Türk Savunma Sanayii yeni yıla hızlı başladı… Askeri gemilerin inşası, ANKA-3’ün mühimmatlı testleri, Bayraktar TB-3’ün silahlanması gibi olayların arkasında kalsa da aslında çok değerli bir gelişme daha yaşandı. ASFAT ve TÜBİTAK SAGE iş birliğiyle geliştirilen HGK-84 güdüm kitlerinin ilk teslimatı gerçekleştirildi.
HGK-84’ün ne işe yaradığı, bu teslimatın neden önemli olduğu ve hangi platformlarda kullanılabileceği gibi soruların yanıtını Savunma Sanayii Uzmanı Anıl Şahin ile konuştuk.
HGK-84 ne işe yarıyor?
Önce bu soruya cevap arıyoruz çünkü konuya yabancı olanların da süreci daha iyi anlayabilmesini istiyoruz. Bu nedenle Anıl Şahin, en genel haliyle anlatmaya başlıyor ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yerdeki hedefleri vurmak üzere ağırlıklı olarak Mark Serisi Genel Maksat Bombalarını kullandığı bilgisini paylaşıyor.
Bütün ülkelerde durumun bu şekilde ilerlediğinden bahsediyor ve bu bombaların adından da anlaşılacağı üzere güdümsüz olduklarının altını çiziyor. Güdüm kitleri takılarak akıllı hale getirildiklerine işaret edip, “MK-84 ailenin en büyüğü. Açık kaynaklara göre 2000lb ağırlığında. HGK-84 ile Mk-84 bombası, akıllı hale getiriliyor. GPS güdümlü olarak hedefe yöneliyor ve üç metre hassasiyetle hedefi vurabiliyor.” diyor.
“Daha önce ABD’den alıyorduk”
Şahin, MK-84 serisi bombaların geçmişte güdümsüz şekilde atıldığı dönemlerin de olduğunu anlatıyor. Ardından ABD’nin JDAM isimli projesi kapsamında Ankara’nın da bu üründen tedarik ettiğini sözlerine ekliyor. Bir noktadan sonra JDAM tedarikinde çeşitli sorunlarla karşılaştığımızı anımsatıyor ve devam ediyor:
“Savunma sanayiinde ‘yerli-milli’ rüzgarını da arkamıza aldığımız bir süreçti. O dönemde Hassas Güdüm Kiti (HGK) Projesi ile JDAM’ın milli muadilini geliştirdik. Geldiğimiz noktada HGK, ciddi bir olgunluğa kavuştu.
Daha sonra ilk kabul testleri yapıldı ve gerçekten de çok başarılı sonuçlar elde edildi. Nihayetinde bu evreler de geçildi ve envantere giriş süreci de geçtiğimiz hafta itibariyle tamamlandı.”
“Hava araçlarının gücüne güç katacak”
HGK-84 az önce de belirttiğimiz üzere son derece büyük bir mühimmat. Doğal olarak atılabileceği platformlar da buna göre. Ancak bu noktada dikkatten kaçmaması gereken bir detay var. TB-2 ya da ANKA gibi nispeten küçük insansız hava araçlarından genellikle MAM-L ya da MAM-T gibi etkisi sınırlı ve hafif mühimmatlar atabiliyorduk.
Geldiğimiz noktada Türkiye’nin ihtiyaçları farklılaştı. İnsansız hava platformlarımız hem büyüdü hem de çok daha yetenekli hale geldi. Doğal olarak da eskisine oranla çok ağır mühimmatları da ateşleyebilecek kabiliyete erişildi.
Anıl Şahin bu sürece de değiniyor ve HGK-84’ü atabilecek üç platformumuz bulunduğunu anlatıyor. “Bunlardan ilk ikisi, F-16 ve F-4E savaş uçaklarımız. Üçüncü platformumuz ise AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı.” diyor.
İlerleyen dönemlerde milli savaş uçağımız KAAN başta olmak üzere, KIZILELMA ile ANKA-3’ten de HGK-84 atılabileceğini söylüyor Şahin ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Ancak insansız platformlarımız, muhtemelen daha farklı mühimmatları tercih edecek… Türkiye’deki mühimmat çeşitliliği öyle bir noktaya geldi ki platforma özel ve hatta göreve özel mühimmat geliştiriliyor.
Özellikle AKINCI’nın atmadığı mühimmat nerdeyse kalmadı diyebiliriz. MAM-L, MAM-C, MAM-T, ÇAKIR, TOLUN, GÖZDE, HGK, LGK, GÖKÇE, KGK, BOZOK, TEBER ve benzer birçok mühimmat ile atış gerçekleştirildi.
Diğer yandan Türk SİHA’ları bugün itibariyle yaklaşık 50 ülke tarafından tercih edildi. Bu, aynı zamanda çok sayıda ülkenin Türk mühimmatını da seçtiği anlamına geliyor. Ki HGK-84 için de benzer bir süreç görebiliriz. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda HGK-84’ün teslimi görüldüğü üzere aslında çok farklı yansımaları olabilecek son derece değerli bir iş.”