Son dakika haberi… Kanal7 ekranlarında her hafta yayınlanan Başkent Kulisi’nin bu haftaki konuğu Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa oldu. Mustafa, Mehmet Acet’in Suriye’deki son gelişmelere, ve Baas rejiminin çökmesine ilişkin sorularına yanıt verdi.
Abdurrahman Mustafa’nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
“HUKUK ÖNÜNDE HESAP VERMESİ GEREKİYOR”
Hukuk önünde hesap vermesi gerekiyor. Kendi ve Suriye halkına karşı kim suç işlediyse aynı şekilde. Ama asla bizim kendi tayfasıyla, kendi dini mezhebiyle hiç asla bir problemimiz yoktur.
Onlar zaten Suriye vatandaşıdır. Çünkü Suriye’de çok etnik grup. Bunu hiç kimseye mal etmemek lazım.
Türkiye’yi de yakından ilgilendiren son dakika gelişmesi: Münbiç’e operasyon başladı!
Türkiye’deki Suriyeliler, 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesini kutluyor
Rejim başkadır. Aynı nasıl PKK başka, Kürt kardeşlerimiz başka diyorsak, aynı şekilde. Enser başkadır, rejim başkadır.
Bir de Nusayir kardeşlerimiz vardır, Suriye vatandaşları. O ayrı tutmak lazım. Dolayısıyla biz asla genelleştirmeyiz olayı.
Hukuk devletini kurmak için mücadele veriyoruz. Demokratik, tüm Suriyelileri kapsayacak, hak ve özgürlüklerini anayasalara garanti altına alacak bir Suriyeli inşaatı için herkesle mücadele etmemiz lazım. Herkesle birlikte, Suriyeli vatandaşlarımızla birlikte mücadele edeceğiz inşallah.
“HESAP SORULMASI LAZIM”
Bunların herkesin dosyası vardır yani. İster Birleşmiş Milletler’de, ister ülkelerin mahkemelerinde, ister bizde, DAEŞ’te. Ama bu adamın bir siyasi dokunulmazlığı vardı. Yani şu anda artık bu dokunulmazlık bitti. Bu suçların artık hesabı sorulması lazım.
1 milyon insan öldürüldü. 500 bin insan akıbeti belli değildi.
Tutuklu gördük biz. Şimdi çok yani gerçekten trajedi yaşanıyor. Hapishanelerden tutuklar bırakılırken Çok kısmı sürüyeler işte bizim çocuğumuz ölmüştür diye biliyordu.
Sağ çıktı. Birçoğu da ümitliydi. Belki yaşıyor diye bir ümidi vardı.
Onlar da çıkmayınca. Yani bir karmaşık bir şey. Bu gerçekten insani yönüyle de şu işaret ettiğiniz nokta çok önemli.
Bir tarafıyla trajedi, bir tarafıyla büyük sevinçler, öyle değil mi? Tabii ki yani. Çünkü işte birçok insan haber alamıyordu, hala yaşıyor diye ümitliydi. Birçok insan da öldü diye, ümidini kesmişti.
Mesela Hama’da iki gün önce Hama Hapishanesi’nden bir Suriye vatandaşı 40 yıldır hapismiş. 40 yıldır. Çıktı, 40 yıl.
Yani bir siyasi tutuklu. Muhtemelen 82’deki Hama katliamın sonrasından kalan…
Bugün işte televizyonlarda görüyordum. Kadın tutukluları serbest bırakıyorlar. Hala Hafız Esed’in öldüğünden haberleri yok.
İşte ne yapıyorlar Suriyeliler? Niye savaşmıyorlar? İşte Suriyeliler savaşıyorlar. Ceza evlerinde de büyük katliamlar oldu değil mi? Bir ara bunu hatta Anadolu Ajansı fotoğraflarını yayınladı. Bir başka dünyada ortak başka yayın kuruluşlarıyla birlikte çok feci görüntüler yansımıştı.
Fotoğraflar binlerce cezaevinde açlığa terk edilmiş, bir deri bir kemik halde kalmış insanların. Çok dehşet yani şu anda bazı fotoğraflar gözümde canlandı. Dehşet verici fotoğraf var.
Cezaevinde çok ciddi bir kıyım da oldu aynı zamanda değil mi?
Takma ismi Sezar’dı. Dolayısıyla Sezar yasası çıktı. Ve işte o resimler 50 bin insanın resmi o dönemde kendi çıktığı dönemde tabi 2012’de o kadar resimler çıkartıldı.
