Cumartesi, Şubat 1


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Manisa 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:


Tarihimize güneş gibi doğan, Cihangirler yetiştiren Manisa. Gediz’in beslediği bereketli toprakların incisi Manisa. Güzellikleriyle, mimari eserleriyle bir şeref tablosunu andıran Manisa. Seni bugün bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Buradan tüm Manisa’ya kucak dolusu selamlarımı gönderiyorum. AK Parti Manisa 8. Olağan İl Kongremizin, ülkemize, milletimize ve demokrasimize hayırlar getirmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.


Manisa teşkilatlarımızın tüm neferlerine en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Kurulduğu günden itibaren Manisa’da hareketimize ve davamıza destek olmuş tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum. Teşkilatımız içinde ahirete irtihal etmiş kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle, minnet ile yad ediyorum. Rabbim ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum. Bugün görevlerini devreden teşkilat mensuplarımıza, ülkem ve partim adına, kalpten teşekkür ediyor, yeni görev alan yol ve dava arkadaşlarıma da Mevla’dan başarılar diliyorum.


“Manisa’yla birlikte 78. il kongremizi gerçekleştirmiş oluyoruz”


Dün Antalya’daydık. Biraz önce İzmir’in misafiri olduk. 12 Ekim’de başlayan kongre sürecimizde Manisa’yla birlikte 78. il kongremizi gerçekleştirmiş oluyoruz. Önümüzdeki cuma günü İstanbul, Artvin ve Yalova İl Kongrelerimiz var. Arada 5 Şubat’ta Kadın kollarımızın 7. Olağan Kongresinde ülkemizin dört bir yanından hanım kardeşlerimizle Ankara’da buluşacağız.


“Kongrelerimiz vesilesiyle milletimizle kucaklaştık”


23 Şubat’ta Allah nasip ederse büyük kongremizi de yapmak suretiyle kongre maratonumuzu alnımızın akıyla tamamlayacağız. İl ve ilçe kongrelerimizi hamdolsun tam bir bayram havasında, kardeşlik atmosferi içinde, çok büyük bir katılımla gerçekleştirdik. İşte bugün bu salonda gördüğünüz heyecanı, coşkuyu, ülkemizin her yanında gördük. Kongrelerimiz vesilesiyle milletimizle kucaklaştık. Kardeşliğimizi yeniledik. Dostluğumuzu pekiştirdik. Ahdimizi tekrarladık. Yol ve dava arkadaşlığımızı güçlendirdik. Emeklilerimizin tecrübesiyle gençlerimizin dinamizmini harmanladık. Biz de hükümet çalışmalarının yoğunluğuna rağmen il kongrelerimizin birçoğuna bizzat iştirak ettik.


“Gönül köprüleri inşa edeceğiz”


Diyarbakır’dan Trabzon’a, Adana ve Mersin’den Samsun’a, Malatya’dan Bursa’ya ülkemizin dört bir köşesinde AK Partimizin fedakar, samimi ve vefalı neferleriyle kucaklaştık, hasbihal ettik, dertleştik. Bu süreçte bir kez daha gördük ki sadece 11 milyonu aşan üye sayısı itibarıyla değil, vizyon, ufuk, gayret ve millete hizmet aşkı bakımından da partimiz tüm mensuplarıyla zirvede. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak 85 milyonun tamamını kucaklayan, her bir ferdin ve rengini temsil eden kuşatıcı bir yapıya sahibiz. İnşallah bu vasfımızı güçlendirerek devam edeceğiz. Yıkıcı ve dışlayıcı olmayacak. Bugüne kadar yapıcı olduğu gibi yine yapıcı olacağız. Gönül köprüleri inşa edeceğiz. Kardeşlik siyasetiyle 85 milyonun arasında gönül köprüleri inşa edeceğiz.


“Boş işlerle, boş gündemlerle kendimizi meşgul edemeyiz”


Şunu bugün bir kez daha üstüne basa basa söylemek istiyorum: Bölgemizde bunca gerilim, çatışma, savaş yaşanırken, coğrafyamız yeni krizlere, yeni istikrarsızlıklara gebe iken, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan sistem yeniden baştan şekillenirken, hasılı ülkemizi ve geleceğimizi doğrudan etkileyen kritik gelişmeler vuku bulurken, biz boş işlerle, boş gündemlerle kendimizi meşgul edemeyiz.


 


Hedeflerimize ulaşmak için daha fazla çalışmamız gerekiyor. Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek için daha çok ter dökmemiz icap ediyor. Evlatlarımıza daha müreffeh, güçlü ve itibarlı bir ülke bırakmak istiyorsak, tüm kapasitemizi kullanmalı, gereksiz tartışmalarla vakit kaybetmemeli, bir saniyemizi bile boşa harcamamalıyız.


