Geçtiğimiz haftanın en önemli gelişmelerinden birisi hiç şüphesiz ki, Aziz İhsan Aktaş’a ait zırhlı bir minibüsün Özgür Özel tarafından makam aracı olarak kullanıldığının ortaya çıkması idi.
Neden önemliydi bu hadise?
Mezkûr şahsın uzun bir zamandan beridir gündemin önemli isimlerinden birisi ve daha da mühimi itirafçı olmasıydı elbette…
CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonları yapılırken her taşın altından bu şahıs çıkıyordu ve bu da, kısa sürede isminin tüm Türkiye tarafından öğrenilmesini sağladı.
Aziz İhsan Aktaş, 2025 yılı başında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan geniş çaplı bir soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştı malumunuz…
Soruşturma, özellikle CHP’li Beşiktaş ve Esenyurt belediyelerine yönelik ‘suç örgütü kurma ve yönetme’, ‘rüşvet verme’, ‘ihaleye fesat karıştırma’, ‘vergi usul kanununa muhalefet’ ve ‘mal varlığı aklama’ iddialarını kapsıyordu.
Aktaş, Nisan 2025’te tutuklanmış, ancak ‘etkin pişmanlık’ hükümlerinden yararlanmak için 30 Nisan ve 11 Mayıs 2025 tarihlerinde detaylı ifadeler vermişti.
Bu ifadeler, aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli CHP’li belediyelere yönelik ‘beşinci dalga’ operasyonların temelini oluşturmuştu.
Aziz İhsan Aktaş hakkındaki, ’suç örgütü kurma ve yönetme’ iddiası sadece savcılığa ait değil.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli CHP’li belediyelere yönelik ‘beşinci dalga’ operasyonlarından tam 1 ay sonra, CHP genel başkanı Özgür Özel de CHP grup toplantısında altını çizerek bu şahsın ‘suç örgütü lideri’ olduğunu vurgulamıştı.
Özgür Özel, anılan grup toplantısının hatırı sayılır bir kısmını Aziz İhsan Aktaş’a ayırmış, çeşitli iddialarla da tabir caiz ise yerden yere vurmuştu.
Bununla da yetinmemiş, konu bağlamında Sayın Cumhurbaşkanına da seviyesizce hakaret etmiş, kendinden çok emin bir biçimde adeta meydan okumuştu.
İşte bu konuşmanın üzerinden 1 ay geçtikten sonra bir gazeteci, Özgür Özel’in, Aziz İhsan Aktaş’a ait olduğu belgeleriyle kanıtlanmış bir aracı uzun bir süre kullandığını ortaya çıkardı.
TYT televizyonunda gazeteci Nuray Başaran, CHP’li belediyelerle rüşvet ilişkisi içinde olduğu kendi itiraflarıyla kayıt altına alınmış Aziz İhsan Aktaş’ın, İmamoğlu’na en yakın isimlerden birisi olan Erdoğan Toprak’ın isteği üzerine CHP Genel Merkezi’nin kullanımına lüks bir Mercedes minibüs tahsis ettiğini açıkladı.
İddia, yenilir yutulur gibi değildi zira ortada apaçık deliller vardı.
Kanıtlar, 4 Kasım 2023 kurultayından sonra Özgür Özel’in, işbu 34 AKT 500 plakalı Mercedes minibüsü kullandığını gösteriyordu.
Üstelik daha sonra, koltuklar yıpranınca, Aziz İhsan Aktaş’a götürülüp yenilemesini bile istemişler.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, suç örgütü lideri ve itirafçı olan Aktaş’a ait özel aracı kullandığını belgeleriyle kamuoyuna sunan gazeteci arkadaşımız, bu şoke eden bilgilere ek olarak, söz konusu belgelerle aracın plakası ile birlikte güzergâh bilgilerini ve kullanım zamanlarını da tek tek kamuoyu ile paylaştı.
