Cumartesi, Mart 15


İki genç yıldızın 650 ışık yılı uzaklıktaki güçlü jetleri, gaz ve toz bulutlarıyla etkileşime girerek belirgin bir kum saati şekli oluşturuyor. Bu yıldızlar, etraflarındaki gaz ve tozu çekerek büyürken, bir kısmını da güçlü jetler halinde uzaya geri püskürtüyor.


Lynds 483: Yeni yıldızların doğduğu bölge


James Webb Uzay Teleskobu’nun görüntülediği bu bölge, Lynds 483 (L483) olarak biliniyor. L483, yoğun gaz ve toz bulutları içeren bir yıldız oluşum bölgesi. Görüntüde yıldızların kendisi görünmese de, çevrelerini şekillendiren etkileri net bir şekilde fark ediliyor.


Webb teleskobu, evreni şimdiye kadar görülmemiş detaylarla gözlemleme kapasitesine sahip. İnfrared dalga boyunda çalışan teleskop, diğer teleskopların göremediği ayrıntıları ortaya çıkarabiliyor. L483 gibi yoğun gaz ve toz bulutlarının bulunduğu bölgeler, görünür ışıkta gözlemlenemezken, Webb teleskobu bu engelleri aşarak bölgeyi detaylı şekilde incelemeyi mümkün kılıyor.


Gizemli kum saati şekli nasıl oluşuyor?


Tüm yıldızlar gibi, L483’teki protostarlar da dönüyor. Çevrelerindeki gaz ve toz, yıldızların etrafında dönen bir yığılma diski oluşturuyor. Ancak bu malzemenin tamamı yıldızın bir parçası haline gelmiyor. Güçlü manyetik alanlar sayesinde, bir kısmı yıldızın kutuplarına yönlendirilerek güçlü püskürmeler halinde uzaya fırlatılıyor.


Bu püskürmeler aralıklı olarak gerçekleşiyor. Yıldızlar, düzensiz bir şekilde madde biriktirdikleri için, jetleri de kesintili oluyor. Önceden fırlatılmış malzemeye çarpan yeni jetler, farklı hız ve yoğunluklarda gaz kütleleri oluşturarak girdaplar meydana getiriyor.


Zaman içinde, bu gaz ve toz bulutları karmaşık kimyasal reaksiyonlarla metanol, karbondioksit ve diğer organik molekülleri oluşturuyor. 2019 yılında yapılan bir araştırma, bu tür kimyasal süreçlerin özellikle genç yıldızların etrafındaki sıcak bölgelerde gerçekleştiğini ortaya koydu.

Uzayda eşsiz görüntü: Kozmik kum saati


Webb teleskobu, daha önce görülmemiş detayları ortaya çıkardı


Görüntünün merkezinde, iki protostarın çevresinde kalın bir toz diski bulunuyor. Bu disk ışığı engellese de, teleskobun gücü sayesinde yıldızların çevresinde oluşan görsel etkiler net bir şekilde gözlemlenebiliyor.


Görüntünün sağ üst köşesinde, gaz jetlerinin yıldızlararası ortamda yoğun bir bölgeye çarpması sonucu oluşan parlak bir şok cephesi görülüyor. Hemen altında ise Webb teleskobu, daha önce fark edilmeyen ince, karmaşık filamentleri ortaya çıkardı.


Görüntünün alt kısmında gaz ve toz yoğunluğu daha fazla görünüyor. NASA, görüntüye dair yaptığı açıklamada, bu bölgede “küçük, morumsu sütunları” incelemenin mümkün olduğunu belirtiyor. Bu yapılar, yıldızların püskürttüğü gaz ve tozun, yüksek yoğunluk nedeniyle kolayca savrulamadığını gösteriyor.


L483’ün geleceği


Astronomlar, L483 bölgesini inceleyerek burada oluşan yıldızların ne kadar madde püskürttüğünü, hangi kimyasal süreçlerin gerçekleştiğini ve bölgenin nasıl şekillendiğini anlamaya çalışıyor.


Bu protostarlar henüz çok genç ve ana dizi yıldızlarına dönüşmeleri milyonlarca yıl sürecek. Ancak sonunda Güneş’e benzer bir kütleye ulaşacaklar. O zaman geldiğinde, bu kozmik kum saati kaybolacak ve güçlü jetler artık yayılmayacak.


Buna rağmen, yıldızların etrafında kalan gaz ve tozdan yeni gezegenler oluşma ihtimali yüksek. Ancak bu süreç, çok uzak bir gelecekte gerçekleşecek.


O zamana kadar, James Webb Uzay Teleskobu belki de unutulmuş olacak. Ancak insanlık hayatta kalırsa, o dönemde hangi ileri teleskop teknolojilerine sahip olacağını hayal etmek bile zor.

Paylaşmak
Exit mobile version