Cuma, Ocak 31


Erdoğan, Antalya Spor Salonu’nda düzenlenen partisinin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Antalya’nın rüya, deva ve şifa bir şehir olduğunu dile getirdi.


Şairlere ilham veren Antalya’yı “Sahillerin meltemlerle konuşur/Alem seni görmek için yarışır/Sen cennetten bir rüyasın Antalya” dizeleriyle selamladığını ifade eden Erdoğan, salondakilerle bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu belirtti.


Antalya’nın dört bir köşesinde yaşayanlara, bu coğrafyayı 8 asır önce vatan yapan ve hala dağ gibi bekleyen Yörük ve Türkmen obalarına buradan selamlarını gönderdiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:


“AK Parti Antalya İl Kongremizin şehrimize, davamıza, milletimize hayırlı uğurlu olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Teşkilatımıza emek verip dar-ı bekaya irtihal eden kardeşlerimi şükranla, rahmetle yad ediyorum. Bayrağı devralan kardeşlerimize başarılar dilerken, bayrağı devreden kardeşlerime hizmetlerinden ve emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. İlk fetihlerden bu yana Antalya’nın birliğimiz için, dirliğimiz için, vatanımız ve bayrağımız için verdiği şehitleri minnetle, şükranla yad ediyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Sevdamız da davamız da şehitlerimizin, gazilerimizin her biri ayrı destana konu nice kahramanlarımızın sevdasıdır.”


“Siyaset uzun soluklu bir mücadelenin adıdır”


Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nda Antalya’nın sadece ülkenin değil Akdeniz Havzası şehirlerinin içinde de bir yıldız gibi parlamaya devam edeceğini belirterek, “Antalya’da son mahalli seçimlerde arzu ettiğimiz neticeleri alamadığımızın farkındayız. Siyaset uzun soluklu bir mücadelenin adıdır. Bir felsefeci ‘Hiç yenilmemiş insan hiç savaşmamış olandır.’ diyor. Bir şairimiz de ‘Yenilgi, yenilgi büyüyen bir zafer vardır.’ mısralarıyla mücadelenin kesintisizliğini ifade ediyor. Dolayısıyla geçen seçim dünde kaldı. Artık bize düşen bugün için yeni sözler söylemek, gelecekteki zaferlerimiz için şimdiden hazırlanmaktır.” ifadelerini kullandı.


Aksini düşünerek yeise kapılan kim varsa, en başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır” sözündeki manayı anlamadığını kaydeden Erdoğan, sözlerini söyle sürdürdü:


“Sizlerden bu kongremizle birlikte 2028 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleriyle 2029 Mahalli İdareler seçimleri için vakit kaybetmeksizin çalışmaya başlamanızı istiyorum. Zaman su gibi akıp gidiyor, önümüzde 3 yıllık bir zaman dilimi var. Bu süreyi en iyi şekilde değerlendirmemiz lazım. Her zaman söylüyorum, bizim boşa geçirecek vaktimiz yok. Bizim muhalefet gibi sanal tartışmalara, kayıkçı kavgalarına ayıracak tek bir anımız bile yok. Biz onların sadece kendi çıkarlarını, kendi ceplerini ve siyasi kariyerlerini düşünen gündemlerine takılıp kalamayız. Bizim laf ve polemik yerine iş ve hizmet üretmemiz gerekiyor.”



“Buna göre 2024 yılında hedeflerimizin de ötesine geçtik. Turist sayısı 62,3 milyon kişi, turizm gelirlerimiz ise 61,1 milyar dolar oldu.” diyen Erdoğan, bu rakamlara, tüm zorluklara, krizlere ve belirsizliklere rağmen ulaşıldığını dile getirdi.


Erdoğan, turizmde çok daha iyi yerlerde olunacağını vurgulayarak, şunları söyledi:


“Tabii bunun için öncelikle 78 canımızı yitirdiğimiz Bolu Kartalkaya’daki facia gibi hepimizi derinden yaralayan trajedilerin bir daha yaşanmaması adına gereken her türlü adımın atılmasını sağlayacağız. Mevzuatla ilgili bir problem varsa Gazi Meclis’imizin de desteğiyle çözüme kavuşturacağız. Uygulamayla ilgili bir eksiklik varsa merkezi idare, yerel yönetim demeden tüm tedbirleri alarak mutlaka gidereceğiz. Milyonlarca insanımızın rızık kapısı olan, Antalya gibi şehirlerimizin en büyük gelir kaynağı olan, Türk ekonomisinin bacasız sanayisi olan turizm sektörünün başarısı için ortak akılla sorunlarımıza çözüm arayacağız.”


Gözünü tamamen para hırsı bürümüş, kendi kazancından başka hiç bir şeyi düşünmeyen tamahkarların, aç gözlü fırsatçıların, vatandaşların ve misafirlerin hayatını tehlikeye atmasına asla müsaade edemeyeceklerini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:


“Elbette devlet bu konuda mesuliyetlerini yerine getirmekle mükelleftir fakat turizm sektörünün de üzerine düşenleri layıkıyla yapması şarttır. Resmi kurumlarımızla birlikte turizmcilerimiz de bu konuda daha fazla öne çıkmalı, sorumluluk almalı, kendi içlerindeki çürük elmaları temizlemelidir. Bolu’daki facianın son olmasını temin etmek hepimizin görevidir, hepimizin boynunun borcudur. Bir kez daha yangın faciasında vefat eden 78 kardeşimize yüce Allah’tan rahmet, tedavileri süren üç kardeşimize acil şifalar diliyorum. Kederli ailelerimizin her birine Rabb’imden sabır niyaz ediyor, taziyelerimi sunuyorum.”


“Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi kaçıracak tek bir fırsatı, heba edecek tek bir potansiyeli yoktur”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bolu’daki otel yangınıyla ilgili yürütülen çalışmaları tüm safhalarıyla takip ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Her fırsatta altını çizdiğimiz gibi bu olayda sorumluluğu olan kimsenin gözünün yaşına bakmayacak, kimin eksiği, hatası, ihmali veya kusuru varsa hepsinden tek tek hesap sorulmasını temin edeceğiz. Diğer yandan güvenliğimiz bakımından hayati öneme sahip güneyimizdeki gelişmeleri izliyor ve kendi hamlelerimizi planlıyoruz. Sınırlarımız boyunca kurmak istediğimiz güvenlik hattını tamamlayana ve tüm terör örgütlerinin başını ezene kadar durmayacağız. Bir diğer yanda milletimizin canını yakan hayat pahalılığının üstesinden gelmek için kararlı bir ekonomi programı uyguluyoruz. Enflasyon düştükçe bilhassa sabit gelirlilerimizin refah seviyesini yükseltecek adımları atmak için daha etkili iklim ve imkana sahip olacağız.”


Öte yandan Türkiye Yüzyılı’nın altyapısını tüm kurumlarla adım adım inşa ettiklerini vurgulayan Erdoğan, “Küresel ve bölgesel dengelerin yeni baştan kurulduğu şu kritik dönemde Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi kaçıracak tek bir fırsatı, heba edecek tek bir potansiyeli yoktur. Bunlarla beraber bir de kifayetsiz muhterislerin hiçbir edep ve ahlak sınırı tanımayan hezeyanları ile uğraşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Her türlü hırsızlığın, yolsuzluğun, arsızlığın, taciz olayının üstünü örtmeye kalkan pişkin bir zihniyetle karşı karşıyayız. Hatta sırf iktidara karşı olmak adına ülkenin ve milletin ne kadar yeminli düşmanı varsa hepsiyle asimetrik ilişkiler geliştiren, Türkiye’ye tamamen yabancılaşmış bir kafa yapısıyla muhatabız.” ifadelerini kullandı.


“Karşısında el pençe divan durmadığınız hiçbir odak kalmadı”


Erdoğan, CHP’nin Türkiye ve bölgesinde yaşanan hiçbir hadiseye “Türkiye merkezli” bakmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:


“Siyasi rekabeti, siyasi husumete dönüştürme alışkanlıklarını bir türlü terk etmiyorlar. CHP Genel Başkanı’nın kırdığı potların, yaptığı gafların çetelesini tutmaya artık gençlerimizin bile sabrı kalmadı. Koltuğunu kaybedeceğini anladıkça etekleri tutuşmaya başladı. Öyle ki ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Uzatılan her mikrofona bir şeyler söylüyor. Üst perdeden kendince ahkam kesiyor ama ertesi gün bakıyorsunuz ‘Ben öyle demek istemedim.’ diyerek kendini düzeltiyor, sözlerini tekzip ediyor, kendi kendini yalanlıyor. Şimdi de çıkmış Amerikan filosuna secde etmekten bahsediyor. Sayın Özel’e sadece şunu hatırlatıyorum; müflis tüccar misali eski defterleri karıştırmayı bırak. Emperyalizme kimin kulluk ettiğini görmek istiyorsan sen git 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde kapı kapı dolaşan eski genel başkanına bak. Seçim kazanmak uğruna FETÖ’sünden Kandil’ine, Avrupa’sından Amerika’sına karşısında el pençe divan durmadığınız hiçbir odak kalmadı.”


“Ekonominin başına ‘sömürge valisi’ gibi yabancıları getirmekten bahseden de yine sizdiniz, sizin partinizdi.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:


“Siz IMF kapılarında el açarken, IMF’ye olan 23,5 milyar dolarlık borcu kapatarak ülkemize ekonomik bağımsızlığını kazandıran biz olduk. Şunu da hafızana kazırsan çok iyi edersin. Biz yarım asır boyunca emperyalizme ve uşaklarına karşı yürüttüğümüz mücadelenin bir günlük sadakasını versek mevcut CHP yönetiminin yedi sülalesine yeter. Sayın Özel’i muhatap alsak bize yazık, muhatap almasak bu sefer millete yazık, ne yazık ki oturduğu koltuğun hakkını halen veremedi. Bay Kemal’in gösterdiği sarı kart Sayın Özel’in ayarını bozdu, dengesini sarstı, oyundan giderek düşmeye başladı. Böyle giderse yakında ikinci sarı kartı da görecek. Daha yüzüne gülüp, yanında durup sırtından hançerleyen diğerlerini burada saymıyorum. Nereden bakarsan acınacak bir durum içinde açık söyleyeyim bunlara cevap vermek, bunların yüzlerindeki maskeyi düşürmek için vakit harcamak dahi söz israfıdır.”


“Bu ülkeye aşkla şevkle hizmet etmeye devam edeceğiz”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalefet ne yaparsa yapsın biz ayrıştırıcı olmayacak, ayrıştırıcı siyasete tevessül etmeyeceğiz. Muhalefetin kışkırtmalarına gelmeyecek, sağduyudan, birleştirici siyasetten ayrılmayacağız. Allah ömür verirse daha nice yıllar bu ülkeye aşkla şevkle hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.


Ayrıntılar geliyor…

Paylaşmak
Exit mobile version