Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin açılışına katıldı.
Erdoğan, buradaki konuşmasına İstanbul’da yaşayan tüm vatandaşlara, 81 ilde gecesini gündüzüne katıp fedakarca çalışan tüm hekimlere, hemşirelere ve 1,5 milyonluk sağlık ordusunun her bir mensubuna muhabbetlerini ileterek başladı.
Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin Bağcılar, İstanbul, Türkiye ve sağlık camiası için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, “Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere yüklenici firmamıza, işçilerimize, mimarlarımıza, mühendislerimize, projede emeği geçen her bir kardeşime yürekten teşekkür ediyorum. 400 yataklı bu yeni hastanemizin hizmete girmesiyle Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanemizin yatak kapasitesi de 900’e yükselmiş oluyor. Uzun ve titiz bir çalışma neticesinde inşa edilen Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanemiz bir kez daha hayırlı, uğurlu olsun diyorum.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Son 23 yılda sağlık alanında gerçekten büyük bir dönüşüme imza attık. Dünyada örnek alınan birçok ülkenin gelip incelediği modern bir sağlık altyapısını ülkemize kazandırdık. pic.twitter.com/8jOwWYPsGQ
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 19, 2025
“Sağlık alanında gerçekten büyük bir dönüşüme imza attık”
Son 23 yılda sağlık alanında büyük bir dönüşüme imza attıklarını vurgulayan Erdoğan, “Dünyada örnek alınan, birçok ülkenin gelip incelediği modern bir sağlık altyapısını ülkemize kazandırdık. Aile hekimiyle, polikliniğiyle, hastanesiyle, en ileri teknolojili her türlü aracı gereciyle, 23 sene öncesine göre hayal dahi edilemeyen bir seviyedeyiz. Elbette kimi yerlerde birtakım eksiklikler, aksaklıklar olabilir. Ama oralarda da şikayetleri gidermek için yoğun gayret gösteriyoruz. İnsanımızın en iyi sağlık hizmetini alabilmesi için imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti;
Bakın, bizim siyasette rehberimiz bellidir. Devlet, millet için vardır. Devlet, vatandaşına hizmet etmek için vardır. Bunun için hep ne diyoruz? İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyoruz. Bu anlayışla tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya, her hizmeti ülkemizin en ücra köşesine kadar ulaştırmaya çalışıyoruz. Yeni sağlık tesislerimizle, acil sağlık hizmetlerimiz ve aile hekimliklerimizle, insan kaynağı, çalışma şartları ve özlük haklarını iyileştirdiğimiz sağlık personelimizle milletimize aşkla hizmet ediyoruz.
“O kötü günleri hamdolsun gençlerimiz bilmiyorlar”
Atalar, ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ demiş. Aradan zaman geçince insan geçmişi unutabiliyor. Özellikle yaşı 30’un altında olan kardeşlerimiz 2002 öncesini doğal olarak hatırlamıyor. Sıra bulmanın ayrı dert, ilacın ayrı dert, tedavinin ayrı dert olduğu o kötü günleri hamdolsun gençlerimiz bilmiyorlar. Eskiden sağlık deyince, hastane deyince insanlarımızın neden endişeye kapıldığını bugün idrak edemiyorlar. Burada çok kısa bir şekilde sizlerle bazı rakamları paylaşmak isterim. Özetin de özeti olan bu rakamlar sağlıkta nereden nereye geldiğimizi net bir şekilde ortaya koyacaktır diye ümit ediyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 23 yılda ülkemizde sağlık hizmetlerinde bir devrim yaşandı. Ülkemiz genelinde 391 yeni hastane inşa ederek toplam hastane sayımızı 1547’ye çıkardık. pic.twitter.com/B4ERyfMq0y
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 19, 2025
“Toplam yatak kapasitesi 270 bin 511’e çıktı”
