Çarşamba, Şubat 12


Türkiye’nin geniş bir kültürel zenginliği bulunuyor. Bunların arasında folklorik açıdan bölgeden bölgeye hatta köyden köye değişen şenlik ve kutlamalar da mevcut.


Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Öcal Oğuz ile Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Erkan Aslan’ın ‘Türkiye’de Yaşayan Geleneksel Kutlamalar’ kitabı, bu kutlamalardan örneklere yer veriyor.


‘Badram’ kelimesinden geliyor


Divan-ı Lügatit Türk’e göre ‘bayram’ kelimesinin ilk hali ‘badram’. Kaşgarlı Mahmud, “Bir yer çiçek ve tomurcuklarla süslenmişse, oraya ‘badram yir’ denir, yani gezinti yeridir” diyor.


Alman tarihçi Wolfram Eberhard ise “Hunların beşinci ayda ‘Lunğ-çınğ’ isimli bir bayram kutlayıp kurbanlar kestiklerini” anlattıklarını, benzer bir geleneğin Uygurlarda da olduğunu anlatıyor.


Türk dünyasının en yaygın ortak bayramı ise Nevruz… Birçok bölgede 21 Mart’ta kutlanan Nevruz, bazı yerlerde birkaç gün önce veya sonra kutlanabiliyor.

Türkiye'nin 'yaşayan' kutlamaları


Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde Çiğdem Günü, Nevruz, Mesir Şenliği, Hıdrellez, Mayıs Yedisi gibi isimlerle yapılan kutlama, anma ve şenliklerden bazıları geçmiş büyük göçlere atıfta bulunuyor.


Tepreş Şenliği, Çorum ve Eskişehir’de her yıl Kırım Türkleri tarafından düzenleniyor.


Mayıs ve haziran aylarında düzenlenen şenlik, belli bir alanda toplanıp Tepreş Ağası seçerek başlıyor. Kısmet açma uygulaması yapılıyor, maniler okunuyor, büyük kazanlarda yemekler hazırlanıyor.


Mayıs Yedisi


Giresun ve Ordu’da ise Mayıs Yedisi düzenleniyor. Kutlamalarda toplananlar dua ediyor, kötülüklerden, belalardan uzak kalmak için niyet ediyor.


Üçgen bir demir olan ve büyük kazanların altına konulan sacayağı içinden geçiliyor.


Adana’da Çömçe Gelin


Çömçe Gelin, Adana Ceyhan’da yapılan bir kutlama. Üçüncü Cemre toprağa düşünce bir araya gelinerek kutlamalar yapılıyor.


Çocuklara, oyuncak bebeğe benzer süpürgeler dağıtılıyor. Bunlara ‘Badi Badi’, ‘Çömçe Gelin’, ‘Çullu Gelin’ gibi isimler veriliyor. Bu süpürgelerle köyü dolaşan çocuklar, bulgur ve tereyağı topluyor ve ev sahipleri, yağmur duası niyetine bir tas su döküyor.


Büyük kazanlarda yemekler pişirilip yeniyor, küsler barıştırılıyor, eğlenceler düzenleniyor.


Bayburt’ta Dodo Gezme


Bayburt’ta düzenlenen Dodo Gezme de benzer bir kutlama. Her yıl mayıs ayının ilk haftasında düşen ilk yağmurla, Tomlacık köyü civarında kutlanıyor.


‘Dodo’ adı verilen bir kukla gezdirilerek toplanan bulgur ve yağ ile pilav yapılıyor. Kutlamalardan sonra yağmur duası yapılıyor.


Saya Gezmesi, Ayı Gezmesi, Köse Gezdirme


Saya Gezmesi, Sivas’ta şubat ayının ikinci yarısında gerçekleştiriliyor. Bolluk ve bereket niyetiyle yapılan şenlikte, yaz ve kışı simgeleyen aklar giymiş bir kız ile yüzünü siyaha boyamış birinin peşine takılan köylüler, kapı kapı dolaşıp yiyecek topluyor.


En önde bir deve ve tef çalan biri yer alıyor. Toplananlar pişiriliyor ve maniler söylenerek kutlamalar yapılıyor.


