Nebraska Üniversitesi‘nden bir grup bilim adamı, iklimi değişliği üzerinden sığırları hedef alan, ‘böcek proteini’ ve ‘yapay et’i teşvik eden küreselci baronların algı operasyonlarını çöpe atacak bir araştırmaya imza attı.
Prof. Dr. Galen Erickson’ın başında bulunduğu araştırma, sığırların metan üretimi ve karbon tutumu üzerindeki etkilerini yeniden değerlendirerek, hayvancılık sektörünün iklim değişikliği ile ilişkilendirilmesine yönelik yanlış bilgileri düzeltmeyi amaçlıyor.
SIĞIRLAR DÜŞMAN İLAN EDİLMİŞTİ, PEKİ GERÇEK NE?
Yapay et ve böcek proteini teşviğinde bulunan küresel baronlar, sığırların çevreyi olumsuz yönde etkilediğini ve iklim değişikliğinin en büyük faktörü olduğunu iddia etmişti.
Nebraska Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir panelde konuşan, Nebraska Üniversitesi Hayvan Bilimleri Bölümü Profesörü Galen Erickson, bu konuda yanlış algıların yaygın olduğunu açıkladı. Bilimsel temelli bir yaklaşım ile araştırma gerçekleştiren Erikcson, “Yıllar boyunca farklı ortamlarda toplanan sağlam veriler, sığırların çevre ve iklim üzerindeki etkisinin aslında sanıldığından daha küçük olduğunu gösteriyor.” ifadesinde bulundu.
METAN GAZI HAKKINDA YANLIŞ BİLGİLER SERVİS EDİLİYOR
Sığırların dört odacıklı midelerindeki bakterilerin oksijensiz ortamda yaşaması nedeniyle metan gazı ürettiği bilinirken bu konuda Prof. Erickson, metan gazının çevresel etkilerinin abartıldığını ve yanlış bilgiler servis edildiğini kaydetti.
Bilim adamlarının 2019’da Oxford Üniversitesi‘nden bilim insanlarının yaptığı bir araştırmaya dikkat çeken Erickson, metan gazının söylendiği kadar güçlü olmadığını belirtti. Metan gazının atmosferde yalnızca 10 yıl kaldığını ve düşünüldüğü kadar uzun süreli bir etkiye sahip olmadığını söyleyen Erickson, “Metan güçlü bir sera gazıdır, ancak diğer gazlarla kıyaslandığında daha kısa bir ömre sahiptir.” dedi.
ATMOSFERDEKİ KİRLİLİĞİN ASIL NEDENİ FOSİL YAKITLAR
Araştırmaya göre; atmosferdeki sera gazlarının %79’unu enerji ve fosil yakıt kullanımından kaynaklanan karbondioksit oluşturduğu saptanırken, metan gazının sadece %11’de kaldığı ortaya konuldu. Bu da metan gazının küresel ısınmaya neden olmasıyla ilgili iddiaları boşa çıkarıyor.
HAYVANCILIĞIN ETKİSİ EN FAZLA YÜZDE 4
Panele katılan California Üniversitesi’nden Prof. Dr. Frank Mitloehner, Prof. Erickson’ın sözlerini desteklerken hayvancılığın çevresel etkilerinin abartıldığını savundu.
Mitloehner, hayvancılık emisyonlarının toplam sera gazı emisyonlarındaki payının sadece %4 olduğunu, oysa fosil yakıtların %80’e kadar etkilediğini belirtti. Mitloehner ayrıca, California’da metan gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik uygulamaların başarıyla hayata geçirildiğini ve bu tür çabaların tüm tarım sektörü için sürdürülebilir bir gelecek sağlayabileceğini ifade etti.
DOĞRU OTLATMA İLE DENGE SAĞLANABİLİYOR
Nebraska’da sığırların büyük bir kısmı yaşamlarının büyük bir bölümünü çayır alanlarında geçirdiğini ve karbon tutma süreçlerinde önemli bir rol oynadığını vurgulayan Prof. Dr. Erickson, “Doğru otlatma sistemlerinin optimize edilmesi, çayırların karbonu almasını sağlamak, sığırların yemden faydalanarak büyümesini sağlamak ve sera gazı emisyonlarını dengelemek için en iyi yöntemdir” dedi. Erickson, çayır otlatmasının yılın 180 günü uygulanmasının önemli olduğunu belirtirken, “İklim ve bölgeye dayalı olarak optimize edilmiş otlatma uygulandığında, çayırların karbon tutma kapasitesi, sığırların soluduğu karbondioksit ve ürettikleri metanı dengeleyebilir.” ifadesini kullandı.
________________
ARAŞTIRMA EKİBİ, SIĞIRLARIN EMİSYONLARINI ÖLÇÜYOR
Prof. Dr. Galen Erickson ve Prof. Dr. Tala Awada gibi isimlerin bulunduğu Nebraska Üniversitesi’ndeki araştırma ekibi, ABD Tarım Bakanlığı Tarımsal Araştırma Servisi (USDA ARS) ile iş birliği yaparak, farklı sığır üretim sistemlerini karşılaştırıyor ve bu sistemlerin karbon tutumu ile sera gazı emisyonlarını ölçüyor. Bu araştırma, USDA tarafından finanse edilen Uzun Vadeli Agroekosistem Araştırma (LTAR) ağı kapsamında yürütülüyor. Ekip, Nebraska Doğu Araştırma ve Eğitim Merkezi‘nde (ENREC) çayır ve kuru alanlardaki sığır emisyonlarını kaydediyor.
İKLİM KRİZİNİN SORUMLUSU DÜNYANIN EN ZENGİN YÜZDE 10’UPetrol, kimya, kozmetik, madencilik vb. sektörler, özel jetler, lüks tüketim ve silah sanayisi ile dünyanın en zengin yüzde 10’u, iklim krizinin en az yüzde 50’sinden sorumlu. Dünyanın en fakir yüzde 50’sinin iklim krizindeki payı sadece yüzde 7. |
---|
KAYNAK: HABER7
Editör Hakkında
2014 yılında Yeniakit.com.tr’de basın hayatına başladı. Çeşitli basın kuruluşlarında görev aldı. Son olarak Haber7 Özel Haber Biriminde editör olarak çalışmaktadır.