Cumartesi, Aralık 14


Kış mevsiminin gelişiyle birlikte üst solunum yolu enfeksiyonları ve grip vakaları adeta alarm veriyor. Düşen hava sıcaklıkları, iç mekanlarda geçirilen sürenin uzaması ve okulların açılması enfeksiyonların yayılmasını hızlandırıyor. Bu süreçte özellikle ateş, boğaz ağrısı, öksürük ve halsizlik gibi şikayetlerle sağlık kuruluşlarına başvurular artıyor.


Peki, bu enfeksiyonlardan korunmak için hangi önlemler alınmalı? Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Mercancı ile konuştuk.

Özellikle rinovirüs, adenovirüsün sebep olduğu soğuk algınlıkları ve influenzanın sebep olduğu grip vakalarını görmekteyiz.

Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Mercancı


Rinovirüs, adenovirüs ve influenza…


Üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklıkla sonbahar ve kış mevsimlerinde ortaya çıktığını söyleyen Dr. Mercancı, bunun sebeplerinden birinin düşük nem ile birlikte burun mukozasının kuruması ve kişinin üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan virüslere karşı daha hassas hale gelmesi olduğunu ifade ederek şöyle konuşuyor:


“Bunun dışında havaların soğuması ile birlikte iç ortamlarda geçirilen vaktin artması ve okulların açılması virüslerin daha kolay yayılmasına zemin hazırlıyor. Özellikle rinovirüs, adenovirüsün sebep olduğu soğuk algınlıkları ve influenzanın sebep olduğu grip vakalarını görmekteyiz. 2024 yılı verilerine göre, en sık rastlanan solunum yolu virüsleri arasında rinovirüs, SARS-CoV-2 ve koronavirüs bulunuyor.”


Özellikle rinovirüsün üst solunum yolu enfeksiyonlarının önemli bir kısmından sorumlu olduğunun altını çizen Dr. Mercancı, “Grip vakaları ise genellikle influenza virüslerinden kaynaklanıyor. Ancak 2024 yılı 46’ncı hafta verilerine göre, influenza virüsü tespit oranı düşük” diyor.


Mevcut veriler ışığında üst solunum yolu enfeksiyonlarının artışında rinovirüs ve SARS-CoV-2 gibi virüslerin daha fazla rol oynadığını ifade eden Dr. Mercancı, influenza virüslerinin de ilerleyen haftalarda etkisini artırabileceği uyarısında bulunuyor.

[Fotoğraf: Getty Images]


Virüs ve bakteriler hastalık yapıyor


Peki sıkça adını duyduğumuz üst solunum yolu hastalıklarının sebepleri neler? Soruyu, “Üst solunum yolu enfeksiyonları, burun, sinüsler, boğaz ve büyük hava yollarını içeren, virüs ya da bakterilerin sebep olduğu hastalık grubu” diye yanıtlayan Dr. Mercancı, sözlerini şöyle sürdürüyor:


“Akut bronşit, soğuk algınlığı, grip, sinüzit bu hastalıklardan bazıları… Özellikle soğuk algınlığı ekonomik ve sosyal olarak ağır bir yük oluşturuyor. Hem dünyada hem de ülkemizde doktor ziyaretlerinin en sık sebeplerinden biri. Rinovirüsler ise soğuk algınlığına en çok sebep olan virüsler arasında yer alıyor. Diğer virüsler ise influenza, adenovirüs, RSV. Bu virüsler enfekte olmuş kişilerden havadan damlacık yoluyla, direkt temasla ya da ortak kullanılan objelerle başka kişilere bulaşabiliyor.”


Hangi belirti hangi virüsü işaret ediyor?


Hangi virüsün hangi belirtilerle birbirinden ayrıldığı sorusu da merak edilen konular arasında yer alıyor. Üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan virüslerin belirtilerinin birbirine benzeseler de bazı ipuçlarıyla ayırt edilebildiğini söylüyor Dr. Mercancı:


“İnfluenzanın sebep olduğu grip yüksek ateş, şiddetli kas ağrıları, halsizlik, baş ağrısı ve kuru öksürükle kendini gösteriyor. Bu belirtiler genellikle aniden başlıyor. Özellikle ciddi yorgunluk hissi grip için oldukça tipik.

Hastalar özellikle boğaz ağrısı, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı, öksürük, ateş ve titreme, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, bazen nefes darlığı veya hırıltı, tat ve koku kaybı gibi şikayetlerle hastaneye başvuruyor.


COVID-19 enfeksiyonu bazen ateş, kuru öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve kas ağrıları ile kendini gösterebilirken tat ve koku kaybı özellikle önceki varyantlarda karakteristik bir bulguydu. Nefes darlığı ileri vakalarda sık görülüyor. COVID-19’un belirtileri hafif seyirli olabildiği gibi ciddi boyutlara da ulaşabiliyor.


RSV enfeksiyonu burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hafif ateş ve hırıltılı solunum gibi belirtilerle kendini belli ediyor. Özellikle küçük çocuklarda bronşiolite neden olarak nefes almada zorluk yaratabiliyor. Ateş genellikle düşük seviyede seyrediyor.


