McCann’in çıkışı, yapay zekâ ile oluşturduğu bir parçanın Spotify’da 3 milyondan fazla dinlenmeye ulaşmasıyla oldu.
Bu başarı, müzik endüstrisindeki yapımcıların ilgisini çekti ve anlaşmaya giden yolu açtı. McCann, Udio ve Suno gibi popüler yapay zekâ müzik araçlarını kullanarak melodileri oluşturuyor, üzerine kendi yazdığı sözleri ekliyor.
“Hiç müzik yeteneğim yok”
McCann, kendisiyle ilgili en dikkat çekici detayı açıkça dile getiriyor:
“Hiçbir müzik yeteneğim yok. Şarkı söyleyemem, enstrüman çalamam, müzik geçmişim de yok.”
Bu sözler, yıllarını müzik eğitimi ve pratiğine vermiş sanatçılar arasında tepkiyle karşılandı. Pek çok müzisyen, emeklerinin yok sayıldığını ve yapay zekâ destekli isimlerin kısa yoldan şöhret bulduğunu düşünüyor.
Telif ve özgünlük tartışması
Tartışma sadece yetenek meselesiyle sınırlı değil. Udio ve Suno gibi platformlar, gerçek sanatçıların eserleriyle eğitilmiş modeller kullanıyor. Bu durum, telif hakkı, adil kullanım ve sanatçılara ödeme yapılması konularında ciddi soruları gündeme getiriyor. Müzik şirketleriyle yapay zekâ firmaları arasında hâlen lisans ve gelir paylaşımı görüşmeleri sürüyor.
Yeni bir dönemin başlangıcı
Dijital müzik platformlarında yapay zekâ üretimi içeriklerin hızla arttığına dikkat çekiliyor. Bu anlaşma, gelecekte daha fazla plak şirketinin benzer adımlar atacağının işareti. Dinleyicilerin önünde ise iki seçenek var: “Yapay zekâ destekli müziği yeni bir tür olarak kabul etmek ya da insan yaratıcılığı adına reddetmek.”
Geçtiğimiz yıl Katy Perry ve birçok sanatçı, yapay zekâ geliştiricilerine sanatçıların haklarını koruma çağrısı yapmıştı. Bu yıl ise “The Velvet Sundown” adlı yapay zekâ ile kurulan indie rock grubunun Spotify’da yüz binlerce dinlenmeye ulaşması, trendin giderek büyüdüğünü gösteriyor.