Ondan sonra biliyorsunuz kaç tane video Tadamon katliamı nasıl tutuyor kolundan, kura atıyor, ondan sonra kafasına sıkıyor, nasıl şeyi diyor, Yani o şeyler çok… Suriyeliler çok mutlu değildi yani 70 senedir. Ne bu devrim, yani halk ayaklanması olmadan önce ne de sonra.
“GELECEK NESİLLER İÇİN İYİ BİR SURİYE İNŞAA EDECEĞİZ”
Ama inşallah bundan sonra artık dost ülkelerin, başta Türkiye’nin desteğiyle Suriye’de huzur sağlanır. Gelecek nesiller için. Bu yaptıkları fedakarlıklara karşılık olarak gelecekler nesil için, nesiller için iyi bir Suriye inşa ederiz hep birlikte inşallah.
Yani bunların katliamlarını, bunların yaptıklarını anlatılacak gibi bir şey değil. İnsanlar niye dönmüyorlardı? İnsanlar niye burada benim güvenli bölgelerimde çadır kentlerde yıllardır? Burada çamurda, yağmurda, kışta 14 senedir 400 bin tane sadece bizim bölgemizde çadır kentlerde yaşayan 400 çocuk, 400 bin çocuk okuma yazma bilmiyor. 400 bin çocuk. Bunlar okul çağını geçmiş 13-14 yaşında olanlardan bahsediyorlar.
DAEŞ’i başımıza sardı. PKK’yı başımıza sardı. Aslında ona uzatılan elleri bir türlü reddetti.
Biz baştan beri Suriye’nin yıkımını istemiyorduk. Suriye’nin bölünmesini istemiyorduk. Hep bunu anayasal hakları, yeni bir anayasayla yeni bir Suriye’nin inşasında Hatta siyasi çözümü son güne, son bir haftaya kadar ben son açıklamalarda bu hale düştükten sonra bir siyasi çözümden yanayım diyordu.
“SAYIN ERDOĞAN EL UZATTI”
Sayın Türkiye Cumhuriyeti Devleti Sayın Cumhurbaşkanı aynı şekilde kaç defa el uzattı. Çünkü biz hep görüyorduk. Çünkü bu Suriye’yi mahvedeceğini biliyorduk.
Yani Allah’a şükür çok fazla uzamadı olaylar, yine imyasal ondan korkuyorduk. Yine böyle varil bombalarını çıkardık. Kalan Suriye’yi de bitirmeden defoldu gitti. İnşallah bundan sonra artık muhafaza ederiz.
ESAD HAMA’DA NEDEN DİRENÇ GÖSTEREMEDİ? “İçeride çöküş vardı”
Çünkü artık askerler, paralı askerler. Çünkü bir nizami ordu olmadığını biz biliyorduk. İçeride bir çöküş varmış aslında değil mi? Çöküş vardı zaten.
Tüfeği bırakıp gidiyor. Yani kullanmadılar. Kullanamadılar toplarını, tüfeklerini…
Kim de yaptı onları biliyoruz dediniz. Bunlar nereye gitti şimdi bu Beşar Esad’ın adamları, ordusu, onunla birlikte hareket eden rejim mensupları? Bir sürü şeyler vardır. Yani birçoğunu biz biliyorduk Humus’tan, Hama’dan, Şam’dan. Gidenlerin birçoğu sahile doğru gidiyordu. Yani Laskı’ya, Tartus’a gidiyorlardı.
Bunların birçoğu silahlarıyla birlikte Tartus’a, Laskı’ya gittiler. Diğerleri zaten silah bıraktılar. Zaten katliam yapmış, suç işlemiş şeylerdi.
Onlar zaten Suriye’yi terk etmişlerdir. Bence birkaç gün önceden terk etmişlerdir. Ama dediğim gibi bu hukuksal, biliyorsun hep böyle bir krizlerin sonunda hukuk, hukuk savaşı başlar.
İnşallah biz o savaşı da iyi bir şekilde devam ettiririz ve bu canilerin hesap verilmesini sağlarız diye. Ve bundan sonraki Süriye’nin inşasında da hesap verilik, işte kuvvetler ayrımı bunları bütün ince bir şekilde işlenir diye düşündük ve yeni bir suriye inşa edelim diye düşünüyoruz.
SURİYE’DE YOL HARİTASI NEDİR?
