Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2030’da öğrencilerin kendilerini geliştirmek ve dünyayı şekillendirmek için ihtiyaç duyacağı bilgi, beceri, tutum ve değerlerin neler olabileceği ile bunların öğrencilere öğrenme sürecinde nasıl kazandırılabileceği konusunda ortak anlayış oluşturmayı amaçlamış ve bu kapsamda hazırladığı “OECD Öğrenme Pusulası 2030″u yayımlamıştı.
MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğünce hazırlanan modelle “Öğrenme Pusulası 2030″un karşılaştırıldığı “Türkiye’nin Geleceği İçin Özgün Bir Tasarım: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlıklı rapor yayımlandı.
Raporda, bütüncül eğitim yaklaşımını temel alan beceri odaklı ve sadeleştirilmiş içerikle öğrencilerin derinlemesine öğrenmesine imkan sağlayan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile “OECD Öğrenme Pusulası 2030″un birçok zeminde örtüştüğü belirtildi.
Bilgi ve becerinin birlikte geliştirilmesi önemseniyor
Her ikisinin de bilgi ve becerinin birlikte geliştirilmesini önemsediği, eğitimi değerlerle bütünleştirdiği, öğrenciyi pasif bir alıcı değil aktif ve sorumlu bir özne olarak konumlandırdığı, eğitimin paydaşları olarak öğrenci, öğretmen, aile ve toplumun birlikte hareket etmesinin öneminin vurgulandığı raporda, öğrenmenin sadece okulda değil evde ve topluluklarda da gerçekleştiğini kabul ederek eğitim süreçlerinin daha geniş bir toplumsal bağlama yerleştirildiği aktarıldı.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin söz konusu ilkeleri kendi tarihsel ve kültürel kodlarıyla harmanlayarak özgün yönelim ortaya koyduğu kaydedilen raporda, şu ifadeler kullanıldı:
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin farkı, bu ilkeleri milli ve manevi bir ruhla bütünleştirmesinde yatıyor. Bireyin yalnızca küresel bir vatandaş değil, aynı zamanda yerli değerler doğrultusunda sorumluluk bilinci gelişmiş ve topluma karşı duyarlı bir şahsiyet olarak yetişmesini hedefliyor. Bu yönüyle model, evrensel eğilimleri takip etmekle kalmıyor, onlara değer temelli ve özgün bir katkı da sunuyor.”
Model, sorumluluk bilinciyle donanmış bireyler yetiştirmeyi amaçlıyor
Raporda, eğitimin nihai hedefinin sadece bilgiye sahip bireyler değil erdemli bireyler yetiştirmek olduğunun altı çizilerek, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin bireyin akademik başarıyı insani derinlikten kopmadan elde etmesini esas aldığını, bunun da yalnızca sınav başarısını değil ahlaki tutarlılığı, sosyal duyarlılığı ve entelektüel derinliği birlikte hedefleyen eğitim anlayışına işaret ettiğine dikkat çekildi.
“OECD Öğrenme Pusulası 2030″un da bu noktada benzer bir çerçeve sunduğu belirtilen raporda, pusulanın geleceğin öğrencisinin karmaşık problemleri çözebilen, iş birliği yapabilen, etik kararlar alabilen birey olması gerektiği, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin ise bu tanımı daha da ileri taşıyarak medeniyet tasavvuru olan, sorumluluk bilinciyle donanmış, duyarlı ve azimli bireyler yetiştirmeyi amaçladığı kaydedildi.
Rapora, “https://tymm.meb.gov.tr/raporlar” internet adresinden ulaşılabiliyor.