Salı, Eylül 16

İsrail, Gazze’ye kara harekâtı başlattığını duyurdu. Hava ve kara saldırılarıyla binlerce masumun hayatı tehlikede. Dün ise Doha’ya yapılan saldırı sonrasında Katar’da İslam İşbirliği Örgütü Olağanüstü Zirvesi ve Arap Birliği Zirvesi bir arada yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede İslam aleminin İsrail’e karşı bir ve beraber hareket etmesini gerektiğini söyledi. Dış Politika Analisti Hamza Haşıl ise bu saldırıların sadece Gazze ile sınırlı kalmayacağını ve yayılmacı bir niyet taşıdığını vurguluyor. Haşıl ayrıca yaptığı değerlendirmelerde “Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan gelen çağrılara rağmen somut adımların henüz atılmamış olması endişeleri artırıyor.” dedi.

“İSLAM DÜNYASI BİRLİK İÇİNDE OLMALI”

 Dış Politika Analisti Hamza Haşıl şunları söyledi:

İsrail bu yeni kara saldırıları ile ilgili olarak zaten bir kararlılık kendi içinde gösteriyordu. Çünkü açık ve net şekilde bütün insani değerleri, uluslararası hukuku hiçe sayarak, ülkelerin baskı mekanizmalarını hiçe sayarak Amerika’yı arkasında almış bir şekilde bu katliamlarını sürdüreceğini en başından beri ifade ediyordu. Ben burada başlamış olan saldırıları, yani bugün başlamış olan saldırıları biraz da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın doğadaki bu toplantısıyla ilişkilendirmek istiyorum. Nitekim o toplantıda başta Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bazı liderler birlik çağrısı yaptılar. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı’nın şöyle bir ifadesi vardı: Bizim İsrail’in saldırılarını durdurabilecek aslında gücümüz var. Yeter ki biz birlik içerisinde hareket edelim ve kendimize birlikteliğimize güvenelim.

İsrail bunun akabinde aslında meydan okurcasına bütün İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerine bu saldırıları başlatmış oldu ve bunlar takdir edersiniz ki kara saldırıları, hava saldırıları gibi sadece üst yapı yıkımına yol açmıyor. Aynı zamanda hakikaten ne varsa, ne kadar canlı varsa o bölgede tamamını yok etmeye yönelik bir katliam diyebiliriz. Dolayısıyla şu anda Gazze kenti özelinde özellikle bunlar yürütülüyor; Gazze kentinde biliyorsunuz o Gazze Şeridi’nin kuzey kısmında kalıyor ve yaklaşık bir milyon insan o bölgede yaşıyor.

“İSRAİL’İN SALDIRILARI FİLİSTİN İLE SINIRLI KALMAYACAK”

O insanların orada bırakın canlı ya da sağ kalabilmeyi doğrusu oradan gidebilecekleri bir vakit bile yok. Hadi gitmeye kalktılar, nereye gidecekler? Han Yunus’a mı inecekler? Refah’a mı inecekler? Oralarda bombalanıyor. Oralarda da yine aynı zulümler devam ediyor. Dolayısıyla İsrail’in şu an başlatmış olduğu kara harekâtı oradaki sivillere yönelik olduğu gibi katliamı durdurmaya namzet gerek uluslararası bağlamda işte bu ülkeler nezdinde olur; işte Sumud Filosu gibi sivil inisiyatifler olabilir. Tamamına bir aslında meydan okumadır da.  İsrail’in bu ilk hukuksuzluğu, uluslararası hukuku ilk kez ayakları altına alışı değil; kurulduğu günden beri yaptığı şeyi şu anda tekrar ediyor.

İsrail'in Gazze'de işgalini gösteren harita

Burada önemli olan İslam ülkeleri başta olmak üzere dünya kamuoyunun vicdanı olan dünya kamuoyunun burada neler yapabileceği ve artık sadece sözlerle kınamalarla değil Gazze’ye dönük, orada İsrail’in faaliyetlerini engellemeye yönelik olarak hangi somut adımları atabileceklerini bir an evvel kararlaştırıp onları pratiğe dökmeleri icap ediyor. Bu İsrail’e destek veren Amerika başta olmak üzere bazı ülkelerle olan ilişkileri askıya almak mı dersiniz? Petrol arzını azaltmak mı dersiniz? Onlarla olan ticari ilişkileri dondurmak veyahut da kısıtlamak mı dersiniz? Her ne olursa olsun ülkelerin bir araya gelerek Gazze için neler yapabileceklerini planlamaları gerekiyor. Nitekim Gazze’deki İsrail saldırıları oradaki masumlarla sınırlı kalmayacak.

İSRAİL NASIL DURDURULACAK?

