TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te düzenlenen Parlamentolar Arası Birlik (PAB) 150. Genel Kurulu kapsamında, Bağlantısızlar Hareketi Parlamenter Ağı Konferansı’na katıldı.
Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen ve Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahiba Gafarova’nın başkanlığını yaptığı konferansta konuşan Kurtulmuş, Bağlantısızlar Hareketi’nin, Soğuk Savaş’ın kutuplaşmış ortamında bağımsızlık ilkesini önceleyen ülkelerin kurduğu özgün bir siyasal duruşun ürünü olduğunu ifade etti. Bandung Konferansı ile şekillenen bu iradenin; barışçıl, eşitlikçi ve egemenlik odaklı sürdürülebilir bir uluslararası sistemin imkanlarını hep savunduğuna işaret eden Kurtulmuş, aradan geçen 70 yıla rağmen kuruluş ilkelerinin halen güncelliğini koruduğunu belirtti.
Numan Kurtulmuş, bugünün yeni kurulmakta olan çok merkezli dünyasında da bu ilkelerin daha fazla anlam kazandığına inandıklarını söyleyerek, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Bu ilkeleri benimseyen bir ülke olarak, Bağlantısızlar Hareketi’nin çalışmalarını yakından izliyoruz ve 2006 yılından bu yana da düzenli olarak üst düzeyde bütün toplantılarına katılmaya gayret ediyoruz. Uluslararası sistemde adalet ve reform yönetimi yönündeki çağrılarımız, Hareket’in temel prensipleriyle de örtüşmektedir. Türkiye olarak Bağlantısızlar Hareketi’nin savunucusu olduğu temel ilkelere olan desteğimizi de her fırsatta yineliyoruz. Uluslararası ilişkilerdeki temel vizyonumuz; adil, barışçıl ve kapsayıcı bir uluslararası sistemi inşa etmektir. Yakın çevremizden başlayarak küresel ölçekte istikrara katkı sunmak, vizyonumuzun temel bileşenlerindendir. Bu çerçevede Afrika’da, Asya’da, Latin Amerika’da, Balkanlar’da, Orta Doğu’da ve Avrupa’da etkin ve yapıcı bir diplomasi yürütmeye gayret ediyoruz. Kurduğumuz güçlü ilişkilerle daha müreffeh, daha huzurlu ve daha adil bir dünya için çalışmaya devam ediyoruz.”
“Kural temelli olduğu iddia edilen uluslararası düzen, bizatihi kendisi bir krize dönüşmüştür”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, dünyanın; belirsizliklerin, jeopolitik risklerin, siyasi ihtilafların ve askeri çatışmaların giderek arttığı, sosyal ve ekonomik sorunların giderek derinleştiği sancılı bir geçiş döneminde olduğuna dikkati çekerek, çift kutupluluk ya da tek kutupluluk iddialarının artık geride kaldığını; dünyanın çok kutuplu, çok merkezli yeni bir döneme doğru hızla yol aldığını vurguladı.
Eski sistemin yapılarının, bu sürecin ortaya çıkardığı sorunlara cevap vermekte yetersiz kaldığını dile getiren Kurtulmuş, “Çünkü eski dönemin şartları içerisinde oluşmuş yapılar, yerli yerinde durmaktadır. Bu durum uluslararası kurumlar ile mevcut gerçeklik arasındaki mesafenin de giderek açılmasına yol açmaktadır.” diye konuştu.
Kurtulmuş, iklim krizlerinden savaşlara, düzensiz göç dalgalarından açlık ve kalkınma sorunlarına kadar yaşanan her krizi yönetmede başarılı bir sınav veremeyen uluslararası sistemin, arızalarını da daha açık bir şekilde ortaya koyduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Küresel kriz tablosunu, son 1,5 yıldır Filistin’de hep beraber, bütün insanlık olarak yaşadığımız, soykırıma varan ağır insani dramla çok daha açık bir şekilde müşahede etmiş olduk. Şunu da ifade etmek isterim; Filistin’de yaşananlar, sadece Filistin halkının, sadece Arapların, Müslüman ülkelerin sorunu değildir. Filistin’de yaşanan insanlık dışı katliam, insanlık tarihinin görmüş olduğu bu en büyük soykırımlardan birisi, ne yazık ki insanlığın ortak sorunlarından birisidir. Maalesef uluslararası sistem, bu sorunları çözebilmek için başarısız kalmış hatta çözebilmek için hiçbir olumlu perspektif ortaya konulamamıştır.
İsrail hükümetinin hukuk ve ahlak dışı güç kullanımına karşı uluslararası kurumların sessizliği, mevcut sistemin de meşruiyetini hiç şüphesiz sorgulatmaktadır. Bugün kural temelli olduğu iddia edilen uluslararası düzen, bizatihi kendisi bir krize dönüşmüştür. Ancak bu durum, yeni bir sistemin inşası için yeni imkanlar da sunmaktadır. Mevcut krizlerin çözümü, yeni küresel sistem inşa etmeyi mecburi kılmaktadır. Daha adil, kapsayıcı ve işlevsel bir küresel sistemi kurmak tabii ki mümkündür. Bu yeni yapının temelinde adalet ilkesi yer almalıdır. Gücün değil, haklı olmanın belirleyici olduğu bir dünyanın kurulması mümkündür. Her ülkenin büyüklüğüne ya da gücüne bakılmaksızın eşit söz hakkına sahip olduğu küresel bir düzen mutlaka kurulmalıdır.”
“Birleşmiş Milletler reforme edilmeli”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta bütün uluslararası platformlarda dile getirdiği “Dünya beşten büyüktür” vurgusunun, bu küresel çığlığın sadece bir yansıması olduğunun altını çizerek, “Birleşmiş Milletler reforme edilmeli ve Birleşmiş Milletler merkezli etkin ve şeffaf, çok taraflılık anlayışına uygun yeni bir sistem kurulmalıdır.” diye konuştu.
Yeni uluslararası düzenin inşasında, “insanların yaratılışta, devletlerin ise egemenlikte eşitliğinin” merkeze alınması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şu görüşleri paylaştı:
“Bandung ruhu, yıllar önce bu ülkeleri siyasal zemine taşımıştı. Irk, inanç, kültür veya coğrafya temelinde ayrıcalıklı bir hiyerarşi, ırkçılığın ve ayrımcılığın en açık tezahürü olarak uluslararası barışı değil, hiç şüphesiz insanlık onurunu da aynı zamanda zedeler. Dünyayı, hatta bazı bölgeleri belli gruplara vadedilmiş gibi görmek, devletler arasında bir imtiyaz ve üstünlük sıralamasına girmek, küresel düzeyde distopik bir otokrasi hülyasından ibarettir. Bağlantısızlar Hareketi, bu çarpık anlayışa karşı tarihi bir itirazdır. Bu itirazı her zeminde paylaşıyor ve destekliyoruz. Barış, istikrar ve kalkınma hedefiyle yürütülen adımlarda Hareket’in yanında yer almaya devam edeceğiz ve insanların yaratılışta eşitliği, devletlerin de egemenlikte eşitliği prensibi çerçevesinde yeni bir dünyanın kurulması için canla başla gayret edeceğiz.”