Cuma, Ekim 18


Son haftalarda etkisini sürdüren aşırı sıcak hava, gündelik yaşamı olumsuz etkiliyor. İstanbul gibi büyük şehirlerde bu etki biraz daha fazla… Çünkü kentlerde hava sıcaklıklarını daha yüksek hissetmemize yol açan etkenler var.


İstanbul’da semtler arasında bile sıcaklık farkı görülebiliyor. Şehir içindeki merkezi noktalarda, çeşitli faktörler sebebiyle bu farklar oluşuyor. Termometrelerdeki değişkenlikte şehir ısı adasının rolü büyük.


Peki, şehir ısı adası tam olarak ne anlama geliyor? Büyük ve kalabalık kentlerde ne gibi sonuçlar doğuruyor? Kent içindeki sıcaklık farklarının ardında yatan nedenler neler? İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros ile konuştuk.

Isı stresine yol açan faktörlerin başında asfalt ve beton yüzeyler gelmektedir. İnsanların günlük faaliyetleri, motorlu araçlar, sanayi tesisleri vs. sıcaklık yaymaktadırlar. Yüksek binalar ve dar sokaklar, hava akışını engelleyebilmekte ve ısının hapsolmasına yol açabilmektedir.

Prof. Dr. Hüseyin Toros


Şehir ısı adası nedir?


Prof. Dr. Toros, şehir ısı adasını “Güneş enerjisinin yollar, binalar gibi insan yapımı malzemeler tarafından daha fazla emilmesi ve depolanması sebebiyle, şehir merkezlerinin çevredeki kırsal alanlara göre daha sıcak olması” şeklinde tanımlıyor. Asfalt yüzeylerin, çatıların, bina yüzeylerinin ısıyı daha çok tuttuğunu belirtiyor. Yeşil alanların azalması ve binaların sıklaşması bu etkiyi daha da artırıyor.


Aslında şehirlerdeki modern yaşam enstrümanlarının hepsi bu etkiye yol açan faktörler olarak önümüze çıkıyor. Örneğin, İstanbul’da 5 milyonun üzerinde araç kayıtlı. Binlercesi her gün yollarda. Evler, gökdelenler, dükkanlar, atölyeler, sanayi tesisleri ve insan faaliyetlerinin hepsinden enerji açığa çıkıyor. Ana enerji kaynağımız ise güneş. Güneş ışınlarının yeryüzündeki etkisini Prof. Dr. Hüseyin Toros şu sözlerle anlatıyor:


“Güneş ışınları çarptığı yüzeye göre değişik oranlarda geri yansır. Beyaz cisimler daha çok yansıtırken, koyu cisimler güneş ışığını emer. Örneğin, kar iyi bir yansıtıcı iken siyah renkli asfaltlar iyi bir emicidir. Bir yerin ısınmasında, gelen güneş enerjisinin açısı, kat ettiği yoldaki hava durumu, çarptığı cismin yapısı, rengi vs. önemlidir. Genel olarak şehir içleri dışlarına göre güneş ışınımını daha fazla tutma meyillidir.”


Şehir yaşamı sıcaklığı daha fazla hissettiriyor


Şehir merkezlerinde sıcaklığın artmasına ve dolayısıyla da ısı stresine yol açan birçok kaynak bulunmakta. Prof. Dr. Toros bu kaynakları şöyle sıralıyor:


“Bunların başında asfalt ve beton yüzeyler gelmektedir. İnsanların günlük faaliyetleri, motorlu araçlar, sanayi tesisleri vs. sıcaklık yaymaktadırlar. Yüksek binalar ve dar sokaklar, hava akışını engelleyebilmekte ve ısının hapsolmasına yol açabilmektedir.”

Sıcak hava dalgası uyarı eşiklerinin en düşük olduğu ilçeler Çatalca, Silivri, Arnavutköy, Sarıyer ve Beykoz. Buralar şehrin kalanına göre daha az yoğun ve uzun dönem ortalama sıcaklıklar da daha düşük seyrediyor.


Yapılaşmanın olduğu alanlarda güneş enerjisi adeta o bölgelere çöküyor. Haliyle kent merkezlerinde ısı daha yüksek hissediliyor. Ancak yeşil alanlarda durum farklı…


“Yeşil alanlar, yapılaşmanın olduğu alanlara göre güneş ışınımını daha az tuttuğu için şehir merkezlerine göre daha serin oluyor. Bitkiler gölgelik alanlar oluşturarak daha zengin ekosistem meydana gelmesine yol açıyor. Yeşil alanlar hem şehirlerin fazla ısınmasını önlüyor, hem de hava kirliliğini tutarak şehirlerin daha temiz olmasına katkı sağlıyor. Bu sebeple bina yüzeyleri veya çatıların bitkilerle donatılması konusunda da çalışmalar var.”


İstanbul’da semtten semte sıcaklık değişiyor


Yapılan çalışmalar küresel iklim değişikliği ile mücadelede yeterince tedbir alınmaz ise küresel ısınmanın ve sıcaklık farklarının artacağını işaret ediyor. Bu risk İstanbul için de söz konusu…


Meteorolojik veriler, İstanbul’da semtler arası sıcaklık farklarını ortaya koyuyor. Prof. Dr. Toros, “Bu günlerde İstanbul içindeki sıcaklık farkları 5 santigrat dereceyi aşabilmektedir. Sıcaklık farkları genellikle en çok sabah erken saatlerde havanın en soğuk olduğu veya öğleden sonra sıcaklığın en fazla olduğu saatlerde meydana gelir” diyor.


Örneğin Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün İstanbul istasyon ölçümlerinde, 22 Temmuz sabah saatlerinde Adalar 26,5 derece iken Büyükçekmece 33,2, Tuzla ve Şişli 32,9 derece görünüyor.


Prof. Dr. Toros, İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nde doktorasını tamamlayan Merve Yılmaz’ın yaptığı bir çalışmadan da örnek veriyor:


“Sıcak hava dalgası uyarı eşiklerinin en düşük olduğu ilçeler Çatalca, Silivri, Arnavutköy, Sarıyer ve Beykoz. Buralar şehrin kalanına göre daha az yoğun ve uzun dönem ortalama sıcaklıklar da daha düşük seyrediyor.


Nüfus ve kentleşmenin yoğun, ölçülen ortalama sıcaklıkların ise yüksek olduğu yerler ise İstanbul’un güneyinde yer alan Kartal, Kadıköy ve Fatih ilçeleri…”

Paylaşmak
Exit mobile version