Pazar, Eylül 21


İstanbul’da devam eden TRT’nin iletişim paydaşı olduğu TEKNOFEST, bu yıl savunma sanayiinden farklı alanlarda da çok önemli projelere ev sahipliği yapıyor. OYAK çatısı altında faaliyetlerine devam eden Hektaş, ziyaretçilerine tam da bahsettiğimiz türde bir deneyim sunuyor.


Hektaş’ın standında en dikkat çekici yenilikler yer çekimsiz ve topraksız ortamda tarımsal üretim yapabilmeyi sağlayan dikey tarım sistemleri oldu. Şirket ayrıca kuraklığın etkilerini azaltan sensör tabanlı sulama çözümlerini ve erken müdahaleyi mümkün kılan uzaktan böcek izleme teknolojilerini de TEKNOFEST kapsamında vitrine çıkardı.

[Gelişen teknolojiyle birlikte dikey tarım örnekleri daha sık görülmeye başladı.]


‘Uzayda tarım’ dendiğinde ne anlamalıyız?


Hektaş Genel Müdürü Enis Emre Terzi ile teknolojinin tarımla buluşması adına örneklerden bahsederken elbette öncelikli konumuz ‘uzayda tarım’ oluyor. Terzi’ye ‘Uzayda tarım dendiğinde ne anlamalıyız?’ sorusunu yöneltiyoruz.


“Zamandan, koşuldan, mekandan bağımsız olarak insanlığın ihtiyacı olan her ortamda ve her koşulda tarımın yapılabilme kabiliyeti.” diyor Terzi. Geçmişte yaşanan sanayi devrimlerine atıf yapıyor ve bugün itibariyle tarımda 5.0 dönemini konuştuğumuzu hatırlatıyor.


Geçmişte Batılı ülkelerin bu tür dönüşümleri herkesten önce yaptığını ve Türkiye’nin de onları geriden takip ettiğini anımsatıyor Terzi. Ama hemen ardından da “Artık o yıllar geride kaldı. Zaman değişti. Teknolojiye hızla ayak uyduruyoruz. Bahsettiğimiz üretim modellerinde tren kalkmadan biz de ilk vagonlardan birine bindik. Dünya nereye gidiyorsa Türkiye de bunu takip ediyor.” diye ekliyor.

Hektaş, 'akıllı tarım' uygulamalarıyla şimdiden geleceğe hazırlanıyor. Foto: AA[Hektaş, ‘akıllı tarım’ uygulamalarıyla şimdiden geleceğe hazırlanıyor. Foto: AA]


Suyu yüzde 95 verimle kullanıyorlar


Enis Emre Terzi, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de su kaynaklarının azaldığına dikkati çekiyor. Sanayileşme, endüstriyel dönüşüm, iklim değişikliği gibi somut örneklerden bahsediyor ve devam ediyor:


“Hektaş olarak ‘Günün birinde su tükenirse nasıl bir aksiyon almalıyız?’ sorusu üzerine kafa yoruyoruz. Suyu yıl içerisinde yüzde 95 verimle kullandığımız ve toprağa ihtiyaç duymadan bitki yetiştirebildiğimiz bir teknolojiden bahsediyoruz. Biz bunu Bursa’daki tesisimizde bizzat deneyimleyerek geliştirmeye devam ediyoruz.


Bahsettiğimiz yüzde 95 daha verimli yol haritasını Türkiye geneline yaydığımızda ilginç sonuçlarla karşılaşıyoruz. Örneğin sadece İstanbul’un normal şartlarda 1 yılda tüketeceği su miktarını 37 yıl boyunca kullanabileceği bir tasarruf modeli sağlıyoruz.”

[Uzmanlar, geleneksel üretim modelinin sona erebileceği üzerine de kafa yoruyor.]


Yüksek teknolojiyle üretilen meyve-sebzeler ne kadar sağlıklı?


Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin bazı alanlarda insanlığın yeniliklere pek de açık olmadığını biliyoruz. Çünkü alışageldiğimiz sistem bizim için en doğrusu gibi geliyor. İşte bu noktada ‘Yüksek teknolojiyle ve bildiğimiz yöntemlerden farklı şekilde üretilen meyve ya da sebzeler ne kadar güvenilir?’ sorusu akıllara geliyor.


Hektaş Genel Müdürü Enis Emre Terzi, yetiştirdikleri ürünlerin yüzde 100 doğal olduğunun altını çiziyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor:


“Bitkilerin de tıpkı insan ya da hayvanlar gibi birtakım besinlere ihtiyacı var. Biz bu besinleri oluştururken doğadan aldığımız yüzde 100 doğal bileşenlerle ilerliyoruz. Bitkiye de ne eksik ne fazla tam ihtiyacı olduğu kadar bunu veriyoruz. İçini de bir insan ya da bir hayvanın ihtiyacına göre organize ediyoruz.


Dolayısıyla; kapalı ve kontrollü ortamlarda gerçekleştirilen bu işlemler, ürünü dış etkilerden tamamen arındırmış oluyor. Hava kirliliği, toz, böcek istilası… Bunlar olmadığı için bitkiye korumaya yönelik ürünler de kullanmıyoruz. Böylece ürünlerin üzerindeki kalıntı toksik anlamda da en az seviyeye düşüyor.


Hepsinin ötesinde yeşil yapraklı bir bitkiden, bir meyveden ya da sebzeden maksimum verimi alabiliyoruz. Bu da insan üzerindeki etkileri daha verimli kılıyor.”

Paylaşmak
Exit mobile version