Perşembe, Temmuz 4


Başıboş sokak köpekleriyle ilgili nasıl bir yol haritası izleneceği tam olarak netleşmedi. Ancak bugün itibariyle gelinen nokta mevcut durumun aynı şekilde sürdürülemeyeceğini gösteriyor.


Türkiye’de sayıları giderek artan başıboş sokak köpeklerinin en sık karşımıza çıktığı yerlerden biri de AVM, kafe, restoran ve marketler.


Özellikle AVM içerisindeki yatak, yastık, yorgan ve benzer ürünler satan mağazaların neredeyse tamamında başıboş sokak köpekleri satılan ürünlerin üzerinde görülüyor. Kimi zaman açık alanda yemek yenilen restoranlar ya da marketler de benzer görüntülere sahne oluyor.


Halk sağlığı açısından da ciddi sorun


Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, söz konusu görüntüleri yorumlamadan önce genel bir çerçeve çiziyor. Tayar’a göre başıboş sokak köpeği meselesi neresinden bakılırsa bakılsın çok açık bir biçimde halk sağlığı sorunu.


AVM’lerdeki görüntülerin artık bir ‘satış politikası’ haline döndüğü uyarısında bulunan Prof. Dr. Tayar, “Kimi mağazalar bilerek bu tür görüntülerin oluşmasına izin veriyor. Ardından bu anları sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar. Amaçları ‘Bakın, biz bu köpekleri mağazamıza alıyoruz’ mesajını vermek. Söz konusu süreçle ilgili hassasiyeti olan kitleyi bu tür görüntülerle kendi müşterileri haline getirmeye çalışıyorlar” diyor.

[Başıboş sokak köpeklerinin AVM’deki mağazaların içine kadar girmesi ciddi riskleri de beraberinde getiriyor.]


Çok farklı hastalıkları evimize taşıyabiliriz


Alışveriş yaparken kimi insanlar bu görüntülerden rahatsız olurken kimileri de pek umursamıyor. Prof. Dr. Tayar, bu tür yerlerden alışveriş yapanların aslında istemeden de olsa kendi evlerine çok farklı hastalıkları taşıyıp, ev halkının sağlığına zarar verebileceği uyarısında bulunuyor.


Başıboş sokak köpeklerinde her ne kadar tüm birimler canla başla çalışsa da tam kontrollü bir sürecin şimdilik mümkün olmadığını kaydeden Tayar, şöyle devam ediyor:


“Bu köpeklerin bakteri, parazit, virüs ve mantar başta olmak üzere çok farklı hastalıklar taşıma riski oldukça yüksek. Örneğin, bu hastalıkları taşıyan bir köpeğin yattığı yerden çocuğunuza yastık yüzü, evinize yorgan kılıfı ya da ailenizin kullanabileceği el havlusu aldınız. Siz maalesef o ürünü alırken aslında mağazadaki başıboş köpeğin hastalığını da satın aldınız ve kendi ellerinizde evinize getirdiniz.


Bazı insanlar bu tür gerçekleri önemsemiyor. Ancak Covid dönemini hatırlamakta fayda var. O süreçte marketten aldığımız kapalı ürünleri dahi saatlerce sirkeli suda beklettik. Poşetleri bile yıkadık. Ama şimdi o marketin kasap, meyve-sebze reyonunun önünde sahipsiz köpekler cirit atıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil.”

Marketlerin ekmek, kasap ve sebze/meyve reyonlarında da başıboş köpekleri görülüyor.[Marketlerin ekmek, kasap ve sebze/meyve reyonlarında da başıboş köpekleri görülüyor.]


“Toplumsal farkındalık şart”


Evde köpek besleyenlerin de bildiği üzere bu tür işlerin çok ciddi sorumluluk gerektirdiğini ve aşısından çipine, temizliğinden tasmasına kadar her şeyin en ince ayrıntısına kadar doğru şekilde yapılmasının şart olduğunu söylüyor Prof. Dr. Mustafa Tayar. Ancak sokaklardaki milyonlarca başıboş köpek için böyle bir sürecin işlemediğine dikkat çekiyor.


Devletin bu gibi durumlara yönelik çok ciddi kurallar koyduğunu ve başıboş sokak köpeklerinin AVM, kasap, hastane, restoran ve benzer yerlerde bu şekilde barınamayacağının altını çizen Tayar, sözlerini şöyle tamamlıyor:


“Maalesef geldiğimiz noktada sokaktaki bu canlılar üzerinden rant devşiren bir grup oluştu. Adına ister mama lobisi ister başka bir şey deyin fark etmez. Sanki sadece onlar bu canlıları seviyor da geri kalan herkes düşman gibi bir algı oluşturuyorlar.


Ancak rakamlar, acil tedbir alınmazsa geri dönüşü olmayan yola girileceğini gösteriyor. Sokak köpeği dendiğinde akla ilk başta kuduz geliyor ancak 200’e yakın farklı hastalık riski var. İnsanlara saldırmaları, kediler başta olmak üzere diğer canlıları öldürmeleri, ölümlü ya da maddi hasarlı trafik kazalarına sebep olmaları da işin bir başka boyutu.


Son yıllarda hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların bu denli artması tesadüf değil. Parklar, sokaklar, halka açık alanlar başıboş sokak köpekleriyle dolu. Her şeyi bir yana bırakın ve milyonlarca başıboş sokak köpeğinin kontrolsüz bir şekilde şehrin dört bir yanına dağılan dışkılarının bile tek başına ne denli riskli olduğunu düşünün.


İl Sağlık Müdürlükleri ve Belediyeler bu sorunun özellikle toplum sağlığını ilgilendiren kısmında daha fazla sorumluluk üstlenmeli. Denetimler ve kurala uymayanlara yaptırım uygulanması şart. Aslında yeni bir şey yapmalarına da gerek yok. Mevcut kurallara uyulması sağlansa dahi yeterli olur.”

Paylaşmak
Exit mobile version