Cumartesi, Şubat 22


İnsanlık tarihinin ilk çatışması kabul edilen Kabil ile Habil’in öyküsünden esinlenen gösteri, kötülüğün insan ruhunda filizlendiği andan itibaren hangi kılıklara bürünebildiğini anlatıyor. Bu kadim anlatıyı günümüze bağlayan en acı örnek ise Gazze’de yaşanan zulüm.


Gösteri, izleyiciyi bu güncel yaralara dokunmaya çağırırken, sahne üzerinde canlanan halk dansları ve figüratif anlatımlar, insanlığa durmaksızın “Uyan!” diye sesleniyor.“Sağır Sultan” dans gösterisi, izleyenleri evrensel bir vicdan çağrısına davet ediyor.


Gösterinin Sanat Yönetmeni Yıldız Çankaya “Artık kötülüğü dünyada adeta dolaştır halde görüyoruz. Güzelliği bozguna uğratmak, herkesi birbirine düşürmekle ilgili karanlığın dünyaya nasıl hakim olduğunu ve yuttuğunu görüyoruz” diyor.


Yapımın ilk kez Adana’da gerçekleştirilen Teknofest’te sahneye taşındığını belirten Çankaya, “İlk kez ağustos ayında sergiledik. Daha sonra aralık ayında AKM’de sahneledik ve şimdi tekrar Şubat ayında AKM’de üçüncü gösterimle izleyicilerle buluşacağız” sözleriyle, “Sağır Sultan”ın seyirci karşısına çıkış sürecini aktarıyor. Tarihteki ilk cinayetin hikayesiyle başlayan bu yolculuğun, bugünün dünyasında iyilik ve kötülüğün çarpışmasına nasıl dönüştüğünü sahnede anlatmaya çalıştıklarını da ekliyor.


Minik kalplerin çizgilerindeki acı


Gösterinin en dokunaklı sahnelerinden birinde, Filistinli çocukların çizimlerinden yararlanılıyor. Bu resimler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının düzenlediği sergiden alınarak performansa dahil ediliyor. Sahnedeki görsel anlatım, dehşetten konuşamayan minik yüreklerin acılarını kağıda döküşünü gözler önüne seriyor.


Çankaya, bu sahnenin kendileri için özellikle anlamlı olduğunu söylüyor: “Gazze’de travma yaşamış, konuşamayan çocuklar konuşamadıkları için kendilerinden resim yapmaları isteniyor ve onlar da bu resimleri kendi elleriyle yapıyorlar, sonra ülkemize geliyor resimler. Şimdi biz de bunu sahneye taşıdık. Çocukların orada yaşadığı içsel acı böyle görünsün istedik. Hiçbir şey yapamıyoruz bu katliama, çocuk mezarlığına dönen Gazze için. Sadece izlemekle kaldık. Ama belki duygu olarak biz bir anıt gibi, bir saygı duruşu gibi çok küçük de olsa bir geçit yapmış olduk topluluk olarak.”

Kötülüğe karşı iyiliğin sesi: “Sağır Sultan” AKM sahnesinde


“Sağır Sultan” bile duyduysa…


Gösterinin adı, iyiliğin ve kötülüğün kadim çarpışmasına dikkat çeken simgesel bir vurgu taşıyor. Bu çarpışmanın Gazze’de de tüm acımasızlığıyla sürdüğüne işaret eden gösteri, dansları, figüratif hikayeleri ve sinevizyon çalışmalarını bir araya getirerek sanat aracılığıyla “dur” demeye çağırıyor. Sahnedeki her ritim ve hareket, Sağır Sultan’ın bile kulaklarına ulaşacak bir çığlık niteliği taşıyor.


Yıldız Çankaya, oyunun temel amacını şu sözlerle pekiştiriyor: “Bizim belki de bu oyunda, bahsettiğimiz karanlık dünya metaforundan yola çıkarak Gazze’deki ve belki de bütün dünyada çocuklarımızın can verdiği savaşlardaki duruma dikkat çekmek en hassas, en çok istediğimiz şey. Daha sonrasında Anadolu’da yaşanan umudu da vurgulamak istiyoruz. Çünkü her zaman umut vardır. Dünyayı karanlıktan sadece sevgi kurtaracak.”


Gösteriye dünyanın farklı coğrafyalarının halk dansları da renk katıyor. Balkanlardan Kafkasya’ya, Orta Asya’dan Avrupa’ya kadar uzanan bu yelpaze, pek çok ülkede yaşanan toplumsal problemlere aynı sahnede ışık tutuyor. Filistin’in geleneksel oyunu “dabke” ise koreografinin tam merkezinde yer alıyor. Ekip, her kötülüğün ardından mutlaka bir iyiliğin filizleneceğine inanarak sanatın birleştirici gücünü sahneye taşıyor.


Birlik ve beraberlik çağrısı


“Sağır Sultan” dans gösterisi, sahnede her adımda yeni bir hikaye anlatarak izleyiciyi iyilik ile kötülüğün bitmek bilmeyen mücadelesine ortak ediyor. Her ritimde, kanayan yaraların bir gün iyileşeceğine dair bir haykırış gizli. Bu özel eser, 19 Şubat 2025 tarihinde tekrar AKM’de sahnelenecek ve gönülleri titretmeye devam edecek.

Paylaşmak
Exit mobile version