Gazze saldırılarının birinci yıl dönümünde dünyanın dört bir yanında İsrail karşıtı protestolar sürüyor.
İngiltere’de yüz binlerce kişi İsrail’in Gazze saldırılarının birinci yılında Gazze’de ve Lübnan’da acil ateşkes ile İngiltere’nin İsrail’e silah satışını durdurma çağrısıyla yürüdü.
Başkent Londra’daki Russell Meydanı’nda toplanan eylemciler, yaklaşık 3 kilometrelik güzergahı takip ederek Başbakanlık Ofisi 10 Numara’nın bulunduğu Downing Sokağı girişinde toplandı.
İsrail’in Gazze saldırılarının başlangıcından bu yana bir grup Filistin destekçisi ve barış yanlısı sivil toplum örgütünün çağrısıyla gerçekleştirilen 20’inci ulusal eyleme eski İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf da katıldı.
“Elini Gazze’den çek, elini Lübnan’dan çek”
Eylemciler İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırılarına tepki göstererek, “Nehirden denize Filistin özgür olacak”, “Elini Gazze’den çek, elini Lübnan’dan çek” ve “Hemen ateşkes” sloganları attı.
Yürüyüş güzergahında toplanan bir grup İsrail destekçisi de karşı eylem düzenlerken polisin ve yürüyüş organizatörlerinin aldığı önlemler sayesinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.
Filistin destekçisi göstericilerin arasına karışan bazı İsrail destekçilerinin pankartlar açarak yaptığı eylemler ise polisinin aldığı hızlı önlemler sonucu herhangi bir gerginlik yaşanmadan sona erdi.
Yürüyüşün sona erdiği Downin Sokağı girişinde kurulan platformdan göstericilere seslenen Filistin’in İngiltere’deki Misyonunun Başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot, son bir yıldır geçen her an İsrail’in bir savaş suçu işlendiğini kaydetti.
Zomlot, Filistin’de 76 yıldır bir etnik temizlik, soykırım ve katliam gerçekleştiğini belirterek, “76 yıldır en temel hakkımız olan özgürlük, kendi kaderimizi tayin etme ve ana yurdumuza dönme haklarımız görmezden gelindi.” diye konuştu.
Filistin halkının 3’te 2’sinin yerinden edildiğini kaydeden Zomlot, “İsrail’e bir mesajım var. İşgal ettiğiniz her ülkede kaybedeceksiniz, bombaladığınız her şehirde kaybedeceksiniz, attığınız her bombada kaybedeceksiniz, aldığınız her canda kaybedeceksiniz. Tek bir stratejiniz var o da toplu şiddet. İsrail’in sonsuz işgalden başka bir gelecek vizyonu yok.” dedi.
Eski İskoçya Bölgesel Başbakanı Yusuf da konuşmasında önceki hükümette yer alan Muhafazakar Partili siyasetçilere seslenerek, “Bu yürüyüşleri nasıl nefret yürüyüşü olarak tanımlarsınız? Bu insanlar milletimizin vicdanını temsil etmek için toplandı.” ifadelerini kullandı.
Yusuf, her din, ırk ve görüşten insanın Gazze ve Lübnan halkına destek vermek için yürüdüğünü belirterek, “Bugün ve gelecekte sizinle olmaya devam edeceğiz.” dedi.
İşçi Partisi Milletvekili Apsana Begum, konuşmasında bazı ülkelerin insan haklarına saygı göstermemekle eleştirilirken bazı ülkelere destek verildiğini belirtti.
Begum, “Kendi kaderini tayin etme hakkı bazıları için konuşuluyor, herkes için değil. Küresel insanlığın en kötü yılını geride bıraktık.” değerlendirmesini yaptı.
Yürüyüşün organizatörlerinden Filistin Dayanışma Kampanyası, İsrail’in Gazze saldırılarının 1. yılında yapılan eyleme 300 bin kişiden fazla göstericinin katıldığını açıkladı.
Gazze’de 1 yıldır süren soykırım Hollanda’da protesto edildi
Hollanda’da her hafta farklı bir kentte Filistin’e destek amacıyla yapılan protestolarda bugün binlerce kişi, Dam Meydanı’nda buluştu.
Eylemcilere hitap eden konuşmacılar, Gazze’ye yönelik saldırılara rağmen Hollanda, ABD, İngiltere ve Almanya başta olmak üzere Batılı hükümetlerin İsrail’e destek vermesini eleştirdi ve Lübnan’a da sıçrayan savaşın sonlandırılması için uluslararası kurumların ve mahkemelerin harekete geçmesini beklediklerini dile getirdi.
Göstericilere hitap eden Denk Partisi Meclis Grup Başkanı ve Milletvekili Stephan van Baarle, Hollanda’nın da aralarında bulunduğu pek çok Batılı hükümetin, Filistin’de yaşanan soykırımın suç ortağı olduğunu belirtti.
Göstericiler, konuşmaların ardından çok sayıda turistik mekanın bulunduğu caddelerden geçerek Müzeler Meydanı’na yürüdü.
“Nehirden denize kadar Filistin özgür olacak” pankartı taşıyan göstericiler, “Ateşkes, şimdi”, “Soykırımı durdur” ve “Filistin’de soykırım yaşanıyor” yazılı dövizler taşıdı.
Filistin bayraklarının taşındığı gösteride, “Özgür Filistin”, “Özgür Lübnan”, “Yazıklar olsun Hollanda, Yazıklar olsun Wilders, elleriniz kanlı” ve “İsrail bombalıyor, Hollanda ödüyor” sloganları atıldı.