Gördüğünüz Doha’yı da vurdular. Belki de hiç akıldan geçmeyecek yerlerden bir tanesiydi. Tamam, Hamas yıllardır orada var ama yine de işte düşünün Yemen’i sürekli vuran, Suriye’yi, Lübnan’ı sürekli vuran, hatta bunlarla yetinmeyip İran gibi ülkeyi on iki gün boyunca bombalayan İsrail kalktı bu kez Amerika’nın dünyadaki en büyük üslerinden birine ev sahipliği yapan ve tam bir Amerika korumasına sahip olan Doha’yı vurdular. Şimdi böyle bir vaziyette siz dediğim gibi buradaki Gazze’deki olayların sadece oradaki masumlarla sınırlı kalacağını düşünürseniz bu son derece romantik bir düşünce olur. Nitekim İsrail yayılmacılığı, sayın Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın da dikkat çektiği üzere Gazze’yle, Filistin’le sınırlı kalacak bir şey değil. Bütün bölgeyi kasıp kavurmaya dönük bir İsrail saldırı harekâtı biz görüyoruz. Genişleyeceği kanaatindeyim.

BM’den sonraki en büyük kuruluş daha doğrusu örgüt, uluslararası örgüt İslam İşbirliği Teşkilatı ve yine ondan sonra da gelecek en güçlü örgütlerden bir tanesi Arap Birliği. Dolayısıyla bu ikisini bir araya getirmek aslında bölge ülkelerini gerek etnik değerlerini gözetmeksizin gerekse de dini açıdan herhangi bir farklılık görmeksizin bir araya gelmek, bütünleşmek, bütün ülkeler olarak ortak refleks gösterme bağlamında önemli. Lakin dediğim gibi Gazze’deki saldırılar, katliamlar bugün başlayan şeyler değil. Bugünü önemli kılan tek şey kanaatimce Doğanın vurulması değil, Doha’nın vurulması; hani şok etkisi yaratması bağlamında. Dolayısıyla bu ülkeler bugüne kadar tam olarak neyi yaptılar? Hangi somut adım? Yirmi beş maddelik bildiri sizce ne kadar hayata geçecek?

ARAP DEVLETLERİ TEKRARDAN DÜŞÜNMELİ

 Birçok Arap ülkesi Amerika’nın kuyruğuna yapışmış, İsrail’le İbrahim Anlaşmaları’nı imzalamaya bu kadar hevesliyken ilişkileri güçlü tutmaya bu hevesliyken ben buradaki söylemlerin birçok ülkede ihlal edileceğini, bunların çok da fazla pratiğe dökülmeyeceği kanaatindeyim Yaptırım bağlamında o kadar zayıf kalıyor ki hadi bakalım siz yaptırım diyorsunuz. Körfez İşbirliği Teşkilatı yani KİK bir kere kendi içinde bazı şeylere karar vermedi. Çünkü OPEC’in en güçlü üyesi bunlar. Dünya petrol ve doğal gazının yüzde elliye yakınının arzını bunlar yapıyorlar. Ya bunlar bırakın vanayı kökten koparmayı, hafif bir kıssalar aslında bir şeyler olmaya başlayacaktır.

Ve Doha vuruldu. Doha’nın vurulması Muhammed bin Selman’ın da uykularını kaçırması gerekiyor diye ben düşünüyorum. Fakat baktığınız zaman hala böyle soyut kınamaya dönük adımlara atacağız şeklinde. Neyi atıyorsun daha? Yani Filistin’de Filistinli kalmadıktan sonra mı bu adım gelecek? Veyahut da buranın dışına çıkıp hakikaten Amman’da doğrudan vurulmaya başlandığında, Riyad’da doğrudan vurulmaya başlandığında mı bunlar gelecek? Her koyun kendi bacağından asılır noktasına geliyor ülkeler.

Dolayısıyla o yılan kendisine gelinceye kadar herkes kendi köşesinde durma ve kanaatkar olma durumuna geçmiş vaziyette. O yüzden dediğim gibi şu ana kadar ki yaptıkları, hani bu söylem diline ben baktığımda yapılan Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin evet sembolik açıdan kesinlikle önemlidir; bölge ülkelerini bir araya getirmesi adına ama pratiğe dökülebileceğine dair veyahut da İsrail’in saldırılarını kısıtlamaya dönük hamleler olabileceğine dair ben doğrusu somut emareler göremiyorum.


KAYNAK: HABER7

Editör Hakkında


İstanbul Medipol Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden 2022 yılında mezun oldu. Daha sonra aynı bölüm ve üniversitede yüksek lisansa başladı. 6 ay Haberler.com’da gündem editörü olarak çalıştı. Mart 2023’ten itibaren ise Haber7.com’da muhabir olarak çalışmasına devam etmektedir.

Paylaşmak
Exit mobile version