BM Güvenlik Konseyinde Pakistan temsilcisi, İsraillilerin yüzüne karşı “İsrail işgalci, terörist ve haydut bir devlettir” dedi. BM çatısı altında İsrail, ilk defa bu kadar açık bir şekilde tanımlanıyor. Kardeş Pakistan, bir kez daha tarihin doğru tarafında durmayı başarıyor.
Pakistan temsilcisinin ağzından çıkan önemli bir söz daha var. Büyükelçi Asım İftihar Ahmed, “İşgalci İsrail artık kendi dostlarını bile dinlemiyor, tabii hala herhangi bir dostu kaldıysa” diyor.
1948’den beri sözde mazlum edebiyatı ile adım adım Filistin’i işgal eden, kurduğu zulüm imparatorluğunu sonunda açık bir soykırıma kadar vardıran İsrail, gerçekten de tarihinin en yalnız dönemini yaşıyor.
Soykırımcı ordunun suçları tüm halkları saran bir nefret dalgasına dönüştü. Dünyada azgın siyonistler, kriptolar ve beyni yıkanmış Batılılar/Batıcılar dışında İsrail’e sahip çıkan kalmadı.
Tam boy İsrail’in yanında hizalanması ile bilinen Batılı devletler de halkın tepkisine daha fazla dayanamayıp bir bir fire veriyor. İsrail’i açıkça kınayanların, ambargo uygulayanların sayısı artıyor. Bazıları, Filistin devletini tanıyacaklarını açıklıyor.
En dramatik görüntü ise BM Genel Kurulunda yapılan “iki devletli çözüm önerisi” oylamasında ortaya çıktı. İsrail’e karşı sembolik bir karşı duruş anlamıma gelen tasarı 142 oy ile kabul edildi. Genel kurulda sadece 9 ülke İsrail’in yanında durdu. Biri, tahmin edeceğiniz gibi ABD. Diğerleri Arjantin, Paraguay, Macaristan ve adını anmaya değmeyecek birkaç kukla devletçik.
Peki İsrail’in diplomatik yalnızlaşması somut bazı çıktılar üretecek mi? Önümüzdeki dönemin en kritik sorularından biri bu olacak. Ve sanıyorum bu soruya olumlu bir yanıt verebilmemiz için ABD’nin de benzer şekilde yalnızlaşması gerekecek.
EUROVISION’A SİYASET Mİ KARIŞTI?
İspanya, İrlanda ve Hollanda devlet televizyonları, “şayet İsrail katılırsa Erurovision’a katılmayacaklarını” duyurdular. Belçika ve birkaç ülkeden daha benzer bir hamle bekleniyor.
Biz zaten uzun süredir katılmıyoruz. Gerekçemiz, müzik yarışmasından ziyade siyasi bir aygıta dönüşmüş olması.
İsrail üzerinden gelişen Eurovision boykotu da aynı perspektiften tartışılıyor. İngiltere’deki bir TV programında sunucu “yarışmaya siyaset karıştırmamak lazım” diyerek boykotçu ülkeleri eleştirince, konuklardan biri “ama Rusya’nın katılması engelleniyor, bu siyaset değil mi” diye soruyor.
Sunucunun cevabı gerçekten ibretlik: O konu başka!
Minnacık bir tartışmada bile Batı iki yüzlüğünün en saf hali ile görünür hale gelmesi kayda değer.
ÇAĞIMIZIN GERÇEK KAHRAMANI
BM Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail’in soykırım suçunu açıkça belgeleyip raporlama cesareti gösteren ilk BM yetkilisi.
Albanese, Almanya’ya yaptığı ziyarette Almanlar için sindirilmesi güç sözler sarf etti.
“Sizden, karanlık tarihinize rağmen hala devam eden Alman narsisizmini öğrendim. (Sizin için) mesele Filistinlilerin nasıl hissettiği değil, Almanların Filistinlilerin bu şekilde hissetmesi hakkında ne hissettiği” diyerek Almanlara vicdan muhasebesi dersi verdi.
Sözde tarafsız Alman medyası Albanese’yi itibarsızlaştırmak için elinden geleni yapsa da Albanese bir kez daha insanlığın şampiyonu oldu.
VİTRİNSİZ MERHAMET
Geçtiğimiz Cuma günü, Üsküdar Uncular Gastronomi Sokağındaki onlarca işletme, bir günlük gelirlerini Gazze halkına bağışlayacağını duyurmuştu. Akşam saatlerinde sokakta mahşeri bir kalabalık oluştu. Her sosyal kesimden insan, mazlumların çorbasına bir tutam tuz, zalimin üstüne bir küçük taş olsun diye desteğe koştu. “İnsanın güzelliği” denilen, tam da böyle bir şey olmalı.
Kendisi de tüm gün sahada çalışan Elif Şahin’in incecik sözleri ile tarif edelim: “Vitrini olmayan bir merhamet, reklamı yapılmayan bir vicdan, kimsenin çağırmadığı ama herkesin “ben de varım” dediği bir sahicilik.”
HANGİSİ DAHA AHLAKSIZ?
M.Ü. adında bir üçkağıtçı, kendine İsrail askeri süsü vermiş ve ABD oturum izni vaadi ile bazı insanları dolandırmış.
Adamın vurgun yapabilmek için kendini en aşağılık soykırımcıların kılığına sokmasına mı yanalım, bu denli aşağılık bir kimlikten medet umanların varlığına mı bilemedim.
YAŞLILAR NE İÇİN VAR?
Kanada’da bir huzurevi, ilginç bir projeye imza atmış. Genç insanların hayatta karşılaştıkları sorunlar hakkında destek almaları için bir danışma hattı kurmuş.
Danışma hattının çalışanları ise huzurevinde ikamet eden yaşlılar. Hattı arayan gençler özellikle ilişkilere dair sorular soruyormuş.
Akıllıca bir iş, çünkü yaşlıların hayattaki en önemli işlevi deneyimleri ve bilgileridir. Yaşlılarını adeta birer ıskarta gibi hayatın dışına itip huzurevlerine kapatan Batı toplumları, bir yandan da onların bilgeliklerinden istifade etmeye çalışıyor. Peki hala büyüklerimiz ile beraber yaşayacak kadar şanslı olan bizler, onlara ne kadar kulak kabartıyoruz dersiniz?
GAYRETTEPE KATLİAMI
Herkes CHP davasını konuşuyor ama, çok önemli bir dava daha yaklaşıyor. Nisan 2024’te Gayrettepe’de bir gece kulübünde çıkan yangın 29 emekçinin ölümüne yol açmıştı. İşte yarın Silivri’de bu korkunç cinayetin davası görülecek. İşçilerin aileleri adalet bekliyor. Hem adil cezaların verilmesi hem de yargılamanın alt düzey memurlar ile sınırlı kalmaması anlamında. İşletmeye ve tadilata ruhsat verenlerin, denetleme yapmayanların, şikayetlere göz yumanların da bu cinayete ortak olduğunu görmek zorundayız.
Gaffar Yakınca / Haber7