Sabih Duralı ile Almanya’da tanışarak evlendiği Hilda Kohlschmidt’in ikinci oğlu Teoman Duralı, 7 Şubat 1947’de Zonguldak’ın Kozluk ilçesinde dünyaya geldi.
Babasının madenlere elektrik sağlayan santralde müdür olması nedeniyle Duralı’nın çocukluğu Zonguldak’ta geçti.
Köy okulunda başlayan eğitim hayatı, pek de iyi ilerlemedi. “Çok kötü bir öğrenciydim. Zaten ilkokul birinci sınıfın üçüncü gününde okuldan kaçtım” diyen Duralı, sıradışı ve özgür bir ruha sahipti.
Haritalara ve dile merak saldı
Babası Sabih Duralı’nın 1954 yılında Demokrat Parti’den milletvekili seçilmesiyle orta öğrenime Ankara’da devam etti. Duralı 12-13 yaşlarındayken Almanya’dan gelen atlas ile yeni bir merak kazandı. Bu atlasla birlikte haritalara olan merakı artan Duralı’nın, coğrafyaya olan sevgisi bu şekilde temellendi.
Yeşil ve deniz sevgisi nedeniyle “Neyi sevmişsem o yok” diyerek anlattığı Ankara’da kitaplara yöneldi. Kitaplara olan ilgisi, dile olan merakıyla devam etti. Annesi sayesinde öğrendiği Almancanın yanında kendi çabalarıyla Latince de dahil olmak üzere birçok dil öğrendi.
Kaptanlık hayali kurdu
Orta öğrenimini ve liseyi Ankara TED Koleji’nde tamamlayan Duralı, hayali olan gemi kaptanlığını yapmak için bir gemide iş bulup 1967 yılında Norveç’e gitti. Burada kaptanlık okuluna yazılmak istese de bu fikrinden vazgeçerek İstanbul’a geri döndü.
Lisede okuldan atılmasını engelleyen coğrafya öğretmeninin tavsiyesine uyarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi. 1973’te okulunu başarıyla bitiren Duralı, Fransa’da tanıştığı Piyeret Hanım ile evlendi.
Babasının tavsiyesine uydu, ülkesine hizmet etti
1975’te mezun olduğu bölümde asistan olarak göreve başladı. Felsefe, antropoloji ve biyoloji alanlarında yüksek öğrenimine devam eden Duralı, “Çağdaş Düşüncede Canlı Sorunu” başlıklı çalışmasıyla 1977’de doktor oldu. Yurt dışından aldığı daveti, babasının “Sen buranın ekmeğini yedin oğlum. Burası seni yetiştirdi, okuttu.” sözleri üzerine geri çevirdi ve Türkiye’de kaldı.
Biyoloji felsefesi üzerine yazdığı çeşitli tezlerle 1988’de profesör olan Duralı, Türkiye’de 16 farklı üniversitede felsefe dersleri verdi. Elazığ, Diyarbakır, Malatya, Adana, Erzurum, Sivas gibi birçok farklı şehirde bulundu.
Birçok ülkede eğitim verdi
1992 yılından itibaren Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde, 1994 yılından 2003 yılına dek Viyana Üniversitesi’nde, 1995- 99 yılları arasında yine Malezya’da, Kuala Lumpur’da misafir öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2000 yılında Çağdaş Küresel Medeniyet adlı çalışmasıyla Türkiye Yazarlar Birliği İnceleme Ödülüne layık görüldü.
1992 yılından itibaren Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde, 1994 yılından 2003 yılına dek Viyana Üniversitesi’nde, 1995- 99 yılları arasında yine Malezya’da, Kuala Lumpur’da misafir öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2000 yılında Çağdaş Küresel Medeniyet adlı çalışmasıyla Türkiye Yazarlar Birliği İnceleme Ödülü’ne layık görüldü. 2017’de ise “Necip Fazıl Saygı Ödülü”ne layık görüldü.
TRT ekranlarından seyirciyle buluştu
Teoman Duralı, 2009-2015 arasında Felsefe bölümünü kurduğu Kırklareli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde dekanlık yaptı. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde 38 yıl görev yapan, aynı zamanda biyolog olan Prof. Dr. Duralı bilim felsefesi, felsefe tarihi ve biyoloji felsefesi alanlarındaki çalışmalarıyla da iz bıraktı.
Bir süre Kutadgu Bilig dergisinin genel yönetmenliğini de üstlenen usta felsefeci, son olarak TRT 2 ekranlarında seyirciyle buluşan “Felsefe Söyleşileri” programında insan hikayesini, kültür ve dil meseleleri üzerinden irdeledi. Duralı, programın ilk bölümünde Batı ve Doğu düşünce dünyalarının geçtiği merhaleleri ve bugüne nasıl geldiğini açık bir dille aktardı.
Duralı, yaptığı programlarda, insanın yaşamak için ortaya koyduğu eserlerin tamamının kültür olduğuna, kültürün 3 ana dayanağının ise dil, din ve zanaat olduğuna vurgu yapmıştı. 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne layık görüldü.
Kanser tedavisi nedeniyle 2 kez ameliyat olan Duralı, 6 Aralık 2021’de İstanbul’daki evinde vefat etti. Prof. Dr. Teoman Duralı’nın naaşı Aşiyan Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedildi.