Pazartesi, Ağustos 4


The Lancet tıp dergisinde yayımlanan yeni uzman raporuna göre, plastik üretimi “ciddi, büyüyen ve yeterince tanınmayan bir tehlike” oluşturuyor.


Plastik üretimi 70 yılda 200 kat arttı


Boston College’dan çocuk sağlığı ve çevre epidemiyolojisi uzmanı Prof. Philip Landrigan liderliğinde hazırlanan rapor, 1950’den bu yana plastik üretiminin 200 kattan fazla arttığını ve 2060 yılına kadar bu rakamın yıllık 1 milyar tonu aşabileceğini belirtiyor.


Plastiğin faydalı kullanım alanları olmakla birlikte, büyümenin en büyük kısmı tek kullanımlık ürünlerde –örneğin içecek şişeleri ve fast food ambalajlarında– yaşanıyor. Buna bağlı olarak, sadece %10’u geri dönüştürülebilen 8 milyar ton plastik, gezegenin her köşesine yayılmış durumda.


Sağlığa zararı üretimden atığa kadar sürüyor


Rapora göre plastikler, petrol ve gaz gibi fosil yakıtlardan üretilmeleri nedeniyle iklim krizini körüklüyor; üretim sürecinde hava kirliliği yaratıyor; kullanımda toksik kimyasalların vücuda girmesine yol açıyor ve atık hâlindeyken mikroplastiklere ayrılıp su, hava ve gıdayla vücuda sızıyor.


Plastiklerde kullanılan 16 binden fazla kimyasal maddenin çoğu insan sağlığına zarar veriyor. Ancak ürünlerin içeriğinde hangi kimyasalların kullanıldığı konusunda yeterli şeffaflık bulunmuyor.


Özellikle fetüsler, bebekler ve çocuklar en büyük risk grubunu oluşturuyor. Mikroplastiklere maruz kalmak; düşük, erken doğum, doğum kusurları, akciğer gelişiminde bozukluk, çocukluk çağı kanseri ve ileride kısırlık gibi sonuçlarla ilişkilendiriliyor.


Kan, beyin, süt ve kemik iliğinde mikroplastik


Mikro ve nano plastikler insan vücuduna su, gıda ve solunum yoluyla giriyor. Şimdiye kadar kanda, beyinde, anne sütünde, plasentada, menide ve kemik iliğinde tespit edildiler. Uzmanlar, henüz etkileri tam olarak bilinmese de bu parçacıkların felç ve kalp kriziyle bağlantılı olabileceğine dikkat çekiyor.


“Geri dönüşümle bu krizden çıkılamaz”


Plastik endüstrisi ve bazı petrokimya ülkeleri, çözümün üretimi azaltmak yerine geri dönüşümde olduğunu savunuyor. Ancak rapora göre, kağıt, cam ve metalin aksine plastikler kimyasal olarak çok daha karmaşık ve bu nedenle etkili bir şekilde geri dönüştürülmeleri neredeyse imkânsız.


Yazarlar, “Artık dünya geri dönüşümle plastik krizinden çıkamayacağını açıkça görüyor,” ifadesini kullandı.


İklim krizine de katkı sağlıyor


Dünyadaki plastiklerin %98’i fosil yakıtlardan üretiliyor. Sadece üretim süreci bile yılda yaklaşık 2 milyar ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı salımına neden oluyor. Bu, dünyada en fazla karbon salımı yapan dördüncü ülke olan Rusya’nın toplam emisyonuna eşdeğer.


Ayrıca dünya genelinde atık plastiklerin yarısından fazlası açık havada yakılıyor ve bu da hava kirliliğini artırıyor.


Küresel plastik anlaşması öncesi kritik uyarı


Rapor, ülkeler arasında yapılması planlanan bağlayıcı bir küresel plastik anlaşması öncesi yayımlandı. Ancak anlaşma görüşmeleri, plastik üretiminin sınırlandırılmasını destekleyen 100’den fazla ülke ile buna karşı çıkan Suudi Arabistan gibi petrokimya ülkeleri arasında tıkanmış durumda.


Prof. Landrigan, anlaşmada mutlaka halk sağlığını korumaya yönelik somut önlemler alınması gerektiğini vurguladı. “Bu etkiler en çok savunmasız grupları, özellikle bebekleri ve çocukları etkiliyor. Bu nedenle harekete geçmek bizim sorumluluğumuzdur,” dedi.


Gerçek maliyet: 1,5 trilyon dolar


Plastik, genellikle ucuz bir materyal olarak görülse de rapor yazarlarına göre bu sadece üretim maliyetiyle sınırlı bir algı. Plastik kimyasallarının sağlık üzerindeki etkilerinden doğan ekonomik kayıplar hesaba katıldığında, örneğin sadece üç kimyasalın (PBDE, BPA ve DEHP) 38 ülkede yol açtığı yıllık sağlık maliyeti 1,5 trilyon doları buluyor.


Bu analiz, plastiklerin etkilerini izlemek üzere yayımlanacak bir dizi raporun ilkini oluşturuyor. Raporun yazarlarından hukukçu Margaret Spring, “Karar alıcılara güvenilir ve bağımsız veri sunarak, tüm düzeylerde etkili politika geliştirilmesine katkı sunmayı hedefliyoruz” dedi.

Paylaşmak
Exit mobile version