Çarşamba, Kasım 27

30 Ağustos Cuma günü Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’nden sonra teğmenlerin tören prosedürü dışı kılıçlı yeminine tepkiler gelmeye devam ediyor.

Haber7‘ye konuşan askeri ve hukukçu uzmanlar, gerçekleştirilen eylemi “disiplinsizlik” olduğu yönünde hemfikir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı‘nın soruşturma başlatması gerektiğini kaydeden uzmanlar, atılan sloganların siyasi olduğunu ve eylemin organize bir şekilde gerçekleştirildiğini söyledi. 

KELEŞ: BU UYGULAMA İLK KEZ 28 ŞUBAT DÖNEMİNDE BAŞLADI

Güvenlik ve Strateji Uzmanı Emekli Albay İbrahim Keleş, mezuniyet töreninde kılıçlı yemini disiplinsizlik olarak değerlendirirken, atılan sloganın bir partinin sloganı olduğuna dikkat çekti. 

28 Şubat döneminde başlatılan ve 2016 yılında kaldırılan uygulamanın yeniden gündeme getirildiğini söyleyen Keleş, “Bu öğrenciler, yani teğmenler, harp okuluna katıldıktan sonra zaten daha birinci sınıftayken yemin töreni yapılır. Ondan sonra asker olmuş olurlar. Bu, Cumhurbaşkanımızın da katıldığı  mezuniyet ve diploma töreni. Ben burada iki boyutlu bakıyorum ben bu konuya. Bu uygulama, ilk defa 28 Şubat sürecinde, yani 1997’de, böyle bir törenden sonra teğmenlerin kılıçlarını çıkararak bir metin okuduklarını öğrendim. Ondan önce yoktu. 2016 yılında, 15 Temmuz’dan sonra da bu kaldırılmıştı. Fakat bu sene tekrar gündeme getirdiler.” dedi. 

SLOGANLAR SİYASİ İÇERİKLER TAŞIYOR

Teğmenlerin yemininin siyasi argümanlar taşıdığına dikkat çeken Keleş, “Oradaki metin de çok sıkıntılı bir şey olmamakla birlikte, özellikle ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ cümlesi bir siyasi parti ve düşüncenin kullandığı bir kavram. O cümle, bu nedenle siyasi içerik taşıyor. Çok doğru laflar edebilirsiniz ama kullandığınız sözler, eğer birileri tarafından siyasi bir argüman olarak ve birilerine de mesaj vermek amacıyla kullanılıyorsa, bu siyasi argümanı hele de teğmenler tarafından kullanılıyorsa, tabii ki toplumun bir kesiminde rahatsızlık uyandırır.” ifadelerini kullandı.

TEĞMENLERİN UYARILMIŞ OLMALARINI UMUYORUM

Siyasetçilerin bu sloganı kullanmasının normal olduğunu ancak teğmenlerin kullanmasının sakıncalı olduğunu vurgulayan Keleş, “Mesela Canan Kaftancıoğlu da İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde bu ifade ile ilgili rahatsızlık duyduğunu ve militarist bulduğunu belirtti. Ama burada o siyasetçilerin bunu kullanmasında bir sıkıntı yok. Bu konuşmayı yapanlar, o görüntüyü verenler, başta okulun birincisi olan bayan teğmenin yanındakilerle birlikte böyle bir şey yapması rahatsızlık uyandırdı. Çünkü içerisinde siyasi içerik taşıyor. O nedenle ben o teğmenlere biraz toy olduklarını veriyorum. Ama bu konuda da ümit ediyorum ki, bu teğmenler ikaz edilmiştir. O üniforma hakikaten de siyasetten uzak durması gereken bir üniformadır” şeklinde konuştu.

SİYASET YAPACAKSANIZ O ÜNİFORMAYI ÇIKARACAKSINIZ

M. Kemal Atatürk’ün sözlerine atıf yapan Keleş, askeri üniforma ile siyaset yapılamayacağını belirtti. Keleş, böyle bir yemin metninin olmadığını kaydederek şunları söyledi:

“Atatürk’ün sözü üzerinden söyleyeyim; ‘Eğer siyaset yapacaksanız, çıkaracaksınız üniformayı.’ O üniforma içerisinde bu tür siyasi söylemlere girince göz bebeğimiz olan ordumuzu töhmet altında bırakmış oluyorlar. O nedenle burada dikkatli olunması lazımdı. Ben o teğmenlere toy olduklarını veriyorum ama bunun da hata olduğunun farkına varmaları lazım. Öyle bir yemin metni yoktur, bu bir yemin metni değildir. Bu, birilerinin yazdığı ve bir araya gelerek okudukları bir şey. Çok yanlış şeyler de yok içerisinde ama dediğim gibi, siyasi mesaj içerdiği için insanların tepkisini çekti.”