“Muhalefetin iş bilmezliği bizim referansımız olamaz”


Her zaman söylüyorum. Muhalefetin iş bilmezliği bizim referansımız olamaz. Muhalefetin tembelliği bizim bahanemiz olamaz. Muhalefetin beceriksizliğine bakarak rehavete kapılmayız. Onların sorun çözmek, milletin dertlerine derman olmak gibi bir kaygılarının olmadığını hepimiz zaten farkındayız. Bırakın dünyayı, ülkemizde ne olup bittiğini bile takip etmiyorlar.


Gazze’de 471 gün sonra ateşkes sağlanmış, Suriye’de 13,5 yıl süren zulüm sona ermiş, Avrupa’da ırkçı partiler hükümet devirecek seviyeye gelmiş, ticaretten, teknolojiye, dünyada büyük değişimler yaşanıyormuş. Evet, bunların ve diğer hadiselerin hiçbiri umurlarında değil. Gelişmelere ilişkin en ufak bir fikirleri yok. Ortaya koydukları hiçbir alternatif yok. Varsa yoksa kendi çıkarları, kendi ikballeri, kendi gelecek planları. Kavgayı, gürültüyü, kuyu kazmayı, artık kendi seçmenlerini bile bıktıran güç mücadelelerini burada saymaya gerek dahi duymuyorum.


Onları kimi zaman hayıflanarak, kimi zaman acıyarak ama çoğu zaman ülkemiz muhalefeti adına hep beraber utanarak izliyoruz.


“Şimdi ne kapısını çalan var ne fikirlerini merak eden var”


Şöyle iki sene öncesini lütfen bir hatırlayın. Eski genel başkanlarını bir ara yere göğe sığdıramıyorlardı. Gandi Kemal, gençlerin demokrat amcası diyerek pohpohluyorlardı. Sürekli övgü yağmuruna tutuyorlardı. Ama ne olduysa Türkiye’yi kurtaracak adam dedikleri Bay Kemal’i bir günde istenmeyen adam ilan ettiler. 14-28 Mayıs seçimlerindeki hezimetin bütün faturasını Bay Kemal’e çıkartıp, şaibeli bir kurultayla CHP Genel Merkezi’nden kendisini tehcir ettiler. Birkaç ay öncesine kadar 85 milyonu yönetmeye layık gördükleri şahsı CHP’nin başına layık görmediler. Şimdi ne kapısını çalan var ne fikirlerini merak eden var.


Tabii burada bir gerçeği de ikrar etmek durumundayım. Aslında biz de yıllarca bu zatın ülkemiz siyasetine zarar verdiğini, yalan, iftira, hakaret dolu söylemleriyle demokrasimizi zehirlediğini, siyaset kurumunun itibarına gölge düşürdüğünü sıkça vurguladık. Bundan dolayı soru işaretleriyle dolu bir kurultay süreciyle de olsa CHP’nin başından gönderilmesini ilk etapta biz de müspet karşıladık. Türkiye’nin bir nebze olsun rahatlayacağına, siyasetin olması gereken düzleme oturacağına inandık. Bu anlayışla yeni genel başkana siyasette rekabeti daha yapıcı, daha mutedil bir atmosfere çekmek için bir şans tanıdık. Bundan da muradımız kutuplaşmayı azaltmak, siyasi iklimi yumuşatmak, CHP’nin normalleşmesine katkı sunmaktı.


“Ortak bir zemini inşa etmeye çalıştık”


Ülkenin ve milletin meseleleri söz konusu olduğunda, buluşabileceğimiz en azından diyalog kurabileceğimiz ortak bir zemini inşa etmeye çalıştık. Ancak gerilimden beslenen ana muhalefet içindeki vesayet odakları buna tahammül edemedi. Bu rahatsızlıklarını da her fırsatta israr ettiler. CHP’nin normalleşmesine ne yazık ki fırsat vermediler. Daha sonra eskisinden daha büyük bir savrulma yaşadılar.


 


“Adaletin tecellisine engel olamayacaklar”


Gelinen noktada Türkiye’nin ana muhalefet partisinin DHKP-C’li alçaklar tarafından şehit edilen Cumhuriyet savcımızın ismini taşıyan adalet sarayının önünde elinde asker, polis kanı olan marjinal sol örgütlerin sloganıyla polise saldırdığını görüyoruz. Öyle hakaretler, öyle kelimeler, öyle tehdit dolu cümleler kullanıyorlar ki karşılarındaki kitlenin dahi yüzü kızarmıyor. Daha güya gazeteci ve siyasetçi kılığında uyanıkların sahnelediği üçüncü sınıf tiyatroları burada saymıyorum. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, adaletin tecellisine engel olamayacaklar.


