4 ırkçı saldırganın kundakladığı evden kurtulmayı başaran ancak çıkan yangında iki kızını, iki kız kardeşini ve yeğenini kaybeden 61 yaşındaki Kamil Genç, yanan evin önünde yaptığı açıklamada, acılarının hala ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi.
O dönem taksi şoförü olarak çalışan Genç, “O günler bizim için çok acıydı, o acıyı hala yaşıyoruz. O günler gözümün önüne geliyor. İçimizde bir burukluk var, yeri geldiği zaman ağlıyoruz. Allah kimseye böyle bir acı vermesin.” diye konuştu.
Kundaklanan evlerini yıktırdıklarından dolayı pişman olduklarını ve onun yerine bir müze yapılmasını istediklerini dile getiren Genç, 30 Ekim 2022’de vefat eden annesi Mevlüde Genç’in vasiyeti üzerine yeni bir dernek kurduklarını ve bu yılki anma törenini dernek olarak kendilerinin üstlendiğini belirtti.
Özellikle son yıllarda anma törenlerine katılımın azaldığına dikkat çekerek herkesi 29 Mayıs’taki anma törenine davet eden Genç, “Anma törenine yüksek katılım olursa Almanlar halen bizim bir birlik olduğumuzu anlarlar. Tabii ki bakanlardan, elçilerden, konsolosluklardan gelecekler. Ondan sonra en sonunda da burada küçük bir ikramımız olacak.” ifadelerini kullandı.
Mevlüde Genç bir barış elçisiydi
Kundaklama sonucu çıkan yangında babası yanarak ağır yaralanan 21 yaşındaki Can Genç ise bu faciadan 11 yıl sonra doğmasına rağmen büyüklerinin yaşadığı ve anlattığı acılar içinde büyüdüğünü söyledi.
Genç, bu felaketin sembol isimlerinden olan ve yaklaşık 2,5 yıl önce kaybettikleri babaannesi Mevlüde Genç’in 30 yıl boyunca örnek bir barış elçisi olduğunu belirterek, “Acısına rağmen kin ve nefret yerine barış ve hoşgörüyü seçti. Bize hep, ‘ben çocuklarımı kaybettim ama başka anneler acı çekmesin’ derdi. Hep bizi de böyle büyüttü. ‘Hep beraber yaşayalım, birlik beraber yaşayalım, hiç nefret göstermeyelim.’ derdi. Arkadaşlarımıza kin gütmememizi söylerdi ve hep birlik olmamızı isterdi.” dedi.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük ırkçı saldırı
Solingen doğumlu olan Frankfurt Barosu avukatlarından Fatih Zingal ise 29 Mayıs 1993’te Solingen’de yapılan ırkçı kundaklama saldırısının İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en feci ırkçı saldırı olduğunu kaydetti.
Avukat Zingal, bu saldırıdan sonra Almanya’da yaşayan Türklerin Almanya’ya ait olup olmadıklarını sorguladığını ve ana vatana dönüp dönmeme arasında kararsız kaldıklarını ifade etti.
Zingal, “Bu saldırı büyük tepkilere sebep oldu. Ama bu tepkileri körükleyen mesele de şu oldu. Zamanın şansölyesi Helmut Kohl ‘ben Solingen’e gelmeyeceğim çünkü ben başsağlığı turizmine karşıyım’ demişti. Bu tabii ki büyük tepkilere sebep oldu. Örneğin okullarda, siyasette, medyada ve sorunu taşıyan herkesin bu kundaklama saldırısını anması gerekiyor. Çünkü 32 sene sonra hangi noktadayız? 32 sene sonra hala aynı noktadayız.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya’da hala ırkçılık içeren saldırıların yaşandığına dikkati çeken Zingal, Solingen’deki ırkçı saldırı konusunda geniş kapsamlı çalışmaların yapılmadığını vurguladı.
Zingal, “Çağrımız şu doğrultuda. Siyasetçiler, sorumluluk taşıyanlar, medya uzmanları, kim olursa olsun Solingen’i unutmamaları gerekiyor. Solingen önemli bir hadise ve o saldırının gerçekleştiği, Genç ailesinin yaşadığı caddede bu olayın unutulmaması için bir anıt evi olması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Solingen faciası
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’te Genç ailesinin Untere Werner Caddesi’ndeki evleri kundaklanmış, saldırıda Gürsün İnce, Gülüstan Öztürk, Hatice, Hülya ve Saime Genç hayatını kaybetmişti.
Yakalanan failler Markus Gartmann, Felix Köhnen, Christian Reher ve Christian Buchholz, mahkemece verilen hapis cezalarını çekmelerinin ardından tahliye edilmişti. Kimlikleri değiştirilerek gizli tutulan saldırganlar, yaşamlarını Almanya’da sürdürüyor.