ORGANİZE EDİLMİŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR

“Bu eylem, organize edilmiş gibi görünüyor. Tören bittikten sonra yemin edilen sahanın bir tarafında toplanıp, orada belli bir şekilde kanalize edilmiş gibi duruyor. Zaten o görüntü de bunu gösteriyor. Önceden tören biter, özellikle aileler de katılırdı ve öğrenciler serbest kaldıktan sonra ailelerinin yanına gider, annelerinin babalarının ellerini öperlerdi. Onlarla vakit geçirirlerdi. 2016’dan sonra, yani FETÖ darbe teşebbüsünden sonra, bu tür şeyler yapılmıyordu. Ama şimdi yapılması da ayrıca dikkat çeken bir şey. Ve tabii, orada bu çocukların komutanları var. Bölük komutanları, tabur komutanları, alay komutanları var. Ama o törenden sonra bu çocukların başında hiç kimse yok. Rahatlıkla yapabilmişler. Ortada ihmal de var.”

OKUL KOMUTANLARI NEDEN İZİNLİ?

Törende bazı komutanların izinli olduğu yönünde bir iddiayı dile getiren Keleş, şunları söyledi:

“Okul komutanı sanırım terfi etmiş. O, yeni görev yerine gidiyor. Ardından alay komutanı, tabur komutanı izinliymiş. Böyle bir bilgi geldi ama doğrulayamadım. Eğer öyleyse, başka sıkıntılar da var demektir. Senede bir yapılan bir tören bu. Orada olmaları gerekirdi ama neden dolayı izin aldılar, bilemiyorum.”

“TEĞMENLER CUNTASI” MANŞETİNİ HATIRLATTI

Keleş, geçmişte yaşanan askeri darbelere dikkat çekerek, “Bir dönem, ‘Genç subaylar rahatsız’ şeklinde manşetler atılıyordu. 2003 yılında Cumhuriyet gazetesinin manşetiydi. Ben kendi payıma söyleyeyim, bu olayı çok büyütmemeye çalışıyorum ama bunu geçmişteki darbelere giden dönemlere baktığımız zaman, düşünün 1960 darbesini, 39 tane subay yaptı, general bile yok içlerinde. Ve o darbenin bedelini hâlâ ödüyor millet.” dedi.

Tuzla’daki olayla ilgili ‘Teğmen cuntası’ manşetinin atıldığını belirten Keleş, “Bu olayla birlikte okuduğumuz zaman, o teğmenlerin yaptıkları her yere çekilebilir. Çok masumane de okuyamam. Çünkü birlikte okursak, içerisinde çok mesajlar da var” dedi.

SORUŞTURMA YETKİSİ MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI’NA AİT

Keleş, işlem yetkisinin Milli Savunma Bakanlığı’na ait olduğunu belirterek, “Bu konuda açıklama yapma ve işlem yapma yetkisi Milli Savunma Bakanlığı’ndadır. Bunlar artık, yıldız taktıkları andan itibaren subay oldular. Statüleri değişti. Okulun bunlarla alakalı bir soruşturma açma yetkisi yoktur. Bu soruşturmayı kim açabilir? Kuvvet açabilir. Kuvvet de bunu, Milli Savunma Bakanlığı’nın talimatıyla, emriyle yapar. Eğer tahkikat yapılacaksa, bunu bakanlık yapar. Milli Savunma Üniversitesi işlem yapmaz.” dedi.

DEMİR: BUNUN ADI YEMİN DEĞİL SLOGANDIR

Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Demir, teğmenleri eylemlerini eleştirerek disiplinsizlik yorumunu yaptı. 

Atılan sloganların ve eylemin başıbozukluk olduğunu dile getiren Demir, “Teğmenlerin yemini disiplinsizliktir, başıbozukluktur. Ben sadece sivil savcılık yapmadım, aynı zamanda askeri savcılık da yaptım. Bunun adı yemin değil, slogandır. 1000 teğmenden 150-200 tanesi toplanmış, slogan atmıştır, eylem yapmıştır. Metnin içeriği önemli değil, yapılan fiiliyat disiplinsizliktir. Mevzuatta yeri yoktur.” dedi.

ASKER TOPLU EYLEM DEĞİL, TOPLU DİLEKÇE BİLE VEREMEZ

Askerlerin bu tür toplu eylemler yapamayacağını vurgulayan Demir, “Bunların kulaklarının mutlaka çekilmesi lazım. Yani böyle, işte ‘Atatürk’ demişler, ‘Atatürkçülük’ demişler, “millet” demişler, “anayasa” demişler. Demeyecek kardeşim! Ordu mensupları bir araya gelip toplu olarak bunları topluma haykıramaz, eylem yapamaz, bu sloganları atamaz. Görevi değil. Normalde asker, toplu dilekçe bile veremez. Bütün subaylar ve astsubaylar bu mevzuatı bilirler. Disiplin dışı bir durum bu.” ifadesinde bulundu.