Devlet kurumlarını muhafaza etmektir. Ve ondan sonra da… herkesi kapsayacak bir geçiş hükümeti veya bir meclis kurulur neyse ve bu ondan sonra da ya da geçiş hükümeti kurulur.
Dolayısıyla bu bir takvime bağlanır. Ondan sonra bir anayasa, referandum, Birleşmiş Milletler denetiminin altında tür şeffaf bir seçim ve ondan sonra da topyekûn Suriyeliler olarak terörle mücadeleye devam etmek, Suriye’yi bütün teröristlerden kurtarmak için.
Resmi muhalefet 14 senedir resmi kurumlarla biz siyaset yaptık, muhalefet, meşru muhalefet dediğimizde öyle bir şey yoktur. Biz zaten bu işin, o sizin dediğiniz yöne getirmesi için büyük bir mücadele veriyoruz.
Yani hatta bu hareketler olduktan sonra Ersed Ağaşı’yı hiçbir şeye biz üstlenmedik. Yani biz, milli ordu hepsine müthiş bir katkıda bulundu yani, müthiş bir savaş gösterdi. Ama biz dedik ki bu yeter ki şu el seda karşı mücadele eden herkes bir arada. Herkes katkıda bulunacak Suriye’nin şekillenmesinde ve istihbarat sağlamasında.
Bunlar kolay bir şey değil de asıl işimiz şimdi başlıyor. Asıl iş şimdi başlıyor. Bunda da tabii ki yine bizim bugüne kadar Suriye halkının yanında duran devletlere de ihtiyacımız vardır.
“TÜRKİYE’NİN BİZE DESTEĞİNİN AYNI ŞEKİLDE DEVAM ETMESİ LAZIM”
Dolayısıyla başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere aynı desteğinin bir süre daha bize devam etmesi lazım ki biz bu travmaları, şeyleri aşabilmemiz için desteğe tabii ki ihtiyacımız var. Tabii ki Suriyeliler kendi geleceğini kendisi belirlemesi lazım. Ama kendi geleceğini kendisi belirlerken de destekli ihtiyacı vardır.
Güvenli, güvenli dost devletlerden bu Katar olabilir, Türkiye olabilir, Arabistan olabilir bir kimse yani. Şimdiye kadar Suriye halkının en fazla destek eden tabii ki başta da Türkiye’dir. Çünkü Suriye’deki ıslıklar Türkiye’ye yakından ilgilendiriyor.
Çünkü gençlerin güvenliği de önemlidir. Türkiye, Suriye’de bir kaos yaşanırsa yine Türkiye’nin güvenliği tehdit altında olacaktır. Dolayısıyla biz buradan da bizim kanalıyız da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne de bir çağrı yapayım ben. Aynı şekilde desteklerini bizden nasip etmesinler. Bu bizim Suriyeli vatandaşlarımızın en yakın zamanda evlerine dönerler inşallah.
Zaten dönüyorlar şimdi, başladılar yani. Bu dönüşler de yani her şey planlı olmasın. Plansız olduğu zaman biraz kontrol kaybediyor. Çoğu bir şey yaparken de plansız yaparsanız tam da verimli o güzel şeyi ortaya çıkaramazsınız. İnşallah bunların bütün programları vardır.
Bizler de ve bizler de bugüne kadar mücadele verdik Suriyelilere orada.
“SEÇİMLERE GİDERİZ, KİM KAZANIRSA ONU BAŞ TACI EDERİZ”
Dediğim gibi bu mesele sandıkta çözülmesi lazım. Dolayısıyla istikrarı sağlayıp güzel bir şekilde demokratik bir şekilde Türkiye’de olduğu gibi seçimlere gideriz. Ondan sonra kim kazanırsa onu baş tacı ederiz ve devam ederiz.
Aslında benim söylediğim bir yol haritası 2254’ünün olduğu karardır yani. Buna benzer de çok yakındır yani. Ve yıllardır buna muhalifler de inanmışlardı. Dolayısıyla biz müzakere heyetinde, tanrı hesap komisyonunun önüne buna dayanaraktan şey yapıyorduk. Dolayısıyla bizim için değişen bir şey olmadı bu çözüm yol haritasında.
Şimdi tamamen daha fazla kolaylaştı. Çünkü bunu engelleyecek rejim gittiği için bunu engelleyecek aktörler olmayacaklar.