Kırşehir’de ise ‘Ayı Gezmesi’ adıyla benzer bir şenlik, 15 Şubat’ta gerçekleştiriliyor. Ayı kılığına giren biri ve yanındaki 5 kişi, şenlik için yiyecek topluyor, dualar ediyor.


Ankara Bala’da da ‘Köse Gezdirme’ adıyla benzer bir şenlik düzenleniyor. Yine toplanan bulgurla büyük kazanlarda pilav hazırlanıyor. ‘Köse’ ise köyün çobanına deniliyor.


Göğrüz Otu Şenliği


Antalya’nın Akseki ilçesinde haziran veya temmuz sonunda, hasat mevsiminin ardından ‘Göğrüz Otu Şenliği’ düzenleniyor.


Torosların tepesinde, iki dağın arasında bulunan Göğrüz Vadisi yakınlarındaki yaylada toplanan köylüler, iki ya da üç gün şenlik yapıyor. Cuma namazı sonrası başlayan eğlencelerde yaylaya yolculuk yapılıyor, akrabalarla hasret gideriliyor, büyük bir ateş yakılıp etrafında davul zurna ile halay çekiliyor.


Her bölgede benzer kutlamalar var


Halkın bir araya geldiği, bolluk ve bereket için dua edilen, evlilik çağındaki gençlerin birbirini görüp beğendiği kutlamalar hemen her bölgede benzer şekilde yapılıyor.


Bolu ve Rize’de kutlanan Ferfene ise diğerlerinden farklı olarak kış ortasında yapılıyor. Aralık ve ocak ayları arasında bir gün, köy camisinde toplanan erkekler bir arada yemek yiyor. Genellikle hindi yenirken, ‘Arı Oyunu’, ‘Fincan Oyunu’, ‘Gelin Damat Oyunu’ gibi oyunlar oynanıyor.


Bilinenler de farklı


İlkbahar ekinoksu olan ve 21 Mart’ta kutlanan Nevruz ile mayısta kutlanan Hıdrellez de yaygın bilinen ve ülke genelinde hatta yurt dışında da kutlanan günler. Ancak kutlamaların içerikleri ve isimleri bazı bölgelerde değişiyor.


Yozgat’ın bazı bölgelerinde Hıdrellez ‘Eğrice’ adıyla kutlanırken; Nevruz, Giresun’un bazı köylerinde ‘Mart Bozumu’ adıyla kutlanıyor.


“Öğrencilerin katkısıyla derlendi”


Dr. Erkan Aslan, kitapta yer alan her bir kutlamanın, o şehirde yaşamını sürdüren bir öğrenci tarafından derlenerek bir araya getirildiğini belirterek, “Derlemeler iki farklı ders döneminde, bir yıl sürdü. Derleyen kişilerin ve kaynak kişilerin isimlerine de yer verdik” diyor.


“Geleneksel kutlamalar önemlidir çünkü toplumsal yaşamda çeşitli işlevlere sahiptir. Öncelikle geleneksel kutlamaların eğlendirici yönü vardır. Bunun yanı sıra bireylere toplumun örf ve adetlerini öğreterek eğitim işlevi görür. Bu sayede insanlar bireysellikten toplumsallığa dönüşüm geçirebilir. Bireye aidiyet ve benlik bilinci kazandırarak toplum içinde iletişimsel bir yön kazandırabilir. Bu açılardan geleneksel kutlamalar önemlidir ve yaşatılması toplumsallık açısından önem arz etmektedir. Geleneksel kutlamaları kent ortamında yaşatmak ise her şeyden önce devlet kurumları ve vatandaşların müşterek çabalarına ihtiyaç duymaktadır. Geleneksel kutlamalar ancak bu şekilde kent ortamında görünür olabilir. Bu noktada da belediyelere çok iş düşüyor. Son olarak bu tür kutlamaların çevre ve ekoloji ile de uyumlu olduğunu ve bireylere çevre bilinci kazandırdığını söyleyebilirim.”

Paylaşmak
Exit mobile version