Cezayir Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “Cezayir hükümetinin, Fransız yargısının, Cezayir mahkemeleri tarafından yolsuzluk, zimmete para geçirme ve nüfuzu kötüye kullanma suçlarından mahkum edilen Abdusselam Buşevarib’in iade edilmesi talebini reddetme kararını not ederek dikkate aldığı” belirtildi.
Bakanlığın açıklamasında, söz konusu suçların Cezayir kamu hazinesine büyük zararlar verdiği vurgulandı.
Fransa’nın Cezayir tarafıyla adli yardımlaşma konusunda tamamen işbirliği yapmadığı belirtilen açıklamada, Cezayir’in Fransız tarafının gecikme ve oyalamaları ile karşı karşıya kaldığı ifade edilirken bu durumun, Cezayir’in sunduğu 25 adli yardım talebine Fransa’nın yanıt vermemesiyle açıkça görüldüğü kaydedildi.
Açıklamada, diğer Avrupa ülkelerinin Cezayir ile adli işbirliği içinde olduğuna işaret edilirken, Fransa’nın diğer Avrupa ülkelerinden farklı bir tutum içinde olduğu vurgulandı.
Fransa’nın Provence Temyiz Mahkemesi 19 Mart Çarşamba günü, 73 yaşındaki Buşevarib’in Cezayir’e iade edilmesi talebini reddetmişti. Mahkeme, bu kararın “olağanüstü derecede ciddi sonuçları” olabileceğini belirtmişti.
Cezayir yargısı Haziran 2020’de Abdessalem Buşevarib’i 20 yıl hapis ve 2 milyon dinar (16 bin dolardan fazla) para cezasına çarptırarak tüm mal varlığı ve banka hesaplarına el koymuş ve hakkında uluslararası yakalama emri çıkarmıştı.
Buşevarib, otomobil montaj fabrikalarıyla ilgili yolsuzluk suçlamaları nedeniyle 2020’de mahkum edilmiş olup, o tarihten beri ülke dışında bulunuyor.
Fransa ile Cezayir arasındaki ilişkiler son yıllarda gergin seyrediyor
Fransa’nın egemenlik tartışmalarının olduğu Fas’ın Batı Sahra bölgesinin Fas lehine özerklik planına destek verdiğini duyurması, bölgede bağımsızlık yanlılarını destekleyen Cezayir ile ilişkileri germişti. Cezayir, Temmuz 2024’te Fransa’nın Batı Sahra adımına tepki olarak Paris’teki büyükelçisini geri çekmişti.
İki ülke arasında Batı Sahra dışında çözüm bekleyen tarihi sorunlar da bulunuyor.
Bu sorunlar arasında, Fransız yetkililerin yıllardır iade etmeyi reddettiği Cezayir arşivi ve Paris’teki İnsan Müzesi’nde bulunan halk devrimi liderlerinin kafatasları, Fransa’nın 1960-1966 yılları arasında Cezayir Çölü’nde gerçekleştirdiği nükleer denemelerin kurbanları için tazminat ödenmesi ve Bağımsızlık Savaşı (1954-1962) sırasında kaybolan 2 bin 200 kişinin akıbetinin açıklığa kavuşturulması yer alıyor.