ABD Başkanı Donald Trump, göreve gelir gelmez hem iç politikada hem de dış politikada attığı adımlarla yeni krizlerin fitilini art arda ateşledi.
Bu krizlerden biri de Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından finanse edilen tüm dış yardımların durdurulması oldu.
ABD’li milyarder ve Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) yöneticisi Elon Musk’ın, bazı federal kurumlardan fon aldığını belirtilen medya kuruluşlarına tepki göstermesinin ardından tartışmalar büyüdü.
Politico, Associated Press ve New York Times hedefte
ABD Başkanı Donald Trump tarafından hükümet verimliliği konusunda görevlendirilen Musk, federal bütçe harcamalarına ilişkin X hesabından paylaşımlar yaptı.
Demokrat Joe Biden yönetiminin, bazı medya kuruluşlarına fon sağladığını iddia eden Musk, başta ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) olmak üzere bazı federal kurumlardan ödeme aldığı belirtilen medya kuruluşlarıyla ilgili yorumlar yaptı.
Politico adlı haber portalının son dönemde farklı federal kurumlardan 8,1 milyon dolar ödeme aldığını gösteren bir paylaşımı gündeme getiren Musk, benzer şekilde Associated Press (AP) haber ajansına ve New York Times (NYT) gazetesine yapıldığı belirtilen ödemelere de tepki gösterdi.
Musk, AP’ye yapılan ödeme için “vergi mükelleflerinin paralarının israfı” yorumunu yaparken, NYT’ye yapılan ödeme içinse “NYT hükümet tarafından fonlanan bir gazete” ifadesini kullandı.
Politico iddiaları yalanladı
Öte yandan “USA Spending” adlı federal bütçe harcamalarını gösteren resmi internet sitesine göre, Bloomberg gibi önde gelen başka bazı Amerikan medya kuruluşlarına da farklı federal kurumlar tarafından ödeme yapıldı.
Politico’nun Üst Yöneticisi (CEO) Goli Sheikholeslami ve Genel Yayın Yönetmeni John F. Harris imzalı açıklamada, “18 yıldır hiçbir hükümetten, yardım, hibe veya destek adı altında tek bir kuruş bile almadık.” ifadesine yer verildi.
Açıklamada, dünya çapında milyonlarca insana hizmet veren Politico’nun, maddi gelirlerini reklam ve sponsorluklardan elde ettiği belirtildi.
Haber sitesinin PoliticoPro adlı profesyonel abonelik hizmeti veren bir biriminin olduğu aktarılan açıklamada, bu hizmetin karşılığı olarak bazı şirket, kuruluş ve devlet kurumlarından ücret alındığı kaydedildi.
NYT, “2 milyon doların” abonelik ücreti kapsamında alındığını belirtiyor
İddialarda adı geçen NYT’nin Sözcüsü Charlie Stadtlander ise 2024’te hükümetten “abonelik ücreti” olarak 2 milyon doların altında para alındığını belirtiyor.
Bir düzenleme yoluyla 1 milyondan fazla ordu personeli ile ailelerine erişim sunulduğunu kaydeden Stadtlander, “Bu yetkililer ve diğer kamu görevlileri, milyonlarca diğer Amerikalı gibi, bağımsız gazeteciliğimiz aracılığıyla dünyayı daha iyi anlamaya çalışıyorlar.” ifadesini kullandı.
Öte yandan fonlama iddiaları, dikkatleri USAID’in geçmişindeki pek çok muhalif girişime yöneltti.
Trump’ın önceki başkanlığı döneminde neler olmuştu?
ABD Başkanı Donald Trump, 2017 yılında CNN ve New York Times’ın da bulunduğu, ülkenin önde gelen pek çok basın kuruluşuna karşı savaş ilan etmişti.
Yalan haber yapmakla suçladığı basın kuruluşlarını, “halkın gerçek düşmanı” ilan eden Trump’ın savaşı öyle bir hal almıştı ki, Collins sözlüğü, 2017 yılında Fake News’i (Sahte haber) yılın sözcüğü seçmişti.
Geleneksel medyayı haberleri çarpıtmakla suçlayan Trump, kendisine sözcü olarak sosyal medyayı seçmiş, hem ulusal hem de uluslararası gündeme buradan yön vermeye başlamıştı.
New York Times’tan Trump’a “şiddete teşvik” uyarısı
ABD Başkanı, basın kuruluşlarını yalan haberlerle çok sayıda kişinin hayatını tehlikeye atmakla suçlamıştı:
“Trump sendromu hastalığına yakalanmış medya hükümetimizin gizli yazışmalarını ifşa ettiğinde sadece gazetecilerin değil çok sayıda kişinin hayatını tehlikeye atıyor. Hiç vatanseverce değil! Basın özgürlüğü ve haberleri iletme sorumluluğu birlikte yürür.”
New York Times gazetesinin yayıncısı Arthur Gregg Sulzberger ise, Trump’ın açıklamalarının medyaya karşı şiddet oluşturabileceğini söylemişti.
Sulzberger açıklamasında, “Başkan’ı pek çok hayatı riske attığı konusunda ve ülkemizin demokratik değerlerinin zarar gördüğü konusunda uyardım. Söylemleri yüzünden çok sayıda tehdit aldığımızı, silahlı koruma tutmak zorunda kaldığımızı söyledim. O da bugüne kadar neden silahlı korumamız olmadığına şaşırdığını söyledi” ifadelerine yer verdi.
ABD medyası Trump’a kazan kaldırmıştı
Trump’ın geleneksel basını hedef alan açıklamaları sonrası gazeteciler adeta Beyaz Saray’a kazan kaldırmıştı.
ABD merkezli Boston Globe gazetesinin çağrısıyla, ülke çapında yaklaşık 350 haber kuruluşu özgür basın kampanyası başlatmıştı.
Kampanya, Boston Globe gazetesinin “Gazeteciler düşman değil” diyerek yaptığı çağrısıyla gündeme geldi. Yüzlerce haber kuruluşu kampanyaya yazılarıyla destek verdi.
Post-Dispatch gazetesi, gazetecileri “vatanseverlerin en doğruları” olarak tanımladı.
“Amerikalılar Trump’ın saçmaladığının farkında”
Chicago Sun Times birçok Amerikalının Trump’ın saçmaladığının farkında olduğu görüşünü paylaşmıştı.
The New York Times da Trump’ın saldırılarını “demokrasinin can damarı için tehlike” diye tanımlamıştı.
İngiltere medyasından destek gelmişti
Birçok ulusal ve yerel gazeteyle birlikte İngiliz Guardian gazetesi de çağrıya yanıt vermişti.
Guardian’ın başyazısında Trump’ın “basının yaptığı işi gayrimeşru kılma” yönünde bir politika izlediği belirtilmişti.. “Bunu yapan ilk Başkan” denilmişti.