Geride kalan 23 yılda Türkiye’de sağlık hizmetlerinde kelimenin tam anlamıyla bir devrim yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rakamlar da bu devrimi inkar edilmez bir şekilde ispat ediyor. Ülkemiz genelinde 391 yeni hastane inşa ederek toplam hastane sayımızı bin 547’ye çıkardık. 37 bin 417 yataklı 25 şehir hastanemizi tamamlayarak hizmete açtık. 11 şehir hastanemizin yapımı sürüyor. İhale, proje ve arsa süreci devam edenler bittiğinde, yaklaşık 60.000 yatak kapasiteli 45 şehir hastanemizi milletimizin hizmetine sunmuş olacağız. Hastane yatak kapasitemizi 164 binden aldık, 270 bin 511’e taşıdık. 192 bin 824’ü hekim ve uzman hekim olmak üzere 1 milyon 47 bin yeni personelle sağlık ordumuzu daha da büyüttük.” bilgilerini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bugün tam 2 milyon 840 binin üzerinde vatandaşımıza evde sağlık hizmeti veriyoruz. pic.twitter.com/VHh5RPHzZw
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 19, 2025
“2,8 milyon üzerinde vatandaşımıza evde sağlık hizmeti veriyoruz
Erdoğan, şöyle devam etti;
Sağlık tesislerimizin imkanlarını iyileştirdik, altyapılarını güçlendirdik, ekipmanlarını modernize ettik. Şurası çok önemli; Bugün tam 2 milyon 840 binin üzerinde vatandaşımıza evde sağlık hizmeti veriyoruz. Koruyucu sağlık hizmetleri ciddi sıçrama yaşanan bir başka alan. Burada Sağlıklı Hayat Merkezlerimizin sayısını son 6 ayda açtığımız 24 yeni merkezle 286’ya çıkardık. Bu yıl 16 farklı branşta hizmet veren 100 sağlıklı hayat merkezini daha inşallah devreye alacağız. Başta sağlık okuryazarlığı olmak üzere vatandaşlarımıza pek çok alanda eğitimler verdiğimiz Sağlıklı Hayat Akademisi’ni 81 ilimize başlattık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu yıl 16 farklı branşta hizmet veren 100 Sağlıklı Hayat Merkezi’ni daha inşallah devreye alacağız. pic.twitter.com/85diVcc7Cb
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 19, 2025
2002 yılında İstanbul’da bulunan kamu hastanelerinin yatak kapasitesi sadece 19 bin 715’ti. Üstelik bu yatakların çok büyük bir kısmı niteliksiz ve yetersizdi. Biz bu sayıyı yüzde 56 oranında artırarak 30 bin 726’ya yükselttik. Özel ve üniversite hastaneleri dahil toplam yatak sayısını yüzde 62,3’lük artışla 45 bin 481’e çıkardık. 2025 yılı sonunda toplamda 10 bin 582 kamu yatağını İstanbullu vatandaşlarımızın istifadesine sunacağız. Planlama aşamasında olan 16 bin yatak kapasiteli 23 sağlık tesisini de inşallah çok yakın bir zamanda İstanbul’umuza kazandıracağız. 2002’de İstanbul’da 217 sağlık ocağında vatandaşlarımıza hizmet veren hekim sayımız sadece 762’ydi. Bugün İstanbul’un dört bir yanındaki bin 147 aile sağlığı merkezinde 4 bin 264 aile hekimimiz, hem de özveriyle hastalarımızın imdadına koşuyor.
2017-2025 yılları arasında 40 adet 1. basamak sağlık tesisini de yine İstanbul’da hizmete hazır hale getirdik. 2002’de 44 olan 112 acil yardım istasyonu sayısını 347’ye, acil yardım ambulans sayısını 495’e yükselttik. İstanbul genelindeki kamu uzman hekim mevcudu 4 bin 141’den 5 bin 506’ya ulaştı. Kamu hemşire sayısını ise 7 bin 104’ten 25 bin 507’ye çıkardık. Daha burada saymaya kalksak saatler alacak nice yatırımı, eseri, projeyi, imkanı İstanbullu hemşehrilerimizin hizmetine verdik.
“Kimsenin oy rengine bakmadan çalıştık”
Şunu özellikle ifade etmek istiyorum; Hizmet ederken kimsenin oy rengine bakmadan çalıştık. Sizden-bizden ayrımı yapmadan çalıştık. Yakın-uzak demeden çalıştık. Koşturduk, hizmet götürdük. Elhamdülillah, sonuçta sağlık alanında ülkemizi bugün dünyada parmakla gösterilen bir konuma ulaştırmayı başardık. Elbette daha yapacak çok işimiz, gerçeğe dönüştürecek çok hayalimiz var. Biz hiçbir zaman mevcutla iktifa eden bir kadro, böyle bir iktidar olmadık. ‘Bu kadarı da yeter’ gibi bir anlayışla asla hareket etmedik. Hep daha fazlasını hedef alarak koşturduk. Bir işi bitirdikten sonra hemen yenisine başladık. Ülkemizin imkanları arttıkça biz de her alanda hedef ve ölçek büyüttük.
