdahale mi ediyorum? ‘Kilo verin, zararlıdır.’ dediğim zaman da insanların hayatına, özgürlüğüne müdahale mi ediyorum?”


Sivasspor’un iki yıl önce de meme kanseriyle mücadele ile ilgili bir pankartının olduğunu ve sahaya onunla çıktığını anımsatan Memişoğlu, “Ben bu tartışmalardan esasında çok memnunum. Hiçbir kadının, hiçbir bayanın, hiçbir erkeğin, bir çocuğun hayatına zorla müdahale edecek bir mantalite taşımayız, bir politika da uygulamayız. Bunu düşünmek bile bir patolojik düşüncedir. Ben Sağlık Bakanı olarak öneririm ve doğruyu söylerim.” dedi.


Sağlık Bakanı olarak doğru ve sağlıklı olanı söylemek ve bununla ilgili planlama üretip politika yapmakla mükellef olduğunu ifade eden Memişoğlu, “Biz kimseye hareket etmiyor, kimseyi zorlamıyoruz. Doğal olan normal doğum, normal yani. Gerektiği zaman, endikasyonu olduğu zaman, tıbbi olarak gerçekten zorunlu olduğu zaman ben genel cerrahım, tabii ki ameliyat yapacak. Sezaryen bir ameliyat, doğum şekli değil. Ameliyat ile çocuğun çıkarılmasıdır. Dünyada sezaryen oranı yüzde 15’tir. 10 doğumdan sadece bir veya ikisidir. Bizde 10 doğumdan 6’sı sezaryendir.” diye konuştu.


Son 10 yıldır Türkiye’de sezaryen oranlarında artış yaşandığına dikkati çeken Bakan Memişoğlu, “Özel hastanelerde daha fazla maalesef. Onları da denetlemeye başladık. Yüzde 61’in üzerinde maalesef. Kimsenin özel hayatına ve kimsenin kararına karışmıyoruz. Net söylüyorum ki bebek için de anne için de normal doğum sağlıklı olanıdır.” dedi.


“Ben 1966 doğumluyum, sezaryen doğumluyum”


CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu konudaki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine de Memişoğlu, şunları söyledi:


“Ben Sağlık Bakanı’yım, kendisi de sağlıkçı. Bununla ilgili siyasete çok karışmış durumda sanıyorum. Tıbbi endikasyon dediğimiz, tıbben gereklilik başka bir şeydir. Keyfiyet başka bir şeydir. Biz keyfi olan sezaryen harici normal doğum olması gereken zamanlarda önerimiz, bunun doğal şartlarda bebeğe de faydası olanı, sağlıklı olanı tercih etmesidir. Sezaryen olan doğal değildir. Ben 1966 doğumluyum, sezaryen doğumluyum. Ben sezaryenim. Benim annem, bana ‘Baskı yaptırıyorsun.’ demiyor ki. Ben diyorum ki tıbbi endikasyon olan her şeyin yapılması gerekiyor. Doğal olan normal doğumdur, siz ne yaparsanız yapın. Çocuğun hem akciğerinin gelişiminde ve bütün hücrelerinin gelişiminde her şeyin doğal olduğu yoldur. Tabii ki endikasyon olursa ameliyat olabilir. Türkiye’de 6 aydır bu oranlar, yüzde 2 düşmüş durumda.”


“Sezaryeni tabii ki azaltmak istiyoruz”


CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün, sezaryen doğumla ilgili TBMM’de soru önergesi vermesine ilişkin soru üzerine Kemal Memişoğlu, “Arkadaşımıza anlatamamışız ve anlamak istememiş. Tıp merkezlerinde acil sezaryen yapabilirler ancak planlı, saatli sezaryenlerin hastanelerde olması tıbbi zorunluluktur. Sezaryeni tabii ki azaltmak istiyoruz. Buna neden karşı çıkıldığını çözemiyorum.” yanıtını verdi.


Memişoğlu, “Sezaryeni ne kadar zamanda ne kadar düşürmeyi planlıyorsunuz?” sorusuna karşılık şunları söyledi:


“Hedefimiz, primer sezaryeni yüzde 20 bandının üzerine çıkmayacak şekilde bir yola koymak. Anne baba adaylarını eğiterek, ikna ederek, doğrunun ne olduğunu anlatarak normal doğumu teşvik etmeye çalışıyoruz. Yaptığımız sadece budur. Dünyadaki bilimsel ortamlarda da bu şekildedir. Muhalefetteki arkadaşların da sağlık kökenli genel başkanın da bence savunmaması ve farklı yöntemlerle eleştirmemesi gerekirdi.”


“Hastanelerimiz her yere ulaşabiliyor”


Özel sektör, kamu, üniversite fark etmeksizin hepsinin sağlık hizmetini standart olarak sunması gerektiğini vurgulayan Memişoğlu, “Sırrı Süreyya Önder, bu sağlık sistemi ve ‘özel hastane’ dediğiniz hastanedeki yetenek ve altyapı sayesinde bugün yaşıyor. Mecliste, ‘Bitti, sağlık sistemini yok ettiniz.’ diyen insanlar, o hastanede nasıl bir sağlık sisteminin olduğunu gördüler. Ben teşekkür beklemiyorum ama üniversiteler, özel sektör ve devlet hastanelerimizde senede 1 milyar kez insanlara bakabiliyor, 800 binin üzerinde ameliyat yapabiliyor, her yere ulaşabiliyoruz.” şeklinde konuştu.


“37 bin kadro aldık, önümüzdeki hafta ilan edeceğiz”


Bakan Memişoğlu, sağlık personeli atamasına ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:


“37 bin kadro aldık, önümüzdeki hafta hangi hastanede ne kadar personele ne kadar ihtiyacımız var, ilan edeceğiz. ÖSYM’ye yolluyoruz pazartesi itibarıyla. Mayısta 19 bin alacağız, 18 bin için de eylülde ilana çıkmış olacağız. Kılavuz, önümüzdeki hafta yayımlanmış olacak. Diyetisyen, sağlık yönetimi, hemşire, sağlık mesleklerinin hepsi olacak. KPSS’ye göre onların atamaları yapılacak.”


ASELSAN tarafından açık kalp ameliyatlarında kullanılması için üretilen kalp akciğer makinesine ilişkin soru üzerine Memişoğlu, “Çok stratejik bir cihaz, bu cihaz olmasa kalp ameliyatı yapamazsınız. Bu cihazı Türkiye’de üretebilir hale geldik ve yüzde 90’ı da yerli. Türkiye, üretim konusunda da sanayi konusunda da sağlıkta artık kabuğunu kırıyor. Bizim iddiamız sağlık, savunma sanayisinden daha büyük bir sanayi olacak.” dedi.


“Aile hekimleri tarafından verilen randevular hastanede görülmüyor, geri çevriliyor ya da erteleniyor.” şeklindeki iddiaların sorulması üzerine Memişoğlu, “Birkaç tane örnek yanlışlıkla olmuş olabilir ama genel olarak böyle bir durum yok. Hastanelerimizin yüzde 10 kontenjanını tamamen aile hekimlerine ayırdık.” ifadelerini kullandı.

Paylaşmak
Exit mobile version