Pazartesi, Mart 3


Türk savunma sanayii tarihinin en önemli kilometre taşlarından biri daha geride kaldı… Baykar imzalı AKINCI TİHA, Aselsan mühendislerince geliştirilen MURAD AESA radarla ilk uçuşunu yaptı.


Bu uçuş aslında yeni bir radarın insansız hava aracında test edilmesinden çok daha öte anlamlar taşıyor. AESA radarın ne olduğunu, yerli/milli imkanlarla geliştirilen MURAD AESA radarın özelliklerini ve yakın gelecekteki muhtemel beklentileri Savunma Sanayii Uzmanı Anıl Şahin ile konuştuk.


AESA radar ne işe yarar?


Önce konuya uzak olanlar için kısa bir tanım yapalım ve anlam karmaşasından uzaklaşalım istiyoruz. Haliyle ilk olarak AESA radarın ne olduğunu en basit haliyle anlamak gerekiyor.


AESA Radar’ın diğer mekanik/pasif elektronik taramalı radarlardan en büyük farkını ‘tarama için hareket etmesine gerek olmaması’ diye aktarıyor Şahin. AESA radarın çok daha hızlı ve daha fazla hedefin hem tespitini hem de takibini yapabildiğini vurguluyor.


Türkiye’nin ilk AESA hava radarı


Sadece çok sayıda hedef tespiti ve teşhisi değil elbette AESA radarı öne çıkaran… Anıl Şahin ayrıca, AESA radarların diğer radarlara göre daha az arıza verdiğini ve elektronik harbe karşı çok daha dayanıklı olduğunu anlatıyor.


Bu özelliklerin bilhassa hava-hava muharebeleri için stratejik bir güç çarpanı olduğunu aktarıp, şöyle devam ediyor:


“Benzer çevresel koşullarda, eski tip radara sahip bir savaş uçağının AESA radara sahip bir savaş uçağını düşürmesi neredeyse imkansız.


ASELSAN imzalı MURAD, Türkiye’nin ilk AESA hava radarı. Hem insanlı hem de insansız hava platformlarında kullanılacak. Yer testleri başarıyla tamamlandı ve uçuşlu testler safhasına geçti.


Bu uçuşlu testler sırasında, radarın geliştirme ve optimizasyon faaliyetleri hız kazanacak. Buradan elde edilen nihai ürün, Türkiye’nin mevcut ve gelecekteki tüm hava platformlarının ‘gözü’ olacak.”


“Türkiye bir ilke daha imza atabilir”


İlk test uçuşuyla birlikte elbette elde çok fazla yeni veri oluşuyor. Bunların işlenecek, belki bazı değişiklikler yapılacak, belki kimi noktalar sil baştan inşa edilecek. Bunu kestirmek zor. Ancak işin bir tarafında BAYKAR olduğunda sürecin beklenenden çok daha hızlı ilerlediğini biliyoruz.


Bu nedenle Anıl Şahin’e ‘Şimdi ne olacak?’ diye soruyoruz… İlk etapta AESA Radar’ın kalibrasyonun gerçekleştirileceği yanıtını alıyoruz. “Yani tam anlamıyla entegrasyon sağlanacak.” diyor Şahin.


Bu esnada, küçük çaplı değişikliklerin de gerçekleşebileceğini belirtiyor. “Kısa vadede AKINCI, MURAD AESA Radarı’na ilaveten havadan havaya füze ile de uçmaya başlayacak.” bilgisini paylaşıyor. İşin bu kısmında çeşitli haberleşme testlerinin gerçekleşeceğini de ekliyor.


“Akabinde ise bir Türk SİHA’sının, milli AESA radarla tespit ettiği hava hedefine yine milli hava-hava füzesini ateşlediğini göreceğiz.” dedikten sonra şunları söylüyor:


“Bu oldukça zor bir iş… Çünkü karar verici bir F-16’daki gibi kokpitin içerisinde değil. Yerde, yer kontrol istasyonunda. SİHA ve faydalı yüklerinin hem birbiriyle hem de yerdeki kontrol istasyonu ile anlık ve kayıpsız haberleşmesi gerekiyor. Başarıldığı taktirde, bu bir ilk olacak.


Daha önce ABD böyle bir senaryo denedi. MQ-9 Reaper platformundan AIM-9 kısa menzilli hava-hava füzesi ateşledi. Ancak devamı gelmedi. Ayrıca o platformda bizdeki gibi bir AESA radar entegrasyonu da yoktu. Türkiye, bu alanda muhtemelen yine bir ilki başaracak.”

ASELSAN mühendislerince geliştirilen AESA radar son derece kritik önemde.[ASELSAN mühendislerince geliştirilen AESA radar son derece kritik önemde.]


“AESA radarlı SİHA’nın taliplisi çok olur”


Dünyada insansız hava araçlarının ihracatı konusunda Türkiye ve BAYKAR en ön sırada. AESA radar eklenmiş bir AKINCI için de benzer bir senaryo geçerli mi? Anıl Şahin, bunu ‘çok yüksek ihtimal’ olarak değerlendiriyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor:


“Somut bir örnek verelim… İran, İsrail’e Kamikaze İHA’lar ile angajman gerçekleştirdiğinde ne oldu? Yerdeki hava savunma sistemleri sustu. İran’a ait Kamikaze İHA’lar, İsrail ve destekçisi ülkeler tarafından onlarca hava-hava füzesi atılarak F-35, F-15, F-16, Typhoon ve Rafale gibi insanlı savaş uçakları tarafından düşürüldü.


Savaş uçağının birim maliyeti ve saatlik masrafı insansız sistemlere göre çok yüksek. Ayrıca pilotun hayatı risk altında. Tabi bir de uçak kaybetmekle SİHA kaybetmek arasında ciddi fark var. SİHA’yı yerine hemen koyabiliyorsunuz. Son olarak, SİHA’ların havada kalış süresi de uçaklara oranla daha fazla.


Dolayısıyla Türkiye, SİHA + AESA radar + hava-hava füzesi modelini doğru bir şekilde ortaya koyarsa, bu modelin dünyanın dört bir yanından taliplisi çok olur.”

Paylaşmak
Exit mobile version