Perşembe, Mart 6


Cambridge Üniversitesi liderliğinde yürütülen çalışma, aspirinin kanser tedavisinde kullanılabileceğine dair umut verici sonuçlar sundu.


Araştırmada, kanserin vücutta yayılmasını etkileyen 810 farklı gen tarandı ve 15 genin metastaz üzerinde belirleyici rol oynadığı belirlendi.


Özellikle ARHGEF1 adlı proteini üreten genin eksik olduğu farelerde, kanserin akciğer ve karaciğere yayılma olasılığının daha düşük olduğu tespit edildi.


Kanserle mücadelede yeni bir kapı aralanıyor


Bilim insanları, ARHGEF1’in bağışıklık sisteminde kanser hücrelerini tanıyıp yok eden T hücrelerini baskıladığını keşfetti. Bu baskılanma, tromboksan A2 (TXA2) adı verilen bir pıhtılaşma faktörü tarafından tetikleniyor. Aspirinin ise TXA2 üretimini azalttığı biliniyor.


Araştırma, aspirinin TXA2 seviyelerini düşürerek T hücrelerinin baskılanmasını önlediğini ve böylece bağışıklık sisteminin metastatik kanser hücrelerine saldırmasını sağladığını ortaya koydu. Aspirin verilen farelerde, kanserin yayılma sıklığının azaldığı gözlemlendi.


Çalışmayı yürüten Profesör Rahul Roychoudhuri, erken evrede teşhis edilen bazı kanserlerin cerrahi operasyonlarla tedavi edilmesine rağmen, vücutta gizli kalan kanser hücrelerinin daha sonra tekrar büyüyerek hastalığın nüksetmesine neden olduğunu belirtti.


Roychoudhuri, “Kanserin ilk yayılmaya başladığı an, bağışıklık sisteminin saldırıya geçmesi için benzersiz bir fırsat sunuyor. Bu pencereye odaklanan tedavilerin, erken evre kanser hastalarında hastalığın tekrarını önlemede büyük potansiyel taşıdığını düşünüyoruz” dedi.


“Tamamen beklenmedik bir keşifti”


Çalışmanın diğer araştırmacılarından Dr. Jie Yang ise TXA2’nin T hücrelerini baskılayan bir sinyal olduğunu keşfettiklerinde büyük bir şaşkınlık yaşadıklarını ifade etti. “Bu, beklenmedik bir bulguydu ve bizi bambaşka bir araştırma yönüne sevk etti” diyen Yang, aspirinin bu mekanizmayı hedef alan diğer ilaçlarla birlikte kanser tedavisinde daha uygun maliyetli bir seçenek olabileceğini vurguladı.


Bilim insanları, şimdi Londra Üniversitesi Akademisi’nden (UCL) Profesör Ruth Langley liderliğinde yürütülen Add-Aspirin adlı klinik çalışmayla, aspirinin erken evre kanserlerin tekrar nüksetmesini engelleyip engelleyemeyeceğini test ediyor.


Kanser Araştırmaları Vakfı’nın desteklediği bu çalışma; meme, yemek borusu, mide, prostat ve bağırsak kanseri hastalarını kapsıyor.


Uzmanlar uyarıyor: Doktor tavsiyesi olmadan aspirin kullanılmamalı


Çalışmaya ilişkin değerlendirmede bulunan Profesör Langley, “Bu keşif, devam eden klinik çalışmaların sonuçlarını yorumlamamıza ve aspirinin kanser hastalarına nasıl fayda sağlayabileceğini anlamamıza yardımcı olacak” dedi.


Ancak Langley, aspirinin bazı kişilerde mide kanaması ve ülser gibi ciddi yan etkilere yol açabileceğini belirterek, “Kanser hastalarının kimlerin aspirinden fayda görebileceğini anlamamız çok önemli. Bu yüzden, doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalı” uyarısında bulundu.


Londra Kanser Araştırma Enstitüsü’nden Profesör Alan Melcher da aspirinin yan etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Melcher, “Bu yeni araştırma, aspirinin sağladığı faydaları olumsuz etkileri olmadan sunabilecek yeni ve daha hedeflenmiş ilaçların geliştirilmesine yardımcı olabilir” dedi.


Kanser Araştırmaları Vakfı’ndan Tanya Hollands ise bulguların umut verici olduğunu ancak daha fazla çalışma yapılması gerektiğini ifade etti.


 


 


 


 


 




 

Paylaşmak
Exit mobile version