ÖSYM’nin 50. yılı etkinlikleri çerçevesinde, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı iş birliğinde düzenlenen ve 3 gün sürecek Uluslararası Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Sempozyumu bir otelde düzenlenen açılış töreniyle başladı.
ÖSYM’de dijitalleşme adımlarını hızlandırdıklarını, hedeflerinin 2026 yılı içerisinde yüzde 95 oranında dijitalleşmeyi sağlamak olduğunu aktaran Ersoy, maliyet ve zamandan tasarruf sağlayan elektronik sınavların (e-sınav) sayısını artırmak için çalışmalar yürüttüklerini anlattı. Dil sınavlarının dışında 4 sınavın daha `e-sınav` tabanlı yaptıklarını belirten Ersoy, “Hedefimiz, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu ile beraber tüm imkanları kullanarak Türkiye’nin e-sınav imkanını artırmak ve 100 bin adayın altındaki sınavları e-sınav olarak sınava almak” dedi.
Ersoy, ÖSYM’nin uluslararası ölçekteki tecrübe ve birikimini yurt dışına aktarma çalışmaları yürüttüklerini de söyledi. Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavı’nı (TR-YÖS) ilerleyen dönemde e-sınav şeklinde tüm dünyada yapmayı hedeflediklerini kaydeden Ersoy, ayrıca Spor Bilimleri İçin Özel Yetenek Sınavı’nı da (ÖZYES) ilk kez yaptıklarını hatırlattı.
4 dil becerisini ölçen sınav, 2025’te uygulanacak
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in fikir mimarı olduğu `okuma, dinleme, yazma ve konuşma` olmak üzere 4 beceriyi ölçen e-sınava yönelik hazırlıkları da aktaran Ersoy, bununla ilgili deneme sınavları yaptıklarını belirterek, “Milli Savunma Bakanlığında 7 tanesini uyguladık. Bu denemeler sonucunda, değerlendiricilerin güvenilirliği ve eğitimleri sağlandı. Artık yazılımsal eksiklikler tamamlanarak geliştirildi. 2025 yılı başlarında bu sınavı hayata geçireceğiz. Gururla söylüyorum ki uluslararası alanda bir sınavın ikamesi için gerekli olan tüm adımların tamamı yapıldı” diye konuştu.
ÖSYM’deki Ar-Ge çalışmaları hakkında Ersoy, “ÖSYM’yi ve Milli Eğitim Bakanlığının Ölçme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğünü Türkiye’nin ölçme ve değerlendirme alanında AR-GE merkezi yapma hedefimiz var. ÖSYM’de bugün 17 AR-GE projesi, aktif bir şekilde yürümekte. Yapay zekayla otomatik madde üretiminden değerlendirmesine, açık uçlu soruların değerlendirilmesinden adaptif test, 4 beceri dil sınavlarından fotoğraf benzerliği çalışmalarına kadar devam eden AR-GE süreçlerimiz var. (Sempozyuma katılan akademisyenlere) Projeniz varsa literatürde gelişmeleri uygulamak istiyorsanız ÖSYM’nin kapıları sizlere sonuna kadar kadar açık” değerlendirmesinde bulundu.
Beceri temelli yeni müfredata geçiş yapıldı
“ÖSYM Akademi” çalışmaları da yürüttüklerini bildiren Ersoy, “Litatürün takip edilip mevcut uzmanlarımızın geliştirilmesi, niteliklerinin arttırılması, sonra ÖSYM’ye gelen hocalarımızın tekniklerinin geliştirilmesi anlamında ÖSYM Akademi’yi kurduk. Akademi, ilk meyvesini bu sempozyumla veriyor.” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı ile de yakın iş birlikleri yaptıklarına işaret eden Ersoy, “Beceri temelli yeni müfredata geçiş yapıldı. Bizler de buna hızlı adapte olma anlamında çalışıyoruz. Biliyorsunuz üç yıl sonra bu hayatımıza gelecek. MEB Ölçme Değerlendirme Genel Müdürlüğü ve ÖSYM işbirliğinde çalıştaylar başladı. İkincisini önümüzdeki hafta gerçekleştireceğiz ve bu çalıştaylar hızlı bir şekilde devam edecek. Aday kitlemize en uygun soruları değişen müfredat ve değişen kazanımlara uygun şekilde hazırlama çalışmamız devam edecek.” açıklamasını yaptı.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli süreçleri, 3 ayrı modülle izlenecek
