Cumartesi, Temmuz 26


Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burak Arıcak, orman yangınlarının çevresel bir felaket olduğunu, sadece yanan alanı değil birçok bölgeyi etkilediğini anlattı.


Sakarya’nın Geyve ilçesindeki ormanlık alanda başladıktan sonra Bilecik’in Osmaneli ilçesinde devam eden yangının etkilerine değinen Arıcak, bu yangının Bursa ve ilçelerini de etkilemeye başladığını kaydetti.


Arıcak, özellikle 23 Temmuz akşamı Bursa’da görülen duman tabakası, görüş mesafesini azaltan puslu hava, kül ve is kokusunun bu yangından kaynaklı olduğuna dikkati çekerek, “Yanan maddelerden partikül maddeler, karbonmonoksit, karbondioksit gibi gazlar çıkıyor. Bunun içerisinde kül taneleri, partikülleri de var. Bu küller, o kadar küçük taneler ki meteorolojik olaylarla, rüzgarla beraber çok uzak mesafelere kadar taşınabiliyor.” diye konuştu.


Bu durumun bir süre daha etkisinin devam edeceğini anlatan Arıcak, “Özellikle yaşlıların, kronik rahatsızlığı olanların, astım hastalarının, solunum rahatsızlığı olanların dikkat etmesi gerekiyor. Mümkünse maske kullanmalarını veya kapalı mekanlarda kalmalarını tavsiye ederiz.” dedi.


İç mekan hava kalitesine de dikkat edilmesi gerektiğini, hava filtreleri ya da hava temizleyiciler varsa kullanılması, klima sistemlerinin dış hava sirkülasyonuna kapatılması gerektiğini vurgulayan Arıcak, hayvancılıkla uğraşanların hayvanların temiz suya erişimini sağlaması, yemlerin üzerini örterek kül temasından koruması gerektiğini anlattı.


“Kapalı alanlarda durmaya çalışın, bol su için”


Prof. Dr. Arıcak, orman yangınlarının devam ettiği bölgelere yakın illerde kül yağışının ve is tabakasının gözle görülür derecede oluşabileceği bilgisini verdi.


Orman yangınları kaynaklı dumanın karbonmonoksit, karbondioksit, ince partiküller, polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi insan sağlığına zararlı bileşenleri barındırdığını dile getiren Arıcak, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bunlar, bir solunum yolu hastalığınız varsa sizi daha negatif bir faktörle karşı karşıya bırakacak ve daha da etkileneceksiniz. Çocukların, yaşlıların nefes alması zorlaşabilir. O yüzden özellikle bu kişilerin dikkat etmesi gerekiyor. Bu, öyle bir şey ki rüzgarla taşınan materyaller, su kaynaklarını, toprağı, mevcut bitki türlerini bile etkileyecektir. Hava kirliliği değil tabii ki ama sonuçta olması gereken ortamı, havanın yoğunluğunu, durumunu bozan bir şey. İstenilen bir ortam değil. Çevre illerde orman yangınları olduğunda eğer bir is, koku, partiküller görüyorsanız mümkün mertebe temiz ve kapalı alanlarda durmaya çalışmak, bol su içmek lazım.”


Bunun geçici bir durum olduğunu anlatan Arıcak, “Partikül maddeler, bir süre sonra çökecek. O olgu bitene kadar dikkat edilmesini önerebiliriz. Yangının süresi ve yanan alan miktarının boyutuna ve rüzgarın sürekliliğine bağlı olarak bir gün de sürebilir bir haftayı da bulabilir, belki daha fazla bile sürebilir. Rüzgar süreklilik arz etmediği sürece 1-2 günde geçeceğini tahmin edebiliriz.” ifadelerini kullandı.


Arıcak, bağıl nemin yüzde 10’un altına düştüğünü, orman yangınlarını önlemek için dikkatli olunması gerektiğini belirterek, “Çok kuru bir hava da var. Sıcaklık, oldukça yüksek ve ortamda yanıcı madde de var. Zaten bu üç olgu birleşince yangın için oldukça elverişli bir ortam oluşuyor. Şu anda ormanlarımız, yanmaya aşırı derecede meyilli bir ortam. En ufak bir dikkatsizlikte maalesef yangın başlıyor ve büyüyerek devam ediyor.” dedi.

Paylaşmak
Exit mobile version