Klasik Yayınları’ndan “Arznâme”, “Bir Sadrazamdan Devlet Görevlilerine Yazılı Emirler ve Öğütler”, “Nasîhatü’l-Mülûk”, “Türkler İçin Yönetim Sanatı” ve “Ümmetin İmamına Hadislerle Siyasi Nasihat” kitapları okuyucuyla buluştu.
ARZNÂME
Celâleddin Devvânî Arznâme’de Akkoyunlu Uzun Hasan Bey’in oğlu Sultan Halil’in yönettiği Fars eyaletindeki askerî ve bürokratik personelin katıldığı bir geçit resmini anlatır. Risalede Fars eyalet ordusuna kumanda eden emirler ile idari ve mali işlerden sorumlu divan görevlileri isim isim tanıtılmakta; ordu birimleri ile saray teşkilatı içinde yer alan askeri ve sivil görevlilerin sayısal dökümü verilmektedir.
Risalenin mukaddimesinde Akkoyunlu hakimiyet ve meşruiyet söylemleri ile Hasan Bey’in şahsiyeti etrafında oluşturulan ideal hükümdar ve İslam dünyasının lideri imajına verilen referansların yer aldığı, Şehzade Sultan Halil’in Akkoyunlu tahtının varisi oluşunun vurgulandığı ve tahtın müstakbel sahibi olarak gösterilen şehzadenin halihazırda hizmetinde bulunan ve dolayısıyla gelecekteki iktidarında da görev alacak kadroların tanıtıldığı Arznâme, bu yönleriyle bir tür propaganda metni işlevine sahiptir.
Elinizdeki çalışmada Devvânî’nin hayat hikayesi ile yaşadığı devrin özgün bir anlatımı, Arznâme’nin tahlili, eleştirmeli Farsça metni ve risalenin Türkçe çevirisi yer almaktadır.
Devlet idaresindeki bozukluklara çözüm arayışı çerçevesinde XVI. yüzyıl ortalarından itibaren nasihatnâme/siyasetnâme türü eserler yazma geleneği ortaya çıkmış ve son örnekleri XVIII. yüzyılda kaleme alınmıştır.
BİR SADRAZAMDAN DEVLET GÖREVLİLERİNE YAZILI EMİRLER VE ÖĞÜTLER
Venedik Cumhuriyeti’ne karşı yaptığı başarılı savaşın yanı sıra dâhilde de devleti düzene sokmaya çalışan Damad/Şehid Ali Paşa’nın, vefatına yakın devlet görevlilerinin işlerinde nasıl hareket edeceklerine dair hazırlattığı Talimatnâme bunun güzel ve tipik bir örneğidir. Aslında yakın adamlarından Defterdar Sarı Mehmed Paşa’nın Nesâyihü’l-vüzerâ ve’l-ümerâ adlı nasihatnâmesinin devlet görevlilerine dair olan bazı kısımlarının nasihat şeklinde bir hulasası olduğu anlaşılan bu Talimatnâme, türünün çarpıcı ve nadir örneklerindedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın veziriazamı Lütfi Paşa’dan sonra bir sadrazama ait türünün ikinci ve son örneklerinden olması önemlidir. Zira XVIII. yüzyılda artık klasik siyasetname dışına çıkılarak gözler Batı’ya çevrilecektir.
NASİHATÜ’L-MÜLÛK
Nasîhatü’l-mülûk, Hz. Peygamber soyundan gelen bir Osmanlı kadısı tarafından Arapça olarak kaleme alınmış bir siyasi nasihatnamedir. Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’ya (ö. 1143/1730) ithaf edilen bu risale, siyaset, ahlak ve tarih konularını birlikte ele alır. Risalede devlet başkanlığı/imamet, vezirlik, ulemânın üstün konumu, iyiliğin emredilip kötülüğün yasaklanması, cömertlik, güvenilirlik ve ehliyet başta olmak üzere ahlaki-siyasi erdemler, adalet, zulüm ve cihad gibi konular ile yönetici sınıfın teftişi, yöneticilere itaatin sınırları vb. meseleler tarihî hadiselere nasihat nazarıyla yapılan göndermeler dâhilinde incelenir.
