Perşembe, Kasım 7

Sözcü gazetesi yazarı Necati Doğru bugünkü köşe yazısında skandal ifadelerde bulundu.

Doğru, “VIP hacı ve cennet!” başlıklı yazısında, Müslümanların kutsal mekanı Kabe ile ilgili akla ziyan bir talepte bulundu.

SÖZCÜ YAZARINDAN ‘KABE’ İLE İLGİLİ SKANDAL İFADELER

Hac ibadetinden bahsettiği yazısında cehalet kokan sözler kullanan Doğru, “Kabe sayısı artırılsa! Türkiye’de Konya’ya, İran’da Kum kentine Mısır’da Kahire’de. Irak’ta, Libya’da, Kenya’da Müslüman nüfusun yüksek olduğu Endonezya’da birer Kabe daha inşa edilse ve dünyada 1 Kabe değil 100 Kabe olsa bunun gerçekleşmesi için de ilk adımı Türkiye’den Diyanet İşleri Başkanı, Türkiye’nin yetiştirdiği sözü dinlenir din adamları atsalar; “Her Müslüman Ülkeye Bir Kabe” reformunu gerçekleştirseler; işte o zaman büyük yenilik olmaz mı?” ifadelerini kullandı.

İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, sosyal medya hesabından Sözcü yazarı Necati Doğru’ya tepki gösterdi.

TÜRKYILMAZ’DAN TEPKİ: “EL İNSAF, EL İZAN”

Türkyılmaz paylaşımında, “Bugün Soner Yalçın’ın SÖZCÜ gazetesine veda yazısını okumak için gazete sitesine girdim. Diğer yazarlara da göz gezdirirken, başlığına takıldığım Necati Doğru’nun Hac kuraları yazısını okumaya başladım, hayretler içerisinde kaldım doğrusu…Yazıdan bir kaç bölümü paylaşıyorum, iyi niyetle bakarak ironi yapıyor diyeceğim ama, hiç de öyle değil sanki !? Yazarın cevap aradığı soru şu: Niye KÂBE bir tane, ülkemizde belirli şehirlerde yapılamaz mı ? El insaf, el izan !” ifadelerini kullandı.

NECATİ DOĞRU’NUN TEPKİ ÇEKEN YAZISININ İLGİLİ BÖLÜMÜ ŞU ŞEKİLDE;

Sözü dinlenir, bilgisine inanılır, tarafsızlığına güvenilir gerçek din adamları “Hac İbadetini” anlatırken şu cümleyi kuruyorlar: “Hac; insanlığın Allah’a yürüyüş destanını, her inanın kendi şahsında yeniden yaşamasıdır. Hac, Adem rolünü oynayan her bir insanın, yitirdiği cenneti aramaya çıkmasıdır”

O haberi her yıl okurum.

Bu anlatımı hatırlarım.

Cenneti yitirmiş insan.

Cennetini arıyor.

Önceki gün Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2025 yılı  “Hac ücret Tarifesi” yine “zengin hacı-yoksul hacı ayrımı yapılarak” duyuruldu.

Kabe manzaralı otel.

102.000 Riyal.

(933.000 TL.)

Kabe manzarasız:

66.000 Riyal.

(604. 000 TL)

Diyanet İşleri Başkanlığı, hacılar arasında niçin bu zengin-yoksul ayrıma izin vermek zorunda kalır? Suudi Arabistan’ın dayattığı şartlar mı yoksa hac organizasyonundan birilerine gelir kazandırmak mı öne geçiyor? Türkiye için verilen kontenjan 83.000 fakat hacca gitmek isteyen her yıl 200.000 artıyor… Bu yüzden çok yüksek sayıda bekleyen var.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Suudi Arabistan’a gitti, Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia ile özel görüştü. 2024 yılı hac protokolü Cidde’de imzalandı. Türk hacı adaylarına 2024 yılı için 65 yaş üstü ve 40 günlük bebeler dahil ancak 83 bin 430 kontenjan verebildikleri açıklandı. Oysa ülkemizde bu yıl 2 milyon 473 bin kişi hacı olmak için kuralara katıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, hac yoluna yani cenneti aramaya çıkacaklar arasında seçim yaparken “zengin hacı- fakir hacı ayrımı” yapmadığını açıkladı. Hacı adayları arasında bekleme süreleri de dikkatte alınarak aynı şartlarda kura çekimine gidiliyor. Böylece ayrım kalkıyor ama “kura çekimi bitince;  zenginsen VİP Hacı, zengin değilsen Kabe manzarası olmayan otel hacısı” ayrımı serbest piyasa ekonomisinin bir dayatması olarak başlıyor.

