Perşembe, Ekim 16


Massachusetts Amherst Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü tarafından yürütülen araştırmada, aşı uygulanan farelerin yüzde 88’ine kadarının tümörsüz kaldığı tespit edildi.


Bulgular, aşının sadece mevcut tümörleri küçültmekle kalmayıp kanserin oluşmasını da önleyebileceğini ortaya koydu.


Çalışmanın başyazarı Prof. Prabhani Atukorale, “Bu nanoparçacıkları, bağışıklık sistemini çoklu yollar üzerinden aktive edecek şekilde tasarladık. Kanserle ilişkili antijenlerle birleştiğinde, tümör büyümesini etkileyici oranda durdurabiliyoruz,” dedi.


Kanseri tanıyan bağışıklık sistemi


Geleneksel aşılar, vücuda hastalık etkenine ait bir antijen (örneğin kanser hücrelerinden alınan bir parça) ve bağışıklık sistemini uyarıcı bir adjuvan verir. Ancak kanser aşılarında uygun adjuvan bulmak zordur.


Araştırmacılar bu engeli aşmak için, iki farklı adjuvan içeren “lipid nanoparçacık temelli süper adjuvan” geliştirdi. Bu yapı, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini çok daha güçlü tanımasını ve yok etmesini sağladı.


Deney sonuçları etkileyici


Süper aşı uygulanan farelerin yüzde 80’i melanoma karşı tamamen korunurken, klasik aşı verilen farelerin hiçbiri 35 günden fazla hayatta kalmadı. Ayrıca, akciğerlere metastaz (yayılım) da tamamen önlendi.


Araştırmanın ikinci aşamasında, bilim insanları doğrudan tümörden alınan ölü kanser hücrelerini (tümör lizatı) kullanarak daha gerçekçi bir test yaptı.


Bu deneyde:


Pankreas kanserinde yüzde 88,


Meme kanserinde yüzde 75,


Melanomda yüzde 69 oranında tümör reddi sağlandı.


Hiçbir farede kanserin vücudun başka bölgelerine yayılmadığı gözlendi.


İnsan denemeleri sırada


Araştırma sonuçları Cell Reports Medicine dergisinde yayımlandı. Henüz insanlar üzerinde denenmeyen aşı, bilim insanlarına göre çoklu kanser türlerine karşı kullanılabilecek evrensel bir platform oluşturabilir.


Çalışmanın ortak yazarı Dr. Griffin Kane, “Tümöre özgü T-hücresi tepkilerini oluşturabilmek, sağkalım farkının arkasındaki anahtar unsur,” ifadesini kullandı.


Uzmanlar, bu teknolojinin klinik deneylere taşınması halinde, gelecekte kanserin vücutta yayılmasını tamamen durdurabilecek ilk tedavi yöntemlerinden biri olabileceğini söylüyor.

Paylaşmak
Exit mobile version