Klasik çağdan Roma’ya ve başkent olduğu Bizans dönemine kadar Likya’nın en önemli metropollerinden biri olan Myra Antik Kenti ve limanı Andriake’de 2009’dan bu yana çalışmalar devam ediyor.
Bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığınca “Geleceğe Miras Myra ve Andriake Projesi” yürütülen bölgede özel bir cam işleme tekniğiyle yapılmış renkli levhalar bulundu.
Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Myra-Andriake Antik Kenti Kazı Başkanı Nevzat Çevik, çalışmaların 15. yılına girdiğini ve 12 ay süreyle devam ettiğini söyledi.
Limandaki gümrük bölgesinde yapılan kazı çalışmalarında birçok bulgu ve buluntuya ulaşıldığını aktaran Çevik, “Bu seneki sürprizimiz de ‘Millefiori’ dediğimiz yani ‘binçiçek’ anlamına gelen cam plakalar oldu. Agoranın ön tarafındaki bölgede 42 numaralı mekanda yaklaşık 10 santimetrekare ölçülerinde düz cam plakalar elimize geçti. Önce birkaç parçayla başladı ama sonra haftalarca çalışma sürdü. Şimdi yüzlerce hatta binlerce küçük parçadan oluşan dev bir puzzlemiz var. Onlarca arkadaşımız 2-3 aydır parçaları buluşturmaya çalışıyor. Şu anda 20-30 plakayı yüzde 100’e yakın tamamlamış durumdayız. Belli kısımları tamamlanan plakalarımız da var.” diye konuştu.
“Her bir plaka orijinal bir eser”
Plakaların örneğine sık rastlanılmadığına değinen Çevik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Literatürde ya da araştırmalarımızda 1-2 parça dışında Türkiye’de varlığını bilmediğimiz bu teknikte cam kullanımına ilk defa burada tanık oluyoruz. Bu çok önemli bir şey. Bu çok lüks bir duvar kaplama malzemesi. Bunlar özellikle farklı çiçek ve desenlerden oluşan, her plakanın farklı olduğu eserlerdir. Elle yapıldığı için ve çubuklar çekildiği için aynısından bir daha çıkmıyor. O nedenle her bir plaka orijinal bir eser oluyor.”
Çeşitli renklerde taş ve mermer malzemelerin kesilip duvarlara ve zeminlere döşenerek bir desen oluşturulduğu “Opus Sectile” tekniğiyle yapılmış kuş, deve ve aziz figürleri de görüldüğünü belirten Çevik, muhteşem bir dekorasyonla karşı karşıya olduklarını ve bu teknikte aziz figürlerine de Türkiye’de ilk kez rastlandığını vurguladı.
“Milattan sonra 5. ve 6. yüzyıllar arasına ait olduğunu düşünüyoruz”
Plakaların bulunduğu binanın limanın idare merkezi olduğunu tahmin ettiklerini dile getiren Çevik, “Milattan sonra 1. yüzyıldan itibaren bu teknikte üretim var. Cama kesin tarih vermek zor ama yanında bulunan diğer malzemeler bize yol gösteriyor. Aynı katmanda birlikte bulunduğu çok sayıda sikkeler, seramikler ve çeşitli malzemeler var. Bu bulgulara göre milattan sonra 5. ve 6. yüzyıllar arasına ait olduğunu düşünüyoruz. Literatür araştırmalarını sürdürüyoruz.” ifadesini kullandı.
Çevik, hiç kesilmemiş ve işlenecek cam çubukların da bulunduğunu, bu camların bölgede sadece kullanılmayıp üretilmiş olabileceğine dair izlere rastladıklarını da kaydetti.
“Ülkemiz için yılın bulguları arasında sayılabilecek kadar önemli”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından, Andriake kazılarında çok özel bulgulara ulaştıklarını belirtti.
Geleceğe Miras Myra ve Andriake Projesi kapsamında sürdürülen kazılarda “Millefiori (Bin Çiçek)” olarak adlandırılan teknikte üretilmiş çok çeşitli ve fazla miktarda cam kaplama levhalara rastlandığının bilgisini veren Ersoy, şunları kaydetti:
“Önemli yapılarda kullanıldığı bilinen bu özel yapı iç dekorasyon malzemesine, bu boyutuyla Türkiye’de ilk kez rastlanıyor. Andriake’de keşfettiğimiz zor ve ince cam işçiliği tekniğiyle dikkatleri çeken düz plaka formundaki millefiori kaplamalar, ülkemiz için yılın bulguları arasında sayılabilecek kadar önemli. Önemli ve şaşırtıcı bir keşif olarak tanımlanan buluntuları gün ışığına kavuşturan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ekiplerimizle Akdeniz Üniversitesine teşekkür ediyorum.”