Nasîhatü’l-mülûk klasik İslam siyaset düşüncesi tasnif ve kavramlarının sürekliliği ve Osmanlı bağlamına yerleştirilmesi açısından ehemmiyet arz etmekte olup on sekizinci yüzyıl Osmanlı siyaset düşüncesi literatürüne önemli bir katkı sunmaktadır. Elinizdeki çalışma, eseri ve müellifi tanıtan kısa bir inceleme kısmı ile risalenin Arapça aslı ve Türkçe tercümesinden oluşmaktadır.
On dördüncü yüzyıl Şam Hanefi başkadısı Necmeddin et-Tarsûsî’nin (ö. 1357) etkili eserlerinin başında Tuhfetü’t-Türk gelmektedir. Müellif, 1352 yılında kaleme almış olduğu bu risalesinde, Memlüklerin Türk sultanlarının meşruluğu, devlet yönetiminde Hanefî mezhebinin diğer mezheplere olan üstünlüğü gibi hususları merkeze alarak siyasetle alakalı meseleleri çoğunlukla fıkhi bir perspektiften değerlendirmektedir.
TÜRKLER İÇİN YÖNETİM SANATI
Memlük entelektüel geleneğinin erken dönem Osmanlı ilmî geleneği üzerindeki etkisi malum olmakla birlikte, Osmanlı devletinin Arap topraklarının fethini takiben on altıncı yüzyılda Rum ve Arap toprakları arasındaki entelektüel alışveriş artarak devam etmiştir. Tarsûsî’nin Tuhfetü’t-Türk’ünün on altıncı yüzyılda Osmanlı Türkçesine mütercimi meçhul tercümesi de bu etkileşimi gösteren en önemli örneklerdendir. Bu tercüme yalnızca ilmî etkileşimi göstermekle kalmayıp aynı zamanda Osmanlı siyaset düşüncesinde yükselen fıkhi geleneğin kaynaklarına da işaret etmektedir.
Elinizdeki çalışmada Tarsûsî’nin metnine ve Osmanlı düşünce tarihi bağlamındaki önemine dair bir girişin ardından Osmanlı Türkçesindeki metnin çeviri yazısına yer verilmiştir.
ÜMMETİN İMAMINA HADİSLERLE SİYASİ NASİHAT
Kimliği meçhul bir mütercim-şârihin III. Murad döneminde kaleme aldığı en-Nush bi’s-sünne li-imâmi’l-ümme doğrudan muhatabı padişah olacak şekilde kaleme alınmış bir hadis derlemesi ve bu hadislerin tercümesi ile sınırlı bir şerhinden ibarettir. Toplam yetmiş hadis içeren risalenin ilk on beş hadisi adalete dairdir. Bu kavramı takip eden diğer hadisler sultanın/halifenin ehemmiyetine ve eriştiği makama Allah’ın takdiriyle/lütfuyla geldiğine, sahip olması gereken ahlaki-siyasi erdemlere, reayaya karşı vazifelerine, dikkat etmesi gereken şer‘î sınırlara ve bu sınırlara riayet etmediği durumda karşılaşacağı dünyevi ve uhrevi cezalara, sadık ve hayırlı bir vezir edinmeye ve belli belirsiz bir vurguyla da olsa, Allah yolunda cihada çıkmaya ilişkindir.
XVI. ve XVII. yüzyıl bazı ıslah risalesi yazarlarının III. Murad ve dönemiyle ilgili olumsuz yaklaşımlarının aksine kimliği meçhul mütercim-şârih, önceki dönemlerde Osmanlı düzeninde ortaya çıkan kısmi “bozulmanın” bu dönemde düzelmesine yönelik ümitvar olduğunu beyan ederek sultanı verdiği nasihatler doğrultusunda davranmaya davet eder.
Editör Hakkında
İbrahim Can, 1993’te İstanbul’da doğdu. İnternet haberciliği kariyerine 2011’de başladı. İki yıla yakın küçük ölçekli sitelerde çalıştıktan sonra, 2012’nin Ekim ayında yenisafak.com’a başladı. 6,5 yıl çalıştığı yenisafak.com’da Gündem, Eğitim, Hayat, Dünya, Spor ve Video kategorilerinde çalıştı. Bir süre akşam sorumluluğu yaptı. Son olarak Ana Sayfa Editörü oldu. 2019’un Haziran ayında Haber7’de Gündem Editörü olarak göreve başladı. Hem Haber7 hem de Yeni Şafak’ta kültür sanat, eğitim ve siyaset alanları başta olmak üzere birçok alanda özel haber, infografik ve video hazırladı. Hala Haber7’de Haber Şefi olarak çalışmalarına devam etmektedir.