Berkeley Kaliforniya Üniversitesi’nde geliştirilen bu yöntem, “Oz Görme Sistemi” olarak adlandırılıyor.
İsim, Oz Büyücüsü hikâyesindeki Zümrüt Şehri’nde herkesin taktığı yeşil gözlüklere bir gönderme niteliği taşıyor.
Çalışmanın sonuçları Science Advances dergisinde yayımlandı.
Doğal görme sınırlarının ötesine geçiliyor
Araştırmada, ‘olo’ renginin mavi-yeşil tonlarında, aşırı derecede doygun bir ton olduğu belirtiliyor. Bu renk çıplak gözle algılanamıyor; yalnızca lazerle uyarılan özel bir görsel deneyim sayesinde fark edilebiliyor.
Katılımcıların gözünde yalnızca M konileri (orta dalga boyuna duyarlı fotoreseptörler) uyarıldığında, normal görme aralığında karşılığı olmayan sinyaller beyne iletiliyor.
Profesör Ren Ng, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Beklediğimiz gibi, bu tamamen eşi benzeri olmayan bir renk sinyaliydi. Beynin bu duruma nasıl tepki vereceğini bilmiyorduk. Görünce adeta çarpıldık. Aşırı derecede doygundu” dedi.
Ng, ‘olo’ rengini şöyle örneklendirdi: “Hayatınız boyunca sadece açık pembe tonlarını görüyorsunuz. Bir gün biri karşınıza geçiyor ve öyle yoğun bir pembe gömlek giyiyor ki, size ‘Buna artık kırmızı diyoruz’ diyor.”
‘Olo’ ismi ne anlama geliyor?
Yeni renge ‘olo’ isminin verilmesinin bilimsel bir gerekçesi bulunuyor. L, M ve S konilerinden yalnızca M konisinin aktif olduğunu belirten ikili kod “010”dan yola çıkılarak bu ad konuldu.
Katılımcılar, gördükleri rengi doğrulamak için bir renk kadranıyla oynayarak ‘olo’ya en yakın tonu belirlemeye çalıştı. Elde edilen verilere göre, bu renk, doğal spektrumda bulunmayan bir yoğunlukta mavi-yeşil olarak tanımlandı.
Makalenin yazarları, “Katılımcılar, ‘olo’ rengini tek başına eşleştiremiyor; bu rengi tanımlayabilmek için mutlaka beyaz ışık eklemeleri gerekiyor. Bu da ‘olo’nun görünür renk yelpazesinin (gamut) dışında olduğunun açık bir kanıtıdır” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar arasında görüş ayrılığı
Ancak bu keşif bazı bilim insanları tarafından tartışmalı bulundu. Londra’daki St. George’s Üniversitesi’nden görme bilimcisi Prof. John Barbur, “Bu yeni bir renk değil. Sadece daha yoğun bir yeşil tonu. Sadece M konileri uyarıldığında ortaya çıkan bir durum,” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni renk teknolojileri mümkün mü?
Araştırmacılar, ‘Oz’ tekniğinin gelecekte renk körleri için simülasyon teknolojilerine, tıbbi görüntülemede daha doğru modellemelere ve hatta günlük ekran teknolojilerine entegre edilebileceğini belirtiyor.
Ancak çalışmanın eş-yazarı James Fong, mevcut sistemin yüksek hassasiyetli lazer ve optik ekipmanlar gerektirdiğini vurgulayarak, “Bu yöntem yakın zamanda cep telefonlarına ya da televizyonlara entegre edilemez,” dedi.
Şimdilik sadece birkaç kişi bu sıra dışı rengi görme ayrıcalığına sahip.