MESELE YEMİNİN İÇERİĞİ DEĞİL, EYLEMİN KENDİSİDİR

Eski yemine benzeyen metnin ideolojik ve militarist kavramları nedeniyle değiştirildiğini ifade eden Demir, “İktidarın savunduğu bir kısım fikir, düşünce ve felsefeye zıt sloganlar attıklarını varsayarak bazıları bunlara sahip çıkmaya çalışıyor. Çirkin olan da bu. Asker disiplinli olmalıdır. Askerlik görevinin dışında asla söz ve eylem yapmamalıdır. Eski yemin, biraz daha ideolojik ve militarist kavramlardan oluştuğu için zaten değiştirilmişti. Bu birebir eski yemin olmasa da yüzde 80 eski yeminden alınan cümleler var. Ancak mesele bu değil. Mesele, ordunun içindeki bir subay grubunun böyle bir eylem yapıp yapamayacağıdır. Neyi söyleyip söylemedikleri önemli değil.” diye konuştu. 

KESİNLİKLE BİR ORGANİZASYON VAR

Demir, teğmenlerin bu eyleminin organize edilmiş olduğunu belirterek, “Orada kesinlikle organizasyon var. Organizasyon olmasa, hepsi aynı yöne yürüyüp aynı kılıçları çekip bir çember oluşturamaz, birinin de öne geçip o cümleleri söylemesi mümkün olmaz. Bu kötü bir şey. Demokratik bir hukuk devleti olan bir ülkede, ordu bunu yapamaz. Bu, ilkel toplumlarda olan bir durumdur. Kuzey Kore gibi yerlerde olur.” dedi.

BU BİR DİSİPLİN SUÇUDUR

Demir, bu eylemin kime karşı yapıldığının önemli olmadığını, asıl önemli olanın bir grup subayın toplu olarak böyle bir mesaj verip veremeyeceği olduğunu vurguladı. “Önemli olan, bir kısım subayın toplanıp böyle bir mesaj verip veremeyeceği konusudur. Verirse bu bir disiplin suçudur. Askerlik kavramıyla, yurt savunmasıyla, cephe göreviyle ilgili değil. Bu tamamen siyasi, politik, ideolojik bir eylemdir. Kim oldukları önemli değil.” ifadelerini kullandı.

KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI HALA AÇIKLAMA YAPMADI

Son olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın işlem başlatması gerektiğin belirten Demir, “Milli Savunma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamadaki gibi Kara Harp Okulu’nu soruşturma açamaz. Teğmenler için işlem yapması gereken kurum, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’dır. Onlar da henüz açıklama yapmadı.” diye konuştu.

BAŞBUĞ: OLAY DİSİPLİNE AYKIRI

Güvenlik Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, bu eylemin disipline aykırı olduğunu, ancak arkasında farklı bir sürecin aranmasının yanlış olduğunu belirtti.

Başbuğ, yaşanan olayla ilgili olarak, “Böyle bir yemin yok. Olay disipline aykırı. Disiplin zaafiyeti var. Ama işin arka planında öyle bir mesaj, farklı bir süreç yok. Böyle görmekte fayda var. O nedenle ben bunun arka planını aramanın doğru olmadığına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

“SORUNUN KÖKENİ DİSİPLİN VE ASKERİ LİSELERİN KAPATILMASI”

Başbuğ, olayın esas noktasının disiplin olduğunu vurgulayarak, “Olayın esas noktası disiplin. ‘Orduda niye disiplin yok, niye bu halde?’ diye sorgulamakta fayda var. Niye askeri liseler kapatıldı? Tekrar açılacak dendi, o gün bugündür açılmıyor. Ağaç yaşken eğilir. Darbeden geçmiş 8 sene. Bu süre içinde çoktan açılmış olması lazımdı. Bana göre en büyük handikap o.” dedi.

“ASKERİ LİSELER AÇILSAYDI, BU EYLEM OLMAZDI”

Askeri liselerin yeniden açılmasının önemine dikkat çeken Başbuğ, “Askeri liseler açılsaydı, işte o teğmenler bu işi yapmazdı. Disiplin evvelden geldiği için o alt eğitimleri almadan dahil etmeye çalışırsan böyle sıkıntılar da yaşarsın. Çünkü adam 2-3 yıllık asker. O disiplini alanların hiçbiri başında amir biri varken böyle bir hareketi yapamaz. O askeri liseleri açarak asker yetiştirmekte fayda var.” diye konuştu.

HAYATİ YAZICI: SORGULANMASI GEREKİR

Öte yandan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, tv100’e açıklamalarda bulundu.

Yazıcı “Genç subayların yaptığı açıklama askeri disipline aykırıdır. Sorgulanması gerekir. Askerliğin esası disiplindir. Normal prosedürün dışında yapılan bu açıklama doğru değildir. Atatürk ve cumhuriyet hepimizin ortak değeridir, saygıdeğerdir ancak disiplinsizlik doğru olmamıştır, araştırılması gerekir.” ifadelerini kullandı. 

 


KAYNAK: HABER7

Paylaşmak
Exit mobile version