Arz ve talep ve piyasa. Bütün dünyada Müslümanların sayısı 2 milyarı geçti. Kabe ise tek kaldı. Hac kotaları konuluyor. Kraldan davetli olanlar kotaya takılmadan hacca gidebiliyorlar. Bütün bu kotalar, kraldan davetliler, 7 yıldızlı VIP oteller; “Kabe’nin kutsal mekan olarak” kalabilmesi duygusunu yaralıyor.

Bana söz düşmez.

Din adamlarımız var.

Onlar dile getirseler:

Kabe sayısı artırılsa!

Türkiye’de Konya’ya, İran’da Kum kentine Mısır’da Kahire’de. Irak’ta, Libya’da, Kenya’da Müslüman nüfusun yüksek olduğu Endonezya’da birer Kabe daha inşa edilse ve dünyada 1 Kabe değil 100 Kabe olsa bunun gerçeklemesi için de ilk adımı Türkiye’den Diyanet İşleri Başkanı, Türkiye’nin yetiştirdiği sözü dinlenir din adamları atsalar; “Her Müslüman Ülkeye Bir Kabe” reformunu gerçekleştirseler; işte o zaman büyük yenilik olmaz mı?

Zaten bir tarikat, bu yeniliğin tatbikatını orta okul öğrencilerine yaptırmıştı.  Bitlis’in Hizan İlçesi’nde ortaokulda kız ve erkek öğrencilere ihram (beyaz renkli dikişsiz bürgü) giydirdi. Sınıfın ortasına masa üstüne bir “KABE maketi” kondu. Öğrencilere sanki Suudi Arabistan’a hacı olarak gitmişler, Kabe’yi tavaf ediyorlar tatbikatı yaptırıldı. Ardından da şeytan taşlama provası için sınıfın duvarına taş attırıldı.

Ortaokul çocuklarına “tavaf ve şeytan taşlama tatbikatı yaptırmak için KABE SAYISI artırılabiliyorsa”  hacıların “hac farizasını yerine getirmeleri için de KABE SAYISI çoğaltılamaz mı? Mekke’de KABE’ nin birebir benzeri İstanbul’a, Konya’ya, Urfa’ya, Bitlis’e ya da başka bir kentimize kurulsa. Hac zamanı hacılarımız Suudi Arabistan’a gider gibi kendi ülkemizin KABE’sinde tavaf ve şeytan taşlama yapsalar; dinimizin buna ne itirazı olur?

Zengin Hacı!

Fakir Hacı!

Ayrımı da kalkar.

 


KAYNAK: HABER7

Editör Hakkında


İstanbul Şişli’de doğan Muhammet Binici, Anadolu Üniversitesi Radyo Televizyon Programcılığı ve Spor Yönetimi bölümlerini bitirdi. Eğitimine, İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünde devam etmektedir. Gazeteciliğe 2012 yılında yerel haber siteleri ve yerel gazetelerde başladı. Gündem, Magazin alanlarında editör-muhabirlik yaptı. 2016 yılında Yeni Akit Gazetesi’nde bir yıl muhabirlik yaptıktan sonra, 2020 Eylül itibariyle Haber7’de ‘Gündem Editörü’ olarak görevine devam etmektedir.

Paylaşmak
Exit mobile version