Durmadan, dinlenmeden, yorulmadan koşturuyoruz. İşte sizler de görüyorsunuz. Önceki gün Silvan Sulama Tüneli kazı başlangıç törenini gerçekleştirdik. 12 milyar lira yatırım bedeli olan bu muhteşem eser tamamlandığında, tarımsal üretimde Güneydoğu Anadolu bölgemizin kaderi değişecek. Ülkemiz ekonomisine çok ciddi katma değer sağlayacak. Bakın, Silvan Tüneli kazı başlangıç töreninde de söyledim; tek başına Silvan Tüneli bile bizimle muhalefet arasındaki anlayış farkını göstermeye kafidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul için harcanması gereken kaynakların kimlere peşkeş çekildiği, kimlerin kesesine gittiği, kimlerin zenginleştiği tek tek deşifre oluyor. pic.twitter.com/9vfUSZ9dnf
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 19, 2025
“Meyhane ağzıyla konuşmak siyaset yapmak değildir”
Basın yayın organlarında her gün yeni bir skandalın haberini okuyoruz. İstanbul için harcanması gereken kaynakların kimlere peşkeş çekildiği, kimlerin kesesine gittiği, kimlerin zenginleştiği tek tek deşifre oluyor. Normalde haya duygusu olan birisinin bütün bu yaşananlardan sonra insan içine çıkmaması lazım. Ama bakıyorsunuz, ana muhalefetin genel başkanı, yüzü kızarması gerekirken sağa sola siyasi ahlak dersi vermeye kalkıyor. Partisini safralarından kurtarmak yerine, yolsuzlukların peşine düşen yargı mensuplarına hakaret ediyor. Dahası, sorumlu sahibi bir siyasetçinin ağzına asla yakışmayan sıfatlarla bakanlarımıza dil uzatıyor. Affınıza sığınarak söylüyorum; meyhane ağzıyla konuşmak siyaset yapmak değildir. İşittiklerimiz karşısında inanın onun adına biz utanıyoruz. Üslubuyla, duruşuyla, kullandığı özenli dille topluma örnek olması gereken siyasetçilerin, rakibimiz dahi olsa hakaretle, kabalıkla, tehditle gündeme gelmesinden inanın onlar adına biz rahatsız oluyoruz.
“Biz, Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmenin derdindeyiz”
Bu düzeyde siyaset yapmayı, aziz milletimize ve temsil ettiğimiz makama hürmetsizlik olarak görüyoruz. Bunun için bugüne kadar hep sabırla, vakurla davrandık. Bizim boş işlerle, boş sözlerle oyalanacak zamanımız yoktur. Bizim hedefimiz, gündemimiz, niyetimiz bellidir. Biz Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmenin derdindeyiz. Biz milletimizin refahını, huzurunu, gelirini artırmanın peşindeyiz. Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne çıkarmanın gayretindeyiz. Yeni bir dünya kurulurken Türkiye, bu yeni küresel sistemde hak ettiği şekilde temsil edilsin diye uğraşıyoruz. İnşallah hedeflerimize ulaşana kadar da bu mücadeleyi bırakmayacağız, bu mücadeleyi koşturacağız.
“Muhalefet bizim vizyonumuzu anlamadı”
23 yıl boyunca hep geleceğe odaklandık. Politikalarımızı hep orta ve uzun vadeli bir bakış açısıyla belirledik. Mevcut sorunları çözüme kavuştururken, 20 yıl sonra, 50 yıl sonra ortaya çıkabilecek problemlere de şimdiden çareler geliştirdik. Ne hazindir ki muhalefet, bizim bu vizyonumuzu hiçbir zaman anlamadı. Ülkemizdeki kimi ideolojik çevreler, bizim ufkumuzu asla kavrayamadı. Ülkenin yüksek çıkarlarını değil, kendi küçük menfaatlerini düşündüler. Bunların nasıl bir zihin yapısına sahip olduklarını geçen hafta bir kez daha gördük. Tartışmaları eminim sizler de takip etmişsinizdir. Bir futbol kulübümüz, Sağlık Bakanlığımızın yürüttüğü bir farkındalık kampanyasına destek olmak için sahaya bir pankartla çıktı. Pankartta hakaret yoktu, eleştiri yoktu, kimseye bir saygısızlık yoktu. Onların iddia ettikleri gibi kadınları rencide edecek hiçbir durum yoktu. Peki ne vardı? Sadece çok önemli bir konuya dikkat çekme niyeti vardı. Son yıllarda ülkemizin kanayan yarası haline gelen bir sorunun çözümüne katkı sunma amacı vardı. Yani kulübümüz gayet masum, gayet doğru ve yerinde bir adım attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Son derece çirkin ifadelerle bir haftadır ortalığı velveleye verenlere soruyorum, Bakanlığımızın normal doğumu teşvik etmesi sizi niçin rahatsız ediyor? pic.twitter.com/NzMGtxhT7X
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 19, 2025
“Bakanlığımızın normal doğumu teşvik etmesi sizi niye rahatsız ediyor?”
Bunun üzerine malum odaklar hemen harekete geçtiler. Önce sporcularımızı ve futbol kulübümüzü linç ettiler. Ardından projeyi yürüten Sağlık Bakanlığımızı hedef aldılar. Sonra da eleştiri oklarını hükümetimize ve şahsımıza yönelttiler. Son derece çirkin ifadelerle bir haftadır ortalığı velveleye verenlere buradan şunu soruyorum; Bakanlığımızın normal doğumu teşvik etmesi, cerrahi müdahale yerine normal doğumu özendirmesi sizi niçin bu kadar rahatsız ediyor? Sağlık Bakanlığı’nın görevi bu milletin sağlığını korumak değil midir? Bunun için toplumda farkındalık oluşturmak değil midir? Şayet ortada dünya ortalamalarına göre bir anormallik varsa, buna çözüm üretmek, bu aşırılığın üzerine gitmek değil midir? Sağlık Bakanlığı’ndan toplum sağlığı için elindeki tüm imkanları seferber etmesi dışında Allah aşkına ne yapmasını bekliyorsunuz? Bilimsel veriler ortada. Dünya ile karşılaştırılınca meselenin geldiği durum ortada. Nüfus artış hızımızın, doğurganlık oranımızın düştüğü seviye ortada. Bizleri 10 yıl, 20 yıl sonra bekleyen tehditler de apaçık ortada. Ne yapalım? Siz rahatsız oluyorsunuz diye bunlarla mücadele etmeyelim mi? Tedbir almayalım mı? Toplumu doğru yönlendirmeyelim mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (Normal doğum tartışmaları) Bizleri 10-20 yıl sonra bekleyen tehditler de apaçık ortada. Siz rahatsız oluyorsunuz diye bunlarla mücadele etmeyelim mi? pic.twitter.com/0JKZ2sUE8Q
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 19, 2025
“Nüfus artış hızımız alarm veriyor”
Açık ve net söylüyorum; Doğurganlık oranı ve nüfus artış hızımızın alarm verdiği bir dönemde, bizim bu hezeyanlara ayıracak vaktimiz yoktur. Bu bizim için bir beka meselesidir. Türkiye’nin geleceğini doğrudan ilgilendiren bir varoluş tehdididir. Dolayısıyla kimsenin ideolojik saplantılarla, yönlendirmelerle, toplumu ifsat eden sapkın akımlarla milletimizi zehirlemesine asla müsaade etmeyiz. Bu konudaki tavizsiz duruşumuzu bundan sonra da muhafaza edeceğiz. Birileri karşı çıksa da biz ülkemiz ve milletimiz için en doğru olanı yapmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Doğurganlık oranı ve nüfus artış hızımızın alarm verdiği dönemde bizim bu hezeyanlara ayıracak vaktimiz yoktur. pic.twitter.com/oKvFf2odEm
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 19, 2025
Bağcılar Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanemizin bir kez daha hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği geçenlere tekrar milletim adına teşekkür ediyorum. Sağlık çalışanlarımıza tekrar takdir ve teşekkürlerimi iletiyorum. Rabbim hem sizleri hem de bizleri millete hizmet yolundan ayırmasın. Hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.