Yürüyüş güzergahındaki işletmelerde bulunanlar, slogan ve alkışlarla gruba destek verdi.
Yaklaşık 3 saat süren eylem, Müzeler Meydanı’ndaki konuşmalarla sona erdi.
Malezya’da destek yürüyüşü
Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da Filistin ve Lübnan’a destek gösterisi düzenlendi.
“Jalan-jalan Filistin” göstericileri Filistin’e ve Lübnan’a desteklerini göstermek ve İsrail’in bölgedeki saldırılarını protesto etmek için Bukit Bintang bölgesinde bir araya geldi.
`BDS Malezya` öncülüğünde bir STK koalisyonu tarafından her cumartesi düzenlenen haftalık etkinlik, önemli sayıda katılımcıyı çekmeye devam ediyor.
İspanyollar, sokaklara döküldü
Filistin ile Devlet Dayanışma Ağı (RESCOP) adlı STK’nın öncülük ettiği gösterilerin, 5-7 Eylül tarihleri arasında Madrid, Barselona, Bilbao, Zaragoza, Valensiya, Granada, Malaga, Cadiz, Sevilya, Santander, Salamanca ve Büyük Kanarya gibi 50’den fazla şehirde yapılacağı duyuruldu.
Başkent Madrid’de kent merkezinde yapılan ve Filistin bayraklarının taşındığı yürüyüşe, aralarında bazı sanatçılar ve siyasetçilerin de olduğu binlerce kişi katıldı.
“Bu bir savaş değil soykırım”, “Sessiz kalma soykırıma ortak olma”, “Nehirden denize Filistin kazanacak”, “Katil Netanyahu”, “İsrail’in suç ortakları ABD ve AB” sloganları ve dövizleri gösteride öne çıktı.
İspanyol STK’lar yayımladıkları manifestoda, İspanya hükümetine ve diğer Avrupa Birliği ülkelerine İsrail ile diplomatik, askeri, ekonomik, siyasi, kültürel tüm ilişkileri kesme çağrısında bulunarak, “Soykırımı durdurmak için etkili önlemlere ihtiyacımız var. Uluslararası toplumun eylemsizliği İsrail’in cezasız kalmasına neden oluyor. Sessizlik, İsrail’in sahip olduğu cezasızlık rejimini körüklüyor. Bu sadece Filistin için değil, uluslararası düzen için de çok tehlikeli bir emsal teşkil ediyor.” açıklamasında bulundu.
İsrail ordusunun saldırılarının başladığı 7 Eylül 2023’den bu yana Gazze’de her 3 binadan 2’sinin yıkıldığı, 42 binden fazla insanın öldürüldüğü, milyonlarca insanın yerlerinden edildiği vurgulanan manifestoda, “acil ve kalıcı ateşkes ilan edilmesi, İsrail’in 76 yıldır devam eden Filistin’deki işgalinin ve sömürgeciliğinin sona ermesi” çağrısı yapıldı.
Ayrıca, “özellikle Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail’in yargılanmasında Güney Afrika’nın yanında durulması ve siyonist devletin hesap vermesinde daha aktif bir rol oynanması” talep edildi.
Gösteriler, 6 ve 7 Eylül tarihlerinde de devam edecek.
Paris’te binlerce gösterici Filistin ve Lübnan için yürüdü
Filistin ve Lübnan destekçileri, Paris’teki ünlü Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi.
İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki saldırılarına tepki gösteren binlerce gösterici, Clichy Meydanı’na kadar yürüdü.
Ellerinde Filistin ve Lübnan bayrakları ile “İsrail’i silahlandırmaya son verin” ve “Emperyalizme karşı direniş” yazılı afişler taşıyan göstericiler, “Yaşasın Filistin” ve “Hepimiz Beyrut’un evlatlarıyız” sloganları attı.
Omuzlarında siyah ve kırmızı renklerde kefiye takan göstericiler, İsrail’e silah sevkiyatının durdurulmasını talep etti.
Bir kişi, gösteriye elinde Kubbetu’s Sahra Camisi’nin maketiyle katılırken bir diğer gösterici eylem boyunca Filistin’i temsilen karpuz maketi taşıdı.
Bazı eylemciler, bir McDonald’s şubesinin vitrinine “Filistin yaşayacak” ve “Gazze’deki katliamı durdurun” yazılı çıkartmalar yapıştırarak bu markayı boykot etme çağrısında bulundu.
Gösterici Lina Bertin, yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının 1 yıldır devam etmesini “utanç verici” bulduğunu belirtti.
Bertin, İsrail’i destekleyen markaları boykot etmekten başka elinden gelen bir şey olmadığını belirterek, “Daha fazla ne yapabilirim bilmiyorum. 1 yıl oldu, çok uzun bir süre. Sesimiz duyulmuyor.” dedi.
Lina Bertin, Avrupa ülkelerinin İsrail’i finanse etmeyi durdurması ve Tel Aviv hükümeti ile olan bağlarını kesmesi gerektiğini vurguladı.
Soyadını vermeyen Myriam isimli öğrenci ise zaman geçtikçe tarihteki aynı hataların tekrarlandığını düşündüğünü belirtti.
Myriam, “İsrail’in yayılmacı ve emperyalist bir politika güttüğünü düşünüyorum. Batılılar buna izin veriyor çünkü bundan çıkar sağlıyorlar; para kazanabildikleri sürece insanlık ve bombaların altında ölenler umurlarında değil.” değerlendirmesinde bulundu.