İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, geçtiğimiz günlerde diplomatlara, şuana kadar İsrail tarafından boykot edilen Fransa, İspanya ve İsveç’teki aşırı sağcı partilerle görüşmelere başlamalarını söyledi.
Esasen bu açıklama, yıllardır kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen diplomasinin yetkili bir isim tarafından kabul edilmesinden başka bir şey değil. Özellikle katil l Netanyahu liderliğindeki İsrail, son yıllarda büyük bir ivme yakalayan Avrupa sağı ile ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor.
Peki, İsrail tarihsel olarak antisemitik olarak tanımlanan bu aşırı sağcı yapılarla neden ilişki kuruyor? Bunun altında yatan birkaç neden var.
Birleşme noktası: İslam karşıtlığı
Gazze’de binlerce masum sivili katleden ve büyük bir soykırıma imza atan İsrail, dünyada kendisine yönelik artan tepkinin farkında. Özellikle ABD’de Yahudi lobi kuruluşlarıyla tepkiler sindirilmeye, sesler kısılmaya çalışılıyor. Avrupa’da ise sol ve liberal kesimin İsrail’e ve yaptıklarına dair eleştirileri susturulamıyor.
İşte tam da bu nedenle, aşırı sağcılar İsrail için yeni bir müttefik olarak öne çıkıyor.
İsrail, Avrupa’daki aşırı sağcılarla ittifak kurarak, özellikle İslam karşıtlığı çerçevesinde ortak bir zemin oluşturmayı amaçlıyor. Avrupa’daki bazı aşırı sağcı partiler, göçmen karşıtlığı ve özellikle Müslüman nüfusa karşı olumsuz bir tutum sergileyen politikalar izliyor.
İsrail tarafı, yıllardır işgale direnen güçleri terörizm yaftasıyla karalayarak politikalarına sürekli olarak gerekçe buldu. Ancak son yıllarda dünyanın gözü önünde gerçekleşen katliamlar özellikle Avrupa’da Filistin’e desteği artırdı. Ancak hala bu hikayeyi satın almak isteyenler var. Avrupa aşırı sağı, neredeyse İsrail’in tüm politikalarını şartsız olarak destekliyor.
İsrail de Avrupa’daki aşırı sağcı partilerle yakın ilişki kurarak, kendi güvenlik politikalarını destekleyen bir kamuoyu oluşturmak istiyor. Bu tür bir ittifak, İsrail’in Avrupa’da daha güçlü bir müttefik tabanı oluşturmasına yardımcı olabilir.
Siyasi nüfuz: İsrail’e şartsız destek
Son yıllarda Avrupa’da aşırı sağcı hareketlerin yükselişi, Avrupa’nın siyasi haritasını oldukça dinamik bir hale getirdi. Bu hareketler, göçmen ve İslam karşıtlığı, ulusal egemenlik ve Avrupa Birliği’nin politikalarına karşı çıkan söylemleriyle dikkat çekiyor.
Bu nedenle İsrail’in aşırı sağcılarla kurduğu ilişkiler yalnızca güvenlikle ilgili değil, siyasi hedefleri de barındırıyor.
Filistin’deki işgali güvenlik gerekçelerine bağlayıp, uluslararası topluma sunmak bugüne kadar yaptığı en iyi işti İsrail’in. Avrupa’daki aşırı sağcı partilerle kurulan yeni ilişkiler, yelpazenin biraz daha genişlemesine imkan tanıyabilir.
Örneğin aşırı sağcı partilerin mülteci karşıtlığı, Avrupa Birliği’ni (AB) orta ve uzun vadede yeni politikalar üretmeye zorlayabilir. Muhtemeldir ki aşırı sağın baskısının hissedileceği bu politikalar Tel Aviv’in üzerindeki baskıyı da azaltabilir.
Zira çoğunluğu Müslüman olan mülteci ve göçmenlere yönelik sert politika, İsrail’e işgalini ve sistematik şiddetini meşrulaştıracak kapılar açabilir.
Dolayısıyla aşırı sağcıların Avrupa’da politika belirlemeleri, İsrail’in karşılaştığı bazı uluslararası eleştiriler karşısında daha fazla destek bulmasına yardımcı olabilir. İsraillilere göre bu durum, İsrail’in dış politikasına daha fazla uluslararası destek sağlamak adına bir fırsat yaratıyor.
Gazze saldırıları sırasında birkaç Avrupa ülkesinin Filistin devletini tanıması, esasında bu durumun bir göstergesiydi. İspanya, Norveç ve İrlanda tarafından alınan bu karara en büyük eleştiriler aşırı sağcı hareketler ve partilerden geldi.
Güvenilir müttefik: Avrupa aşırı sağı
İsrail için Avrupa’daki aşırı sağcılar sadece politik değil, aynı zamanda ekonomik ve askeri açıdan da güçlü müttefik adayları. Aşırı sağcı partiler, genellikle güçlü ulusal savunma politikalarını savundukları için, İsrail’in askeri ihtiyaçlarıyla örtüşen bir iş birliği fırsatı doğurabilir.
Aşırı sağcı politikaların öncülüğündeki Avrupa, hem yüksek teknoloji de hem de savunma sanayi üretiminde Tel Aviv için önemli bir partner olabilir. Muhtemeldir ki İsrail, sol ve liberal partiler ve liderlerden aldıklarından çok daha fazlasını aşırı sağcılardan almayı umuyor.

Kirlenen imajı aşırı sağla temizlemek istiyor
Hem ABD’de hem de İsrail’de yapılan araştırmalar ve anketler, 15 ay boyunca Gazze’de işlenen insanlık suçları, Tel Aviv’i dünyada hiç olmadığı kadar kötü bir konuma sürükledi. Öyle ki, Asya’dan Amerika’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar neredeyse her ülkede İsrail2in soykırımı protesto edildi.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Yahudilerin elinde bulunan soykırıma uğrayan halk imajı, Gazze’de yıkıldı.
Uzun yıllardır bu imajı inşa etmek için uğraşmış Yahudi lobi kuruluşları, artık yeni yollar arıyor. Zira, İsrail’e Avrupa ve ABD’den gelecek destek her zaman hayati önemde. İşte, Avrupa’daki aşırı sağcılarla temas kurmasının bir başka amacı da bu. Yani uluslararası alanda yıkılan imajına destekçi bulmak. Uzmanlara göre Avrupa aşırı sağı, koşulsuz desteği ile tam da İsrail’in istediği bir müttefik.
Avrupa’daki aşırı sağcı partiler, bugünlerde, İsrail’e yönelik eleştirilerin çoğaldığı bir dönemde, İsrail’in savunucusu olarak öne çıkıyor. Bu da İsrail’in uluslararası alanda imajını yönetme konusunda büyük bir destek anlamı taşıyor.