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci ise Milli Eğitim Bakanlığının son dönemde ölçme, değerlendirme ve izleme araştırmalarına ilişkin bilgiler aktardı. Bu kapsamda, Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği’ni hazırladıklarını, sınavlarda açık uçlu soruların yöneltilmeye başlandığını, sınıflarda geri bildirimlerin ve analizlerin yapıldığını, 4 dil becerisinin ölçülmesine yönelik uygulamaların başlatıldığını, ilkokullarda öğrencilerin gelişiminin düzelmesi amacıyla sınavların kaldırıldığını, sürece dayalı ölçme ve gelişim dosyası düzenleme sisteminin getirildiğini, ortaokul karnelerinde sosyal ve duygusal gelişimlerine yer verildiğini dile getiren Yelkenci, ayrıca ulusal ve uluslararası düzeydeki izleme araştırmalarının takibi ve uygulamasını yaptıklarını anlattı.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli süreçlerinin 3 ayrı modülle izleneceğini bildiren Yelkenci, “Beceri örgüsü temelli bir program olarak tanımlıyoruz. Düşünme becerileri, alan becerileri, sosyal duygusal beceriler ve okuryazarlık becerilerinin aynı zamanda eğilimler ve değerlerle aralarında oluşturulan örgüyü kastediyoruz burada.” dedi. Yelkenci, ÖSYM Başkanı Ersoy’un da vurguladığı bir hususu kendi düşüncelerini de katarak sempozyum katılımcılarıyla paylaşmak istediğini belirterek, yeni müfredatın bu yıl okul öncesi, 1, 5 ve 9. sınıflarda uygulanmaya konduğunu hatırlattı. Yelkenci, şöyle konuştu:
“Bu şu demektir, bu yılla beraber bu yılı sayarsak 4 yıl sonra YKS sistemindeki sınavlara girecek olan öğrencilerimiz, artık beceri örgüsü temelli bir müfredatla ÖSYM’nin, üniversitelerin kapısına gelecekler. Dolayısıyla bu noktada ÖSYM ile her alanda olduğu gibi bu alanda da güçlü iş birliği yapıyoruz. Öğrencilerimizin yükseköğretime geçişte beceri örgüsü temelli bir müfredatı değerlendirebilecek bir sınav sistemi ortaya konması için çalışacağız. Bundan sonraki kısımları benim kendi şahsi değerlendirmelerim olarak alın. Nihayetinde, Milli Eğitim Bakanlığının politikalarını belirleyen birçok şey var fakat ileriye yönelik bir öngörü olarak bunu kabul edin. Aslında çoktandır kendisini dayatan bir husustur bu. Beceri örgüsü temelli bir müfredatın elbette ki bugünkü öğrenciyi sadece çoktan seçmeli bir sınavla seçen bir yaklaşımın kötürüm bir yaklaşım olacağı şüphesizdir. Ne demek? Gerek ortaokuldan liseye, gerek liseden yükseköğretime geçişte öğrenciyi bütün gelişim boyutlarıyla ele alacak bir sistemi geliştirmek kaçınılmazdır. Eğer bunu bugünden yapmazsak daha sonra iki ayağımızın bir pabuca gireceğini söylemek bunu tahmin etmek çok zor bir şey olmasa gerek. Kademeler arası geçişle dolaylı, mesleki ve teknik eğitimde niteliği artırmakla doğrudan ilişkili bir başka husus da 4 4 4 sisteminin son dört yılı… Bu dört yılı da yeniden ele almamız gerektiği şüphesiz aşikardır. Bu noktada çalıştaylarda ve panellerde bu konular gündeme gelirse detaylı bir şekilde tartışılırsa Milli Eğitim Bakanlığına büyük bir katkınız olacağını politika geliştirmede özellikle ifade etmek isterim.”
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kesgin de ana teması `ölçme ve değerlendirmede yenilikçi yaklaşımlar` olarak belirlenen sempozyumda, gelişen yapay zeka teknolojileri, yenilikçi ölçme ve değerlendirme yaklaşımları ve yerleştirme yöntemlerinin konunun seçiminde belirleyici olduğunu söyledi. Etkinliğe çok büyük bir başvuru yapıldığını belirten Kesgin, 247 başvurudan 125’inin kabul edildiğini, yer verilemeyen çalışmaların ise ÖSYM Akademi çatısı altında düzenlenecek başka etkinliklere katkı sunmasını ümit ettiğini söyledi. Sempozyumda 4 farklı ülkeden 12 davetli ve 2 ana konuşmacının yer aldığını aktaran Kesgin, 31 farklı ülkeden kayıt yapıldığını belirtti.