Rinovirüs enfeksiyonları ise çoğunlukla burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma ve hafif boğaz ağrısı ile ortaya çıkıyor. Ateş genellikle görülmüyor veya çok hafif düzeyde oluyor. Belirtiler hafif seyrettiği için genellikle soğuk algınlığı olarak adlandırılıyor.”


Bu virüsleri sadece belirtilerle kesin olarak ayırt etmek mümkün olmuyor. Kesin tanı için PCR testi veya diğer laboratuvar incelemelerinin yapılması gerekebiliyor.


Hastaların ortak şikayeti: Halsizlik


“Hastalar özellikle boğaz ağrısı, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı, öksürük, ateş ve titreme, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, bazen nefes darlığı veya hırıltı, tat ve koku kaybı gibi şikayetlerle hastaneye başvuruyor” diyen Dr. Mercancı, “Boğazda yanma, kaşıntı ya da yutkunma güçlüğü hissi, üst solunum yolu enfeksiyonlarında en sık dile getirilen şikayetlerden biri” diye devam ediyor.


Grip ve COVID-19 gibi enfeksiyonlarda yüksek ateş ve üşüme hissi sık görülüyor. Ateş, bazı durumlarda yorgunluk ve halsizlikle de birlikte olabiliyor. Özellikle kuru öksürük grip ve COVID-19’un; havlama tarzında öksürük ise parainfluenza virüsünün sık belirtileri. Yine öksürük de solunum yollarında tahrişe bağlı olarak şiddetlenebiliyor.


Grip ve COVID-19 vakalarında hastalar, yaygın baş ağrısı ve kas ağrılarından da şikayet ediyor. Bu belirtilere genellikle yorgunluk da eşlik ediyor. Neredeyse tüm viral enfeksiyonlarda hastaların sıkça dile getirdiği şikayetler ise halsizlik ve günlük aktivitelerde zorlanma…

Fotoğraf: Getty Images[Fotoğraf: Getty Images]


Hangi durumlarda hekime başvurmak gerekiyor?


Üst solunum yolu enfeksiyonları ve grip gibi hastalıklar genellikle evde tedavi edilebiliyor. Ancak bazı belirtiler ciddi bir duruma işaret ederek hekime başvurmayı gerektirebiliyor. Dr. Mercancı, bu belirtileri şöyle sıralıyor:


“Yüksek ve uzun süreli ateş… Ateş özellikle 38 derece ve üzerindeyse ve 3 gün boyunca düşmüyorsa iltihaplanma ya da ciddi bir enfeksiyon belirtisi olabiliyor. Şiddetli nefes darlığı, özellikle COVID-19 ve RSV enfeksiyonlarında nefes almakta zorluk yaşanması acil müdahale gerektiriyor. Yine şiddetli göğüs ağrıları kalp veya akciğer problemlerine işaret edebiliyor. Koyu renkte balgam çıkarma; özellikle de yeşil ya da kanlı balgam bakteriyel bir enfeksiyonun belirtisi olabiliyor. Ciddi bir viral enfeksiyon özellikle yaşlılarda bilinç bulanıklığına yol açabildiği için sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor.”


65 yaş üzeri kişiler dikkat!


Bazı gruplar grip ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı daha savunmasız oluyor. Özellikle bu kişilerin daha dikkatli olması ve önlem alması gerekiyor. Bu gruplardan biri 65 yaş ve üzerindekiler… Çünkü bu kişilerin bağışıklık sistemleri zayıf olabiliyor. Bu da grip ve diğer viral enfeksiyonları onlar için daha da tehlikeli hale getiriyor.


Küçük çocuklar da yine risk grupları arasında yer alıyor. Çocuklar, bağışıklık sistemleri gelişmediği için enfeksiyonlara karşı daha savunmasız durumda. Dr. Mercancı diğer risk gruplarına da değiniyor:


“Astım, kalp hastalıkları, diyabet, böbrek yetmezliği ve akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olan kişiler, hamileler, kanser tedavisi görenler, HIV/AIDS ve organ nakli hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler de enfeksiyonlar açısından daha büyük risk altında oluyor.”


Enfeksiyonlardan korunmak mümkün mü?


Risk gruplarındaki kişilerin, özellikle grip ve üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için bazı ek önlemler alması gerekiyor. Dr. Mercancı kişisel hijyen önlemlerine dikkat etmenin, kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca kaçınmanın ve aşı gibi koruyucu yöntemleri değerlendirmenin bu dönemde enfeksiyon riskini azaltmada önemli olduğunun altını çiziyor:


“Aşı olmak, özellikle de mevsimsel grip aşısını yaptırmak, hijyen kurallarına uygun şekilde sık sık el yıkamak, kalabalık ortamlarda maske kullanmak, yakın temastan kaçınmak, iyi beslenmek, gerekli düzeyde dinlenmek, kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durmak belirtiler görülmeye başladığında gerekli noktada hızla hekime başvurmak alınabilecek önlemlerden bazıları.”

 

Paylaşmak
Exit mobile version