Daha hızlı bir şekilde gerçekleşecek diye düşünüyorum yani. Dediğim gibi yine bizim Birleşmiş Milletler, Suriye dostu ülkeler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de desteğiyle inşallah bunları kolay bir şey değildir aşmak için. Nasıl düşürmek için 14 sene katlandık. Artık bu kazanımı da elimizden kaybetmemiz lazım.
CANLI YAYINDA OPERASYONUN BAŞLATILDIĞINI DUYURDU
Münbiç çok eski bir şehirdir. Tarihi bir şehirdir. Tarihte de çok üstün geçer Mumbiç’i. Ve bunun şeyleri Arap, sünni Arap vardı. İçinde çok az sayıda Türkmen var. Ve çoğu sayıda da Türk var. Ama yoğun değil. Daha fazla Arap aşiretlerinden oluşan. Daha önce Çerkezler vardı. Orada yani Çerkez’de yaşandı. Şu anda yoklar. Ve biliyorsun işgal altındadır. Yani bugün Ter-Rıfat’ta yaptıklarını, Akvin’de yaptıklarını o kadar tafsinatı gördük ki. Ter-Rıfat ufacık bir yer, on bin nüfusluk bir yerdir. Yaptıkları tafsinatı gördünüz.
Ama bizim ordumuz, Süreyya Milli Ordusu kahramanları çok eğitimliler ve çok tecrübeliler. Yani terörle mücadelede. Çünkü Zeytin Dalı Hareketi’ni gerçekleştirdiler. Ondan sonra işte Fırat Kalkanı daha önce ve Barış Pınarı Hareketi’nde aynı şeylerle mücadele ettiler. Dolayısıyla tecrübemiz vardır. İnşallah En az kayıpla bu operasyonu nihayetleştiririz.
“START VERDİK”
Start verdik, bildiriyi çıkarttık. Sizin programa çıktım, takip edemiyorum.
Tamam dedik biz kendi işimizi kendimiz halledelim dedik. Ve bugün operasyonu başlattık. Dolayısıyla yani şartlar bellidir. Yani nasıl biz işte, insanlar değişim gösteriyor işte. Bir şekildeydi, bambaşka bir şekilde oldular.
Artık bu PYD’den, Kandil’den gelen insanları İran’dan, Irak’tan getirip de kendi Suriye halkını öldürtmesinler. Projelere, ulusal proje olsun, hak hukuk olabilir, ona oturup siyasi müzakere ederiz. Ama bunu terör eylemiyle Suriye’yi bölmeye müsaade etmeyiz.
“TÜRKİYE’NİN MİLLİ GÜVENLİĞİNİ TEHDİT ETMİYORUZ”
Ayrıca bizim komşu ülkemiz bize bu kadar destek olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milli güvenliğini tehdit etmiyoruz. Zaten uluslararası hukuka dayanaraktan da bu bizim bir devlet görevimizdir yani bundan sonra. Dolayısıyla o zaman Zaten Kürt kardeşlerimizin dediğim gibi ben kaç defa tekrarladım.
Türkmenlerin hakkını talep edeceğiz tabii ki. Türkiye, Suriye Türkmen Meclisi vardır. Anayasa Komisyonu’nda Türkmen üyeler vardır.
Nasıl Kürt kardeşlerimiz varsa onlar da mücadele edecek. Çerkezler vardır, El-Süriler vardır. Niye kendilerini ayrılık tanıyorlar ki? Bugün biz diyoruz, eşit tüm birleşimlerin haklarını almalı. Aslında temel vatandaşlığına dayanılan bir şeydir.
Tamam, parlamentoda diyoruz ki, anayasada garanti adını altına alması lazım. Kürt, Türkmen, Çerkez, kim varsa. Din, mezhep, ırk ayrımı yapmaksızın. Dolayısıyla biz zaten diyoruz, bugün geliyorsun biz Mümbiç bize çok yakın.
“ARTIK ESED YOK”
Kimler bunlar? Yönetimler, askeri meclis diyor. gözüken bir tanesi yerlisi oluyor, onu kapıya alıyorlar. Ama yöneten yanında bir tane tercümanla konuştuğu birisi oluyor.
Dolayısıyla yok illa ki ben devlet kuracağım diyor, ben Suriye’yi böleceğim diyorsa, biraz işleri zorlaştı. Çünkü Esed yok artık. Asıl ana destekçilere Esed yok.
KAYNAK: HABER7