Pazar, Mart 9


Avrupa Araştırma Konseyi’nin desteklediği araştırmacılar, keşfedilen bu doğal antibakteriyel mekanizmaların enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde çığır açabileceğini ifade etti.


Araştırma, hücrelerde proteinleri parçalayan proteazom yapıları üzerine yoğunlaşıyor.


Bilim insanları, proteazomların aynı zamanda hücrelerdeki bakterileri tespit edebildiğini ve bu bakterilere karşı savunma mekanizmaları geliştirerek büyümelerini durdurabildiğini ortaya koydu.


Yeni tedavi yöntemleri için umut verici bir adım


Nature dergisinde yayımlanan çalışmada, “Bu bulgular, enfeksiyon hastalıklarıyla mücadelede daha önce tanımlanmamış tanı ve tedavi stratejilerine kapı aralıyor” ifadelerine yer verildi.


Araştırmayı yürüten bilim insanlarından Weizmann Bilim Enstitüsü’nden Prof. Yifat Merbl, BBC’ye yaptığı açıklamada keşfin “son derece heyecan verici” olduğunu belirterek, “Bağışıklık sisteminin bakteriyel enfeksiyonlara karşı yeni bir savunma mekanizmasını ortaya çıkardık. Bu mekanizma, vücudumuzun her hücresinde aktif olarak çalışıyor ve potansiyel olarak yeni bir doğal antibiyotik sınıfı oluşturabilir” dedi.


Antibiyotik direncine karşı yeni çözümler aranıyor


Imperial College London Yaşam Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Danile Davis ise keşfin “çok önemli” olduğunu ancak bu mekanizmanın yeni bir antibiyotik kaynağına dönüşmesi için daha fazla test yapılması gerektiğini vurguladı.


Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, yeni antibiyotikler ve enfeksiyonlara karşı alternatif savunma mekanizmaları büyük bir ihtiyaç haline geldi. Çünkü zamanla ve yanlış kullanım nedeniyle birçok patojen, mevcut tedavilere karşı direnç geliştirdi.


Antimikrobiyal direnç küresel bir sağlık tehdidi


Antimikrobiyal direnç (AMR), hastalıkların ve enfeksiyonların mevcut tedavilere yanıt vermemesi anlamına geliyor ve dünya genelinde giderek büyüyen bir halk sağlığı sorunu olarak kabul ediliyor.


Birleşik Krallık Ulusal Denetim Ofisi’nin (NAO) yayımladığı son rapora göre, sadece İngiltere’de her yıl 7.600 kişi doğrudan antimikrobiyal direnç nedeniyle hayatını kaybediyor. AMR’nin dolaylı etkileri de göz önüne alındığında bu rakam yılda 35.200 ölüme ulaşıyor.


Raporda, AMR’nin büyük ölçüde “gereksiz antibiyotik reçeteleri ve yanlış ilaç kullanımı” nedeniyle arttığına dikkat çekildi.


Sağlık sistemleri tehdit altında


NAO, İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin (NHS) AMR ile mücadelede yetersiz kaldığını ve hastanelerin modern tıbbi gereksinimlere uygun olmadığını belirtti. Raporda, “Eski binalar ve ekipmanlar daha zor sterilize ediliyor, ayrıca enfekte hastaları izole edecek yeterli odalar bulunmuyor” ifadelerine yer verildi.


İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı Başkan Yardımcısı Dr. Colin Brown ise ocak ayında yaptığı açıklamada, antimikrobiyal dirençli bakterilerin hem yerel hem de küresel ölçekte ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.


Brown, “Antimikrobiyal direnç, gelecekte karşılaşacağımız bir kriz değil, şu anda yaşadığımız bir sorun. Her yıl dünya genelinde bir milyondan fazla insan bu yüzden hayatını kaybediyor. Acil önlem alınmazsa, hayat kurtarıcı tedavilere erişim azalacak ve enfeksiyonları kontrol altına alma yeteneğimiz zayıflayacak” dedi.

Paylaşmak
Exit mobile version