“Biz olsak kendilerine yine bu sloganı tavsiye ederdik”


Tabii burada gülsek mi, ağlasak mı henüz tam kestiremediğimiz şu trajikomik durumu da söylemek isterim. Kaderin cilvesine bakın ki, adliye önünde polise karşı attıkları slogan 1971 yılında Ziraat Bankası’nı soyan bir sol terör örgütüne ait. Banka soyanların sloganı, on yıllar sonra belediyeleri soyanların sloganına dönüşmüş.


 


Hani derler ya ‘cuk oturmuş diye. Bunların durumu da tam böyle. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş. Tıpkı kırmızı kart gibi, bu yeni sloganların da CHP’ye çok yakıştığını samimiyetle ifade ediyor, Sayın Özel ve şürekâsını tebrik ediyoruz. Biz olsak kendilerine yine bu sloganı tavsiye ederdik. Biz hayırlı bir muhalefet diledikçe karşımızda neresinden tutsanız elinizde kalan işte böyle bir CHP buluyoruz. Ne diyelim? Belki de böylesi hayırlıdır.


“CHP seçmenine bir kez daha Allah sabır versin diyorum”


CHP’ye bakarak bedavadan siyasi komedi izleme hakkına saygı da duymak lazım. Demokrasilerde muhalefetin de en az iktidar kadar önemli olduğuna inanan bir siyasetçi olarak bu iç karartıcı tablodan ülkemiz siyaseti adına üzüntü duyuyoruz. Bir umut kırıntısıyla bu partiye ve yöneticilerine bakıp da iç geçiren CHP seçmenine bir kez daha Allah sabır versin diyorum.


İktidar kazanmasın da Türkiye kaybederse kaybetsin anlayışına sahip muhalefetle mücadelemizi hukuk ve demokrasi içinde sürdüreceğiz. Rüzgar gülü misali bir o yana bir bu yana dönen bu omurgasız siyaset anlayışının maskesini her platformda indirmeye devam edeceğiz.


“22 sene boyunca önümüze sayısız engel çıkardılar”


Biz 22 yıl boyunca milletimizin onurunu korumak, bu ülkenin itibarını yükseltmek için gecemizi gündüzümüze kattık. Ülkemiz iri olsun, milletimiz diri olsun, yüreğimiz bir ve beraber olsun diye gerçekten çok büyük emek verdik. Milletin emanetini taşıdığımız her günü, her saati, her anı ülkemize ve milletimize aşkla hizmet etmeye adadık. Nelerle karşılaştığımızı sizler çok iyi biliyorsunuz. 22 sene boyunca önümüze sayısız engel çıkardılar. Darbeden sokak terörüne kadar. Ellerinin altında ne varsa hepsini birden deneyerek bizi yolumuzdan alıkoymak istediler. Provokasyonlarla üzerimize geldiler, terör örgütleriyle üzerimize geldiler, vesayet güçleriyle üzerimize geldiler. Hukuku zorlayarak, hukuku çiğneyerek üzerimize geldiler. Alçakça iftiralarla, asılsız ithamlara, yalanla, dolanla, manipülasyonla üzerimize geldiler. Hiçbirine eyvallah demedik, faşizme boyun eğmedik. Sokak terörüne teslim olmadık, zorbalıklar karşısında geri adım atmadık. Haksızlıklar, hukuksuzluklar karşısında sinmedik. Milletin sandıkta tecelli eden iradesine canımız pahasına sahip çıktık. Çünkü biz şahsi menfaatleri değil, milletin ve memleketin menfaatlerini korumaya talip olduk. Çünkü biz Aziz milletimize hizmetkârlık etmeye talip olduk. Sadece bunun için siyaset yaptık. Allah’ın izniyle bundan da asla ve asla taviz vermeyeceğiz.


“Biz uzun ve ince bir yolda yürüyoruz”


85 milyon bizimle olduğu müddetçe demokrasimizi güçlendirmeye, milletin muazzez iradesine uzanan kirli elleri kırmaya devam edeceğiz. Şunu lütfen aklınızdan çıkarmayınız. Biz uzun ve ince bir yolda yürüyoruz. Bu yolun zorlu olduğunu, çetin olduğunu, engellerle ve tuzaklarla dolu olduğunu çok iyi biliyoruz.


Ne diyor merhum Mehmet Akif? “Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki, hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz. Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun? Meğer ki, harbe giden son nefer şehid olsun. Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa, denizler ordusu, bulutlar, donanma yağdırsa, bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar taşıp da kaplasa âfâkı, bir kızıl sarsar. Değil mi, cephemizin sinesinde iman bir? Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir? Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz, cihan yıkılsa emin ol, bu cephe sarsılmaz.”