Öyle ki yayınlanan belgelerde Özgür Özel’in bu zırhlı aracı Diyarbakır gezisinde kullandığı apaçık görülüyordu.
Tüm bunlardan sonra Özgür Özel, cevap hakkını kullanabilmesi için canlı yayına davet edildi.
Peki, ne oldu dersiniz?
Tabii ki, hiçbir şey!..
Ortada vahimden de öte bir tablo vardı fakat o günden sonra Özgür Özel’den tek kelime bile duymadık bu hususla ilgili…
Oysa daha 1 ay önce grup toplantısında yaptığı adeta bir konferans uzunluğundaki konuşmada, Aktaş’ın ‘suç örgütü lideri’ olduğunu anlatmış ve bu şahıs üzerinden de cumhurbaşkanına hakaret etmeyi ihmal etmemişti.
Susan sadece Özgür Özel değildi.
CHP genel başkanının önceki grup toplantısında ortaya serdiği iddiaları çarşaf çarşaf yayınlayan CHP medyası da süt dökmüş kediye dönmüştü…
Hatta bazıları, 1 ay önce yazıkları haber/yorumları silme ihtiyacı bile duymuştu her nedense…
Türkiye’nin siyasi gündemine oturan bu hadise, ne Özgür Özel’in ne de CHP medyasının ilgisini çekmiyordu artık.
Özgür Özel ve CHP medyası suskundu ama CHP’nin kurumsal olarak bu iddiaya bir şekilde cevap vermesi gerekiyordu.
Nitekim bu işi CHP Sözcüsü Deniz Yücel üstlendi ve sade suya tirit bir açıklama ile bu vahim skandalı geçiştirmeye çalıştı.
Söylediği şuydu.
“Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in kullandığı makam araçları Genel Merkezimize kayıtlıdır, plakaları Emniyet Müdürlüğünden resmi tahsisli plakalardır. Genel Başkanımızın iddia edildiği gibi bir makam aracı bulunmamaktadır.”
İyi de zaten kimse bu aracın resmi olarak Özgür Özel’e tahsis edildiğini iddia etmiyordu ki!
Ortadaki iddia apaçık bir şekilde şöyleydi.
“Aziz İhsan Aktaş’a ait olduğu belgeleriyle kanıtlanmış olan zırhlı araç Özgür Özel tarafından kullanılmıştır. Diyarbakır seyahatini gösteren belgeler de bunun kanıtıdır!”
Sözcü Yücel, bu konuya girmek yerine “böyle bir aracın resmi kayıtlarda olmadığını” söyleyerek tabir caiz ise arka kapıdan kaçmayı tercih ediyor görüldüğü üzere…
Oysa soru gayet basit…
“Adı geçen şahsa ait 34 AKT 500 plaka numaralı araç Özgür Özel tarafından kullanıldı mı, kullanılmadı mı?”
Bu soruya cevap vermiyorlarsa eğer aslında hiçbir şey dememiş oluyorlar.
Yok eğer kullanılmış ise, gerekçesini de bildirerek açıklama yapmak boyunlarının borcu!..
CHP böyledir işte.
Tamamen soyut kavramlar ve istifhamlar üzerinden bir bardak suda fırtına koparır ama kendileriyle ilgili belgeleriyle kanıtlanmış bir skandalın karşısında dut yemiş bülbüle dönerler.
Neden?
Çünkü onlara her şey serbest!
Çünkü onlar, dilediklerini yapabilirler…
Evet, Özgür Özel, uzun uzadıya hakkında atıp tuttuğu bir şahsın kendisine araç tahsis ettiği kanıtlanınca dut yemiş bülbüle döndü ve sanki tüm bu olup biten hiç olmamış gibi kulağının üzerine yattı.
Lakin kusura kalmasın, bu iş tüm ayrıntılarıyla açıklığa kavuşuncaya kadar biz de sormaya devam edeceğiz.
Nihat Nasır / Haber7