İnşallah biz de son nefesimize kadar Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet yolundan ayrılmayacağız. Bu kutlu yolda sapmadan, eğilmeden, bükülmeden dimdik yürüyeceğiz.


“Manisa’ya toplam 560 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık”


Bu anlayışla son 22 yılda Manisa’ya bugünün rakamlarıyla toplam 560 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Adalette 3,5 milyar lira, eğitimde 31 milyar lira, gençlik ve sporda 8,5 milyar lira, sosyal yardımlarda 74 milyar lira, sağlıkta 18 milyar lira, çevre ve şehircilikte 85 milyar lira, ulaştırmada 110 milyar lira, tarım ve ormanda, tarımsal hibe destekleri dahil 70 milyar lira, sanayi ve teknolojide verdiğimiz teşviklerle birlikte 13 milyar lira, enerjide kamu ve özel toplam 129 milyar lira, kültür ve turizmde 2 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 17 milyar lira yatırım yaptık.


Yaptığımız yatırımlarla üniversitemizi büyüttük, öğrenci sayısını arttırdık. İki stadyum dahil farklı branşlarda toplam 187 adet spor tesisini şehrimize kazandırdık. Toplam 2485 yataklı 29 hastane ve ek binalar dahil 80 sağlık tesisi inşa ettik. 400 yataklı Salihli Devlet Hastanemizin inşaatını yıl sonuna kadar tamamlayıp hizmete sunacağız. TOKİ vasıtasıyla bugüne kadar toplam 11 bin 249 konut projesini hayata geçirdik. Bunlardan 9 bin 958 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1291 konutun yapımına devam ediyoruz. Manisa’da 7 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Bunlardan altısını hizmete aldık. Ulu Cami ve Çevresi Millet Bahçesinin ise yapımı sürüyor.


“Bölünmüş yol mesafesini 628 kilometreye çıkardık”


Karayollarında Manisa’da 81 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesini 628 kilometreye çıkardık. Bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol ağını ise 72 kilometreden 586 kilometreye yükselttik. Böylece yollarımızı daha güvenli ve konforlu hale getirdik. İnşa ettiğimiz Sabuncubeli Tüneliyle İzmir – Manisa arası ulaşım süresini 15 dakikaya indirdik. İzmir – Manisa yolunu, Manisa çevre yolunu, Salihli – Gölmarmara – Akhisar yolu ile Manisa – Akhisar – Balıkesir yolunu ve Akhisar – Soma – Bergama yolunu, bitümlü sıcak karışım kaplamalı bölünmüş yol olarak hizmete sunduk. Akhisar – Ayrım – Gördes – Demirci Yolu, Manisa otogarı Köprülü Kavşağı gibi 13 ayrı karayolu projemizin çalışmaları devam ediyor.


Demiryollarında il sınırlarındaki mevcut 349 kilometrelik konvansiyonel hattın tamamını yeniledik ve bakımını yaptık. Bandırma – Balıkesir – Manisa ve Manisa – Akhisar – Çalıköy arasındaki demiryolu hatlarını elektrikli ve sinyalli hale getirerek modernize ettik. Akhisar’a yeni bir gar binası inşa ettik. Ankara – İzmir Yüksek Hızlı Tren Projesi kapsamında Manisa’yı da hızlı tren ile tanıştıracağız. Yapımına süratle devam ettiğimiz hattı inşallah 2027 yılı içerisinde tamamlamayı planlıyoruz. Ankara – İzmir Yüksek Hızlı Tren Hattı bittiğinde, Ankara – İzmir demiryolu 824 kilometreden 624 kilometreye, seyahat süresi de 14 saatten 3,5 saate düşecek. Ankara – Manisa arası seyahat süresi de 11 saat 45 dakikadan 2 saat 50 dakikaya inecek.


Manisa’ya 34 baraj, 78 sulama tesisi, 77 taşkın koruma tesisi, 13 gölet gibi yatırımlardan oluşan toplam 224 tesis inşa ettik. İnşaat plan proje aşamasında olan 29 baraj, gölet, 33 sulama tesisi, 6 taşkın koruma tesisi, 3 içme suyu, atık su tesisi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Şehrimize 4 yeni organize sanayi bölgesi, 1 teknopark, 35 araştırma geliştirme merkeziyle 7 tasarım merkezi kurdurduk. Verdiğimiz teşviklerle tamamlanan 1386 özel sektör projesinde 194 milyar lira yatırım gerçekleşti. Ayrıca 58 bin   700 kişilik istihdam sağladık. Dört bir yanını doğal gaz ile buluşturduğumuz Manisa’mızın Köprübaşı ilçesine bu yıl içinde doğal gaz arzı sağlamayı planlıyoruz.

Paylaşmak
Exit mobile version