Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin sunumundaki konuşmasına Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, vefatının 86. yılında saygı ve minnetle yad ederek başladı.
Eğitimin en temel insan haklarından bir tanesi olmakla beraber devletlerin de temel görevlerinden biri olduğuna işaret eden Tekin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet sizden; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” veciz ifadesinde karşılığını bulan milli eğitim davasının oluşturduğu şuurla Bakanlık olarak eğitimi sadece maddi refahı sağlayacak yolları açan bir yatırım alanı olarak değil aynı zamanda insana dokunan her alanı ihya ederek milli varlığı ve istikbali teminat altına almanın en etkili yolu olarak gördüklerini anlattı.
Bu yaklaşımla Cumhuriyetin ikinci asrına tekabül eden 21. yüzyılın, yani Türkiye Yüzyılı’nın aynı zamanda Eğitimin Yüzyılı olarak şekilleneceğine inandıklarını aktaran Tekin, bu hedefin tecellisi için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi.
Türkiye Yüzyılı’nı inşa edecek nesiller yetiştirme vizyonu ile eğitim alanını, donanımlı ve ahlaklı insan yetiştirme fırsatı, dahası medeniyet inşa etme mesuliyetinin ana konusu olarak gördüklerini ifade eden Tekin, bu doğrultuda Bakanlık olarak çocukların ve gençlerin becerilerini geliştirmelerine destek olmak, eğitim çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilecekleri ortamları sağlamak ve ülkeyi kültürel anlamda daha ileriye taşımak amacıyla eğitime ve çocukların geleceğine katkı sağlayacak tüm plan, program ve projeleri hazırlama ve uygulamaya koyma kararlılığında olduklarını vurguladı.
“Eğitim sistemimizin amacı ‘iyi insan’ yetiştirmektir”
Bakan Tekin, öğrencilerin öğrenme yolculuğunda, kendilerini bu sürecin aktif bir öznesi olarak konumlandırıp yarınlarını bu anlayışla organize ederek başarılı olacaklarına inandıklarını anlattı.
Günümüzdeki ekonomik, toplumsal ve teknolojik gelişmelerin, öğrenci merkezli anlayıştan bir adım daha öteye gitmeyi zorunlu kıldığını ve öğrencinin öğrenme taleplerinin dikkate alındığı bir öğrenme sürecini ön plana çıkardığını aktaran Tekin, “Eğitimin bir başka yönüyle de erdemli bir toplum inşa etmenin önemli bir vasıtası olduğunu söyleyebiliriz. Yeni attığımız adımlarımızla gerçekleştirmek istediğimiz dönüşüm; temel hak ve hürriyetleri merkeze alan, insanı önceleyen, evrensel uygulamalarla uyumlu, milli ve manevi hassasiyetleri önemseyen, beceri ve görgü odaklı, esnek ve sürdürülebilir bir eğitim hizmetini hedeflemektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış ve bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilimsel yaklaşıma sahip, kültürel zenginliğinin farkında olan ve mensubu olduğu milletine karşı duyarlı, “yetkin ve erdemli” nesiller yetiştirmeyi hem görev hem de sorumluluk olarak telakki ettiklerini belirten Tekin, “Eğitim sistemimizin amacı ve pek tabii bizim mefkuremiz ‘iyi insan’ yetiştirmektir. Milli Eğitim Bakanı olarak şahsım başta olmak üzere tüm kadrolarımızla çalışmalarımızı bu hedefe uygun olarak yürütüyoruz” dedi.
“Eğitim alanı popülist yaklaşımlarla asla zayıflatılmamalı”
Bakan Tekin, bu inançla, erken çocukluk eğitiminden başlayarak, eğitim ve öğretimin her kademesinde bireylerin daha nitelikli eğitime erişebileceği bir sistemi oluşturma kararlılıklarının, 22 yıldır kesintisiz bir şekilde sürdüğünü ifade etti.
Tekin, “Popülist yaklaşımlarla asla zayıflatılmaması ve büyük bir hassasiyetle ele alınması gereken ‘milli meselemiz’ eğitim alanında, 2025 yılında gerçekleştireceğimiz çalışmalara ve bütçesine verecekleri destek ile eğitimi daha üst seviyeye taşıma adına sunacakları yapıcı katkılar için Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi tüm milletvekillerine şimdiden teşekkürü bir borç biliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak önceliğimiz”
Bakan Tekin, Bakanlık olarak ülkenin Türkiye Yüzyılı vizyonu hedeflerine ulaşmada sorumluluk almak ve katkı vermek için yüksek bir motivasyonla çalıştıklarını söyledi.
Bunun gerçekleşmesinin şüphesiz ülke olarak tüm kurumların ve vatandaşların sürece dahil olmasıyla mümkün olabileceğine işaret eden Tekin, “Bunun için başlattığımız eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak önceliğimizdir” dedi.
Tekin, bu vizyon çerçevesinde yüklendikleri sorumluluklara omuz vermek isteyen başta siyasetçiler olmak üzere velileri, vatandaşları, hayırseverleri, belediyeleri ve diğer paydaşları çocukların geleceğini güzelleştirecek bu hikayenin parçası olmaya davet etti.
2025 yılı bütçesinin yüzde 14,84’ünü eğitim oluşturuyor
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2002’de Milli Eğitim Bakanlığının, merkezi yönetim bütçesinden en büyük payı alan 4. kurum iken 2003’ten bu yana olduğu gibi 2025 yılında da en büyük payı alan kurum olduğunu bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, üniversiteler ve diğer Bakanlıklara ayrılan kaynaklarla birlikte eğitim bütçesinin, 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlendiğini belirten Tekin, “Bu rakam 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14,84’ünü oluşturmaktadır” bilgisini verdi.
Verilen bu destek sayesinde eğitimde fiziki ve teknolojik altyapı, insan kaynağı, mevzuat ve müfredat konularında uluslararası göstergelerde de vurgu yapılan önemli ilerlemeler kaydedildiğine işaret eden Tekin, bu ilerlemeler sayesinde eğitime erişim, okullaşma oranları ve eğitimin niteliğinin arttığını vurguladı.
2002’den itibaren eğitimde sağlanan gelişmeleri verilerle aktaran Tekin, örgün eğitimde 2002-2003 eğitim öğretim yılında 367 bin 145 derslik varken 2024-2025 eğitim öğretim yılında 734 bin 913 derslik ile hizmet verdiklerini belirtti. Tekin, “Son 20 yılda, önceki 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa edilmiştir” dedi.
2002-2003 eğitim-öğretim yılında resmi okullarda 515 bin 253 öğretmen görev yaparken, bugün 1 milyon 23 bin 553 öğretmenle millete karşı sorumlulukları yerine getirme gayretinde olduklarına dikkati çeken Tekin, “Halen görevinin başında olan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80’inin hükümetlerimiz döneminde atandığını ifade etmek isterim. Ayrıca rakamsal olarak 799 bin 643 öğretmenin atamasını gerçekleştirmiş durumdayız” değerlendirmesinde bulundu.
Yapılan bu yatırımlar sayesinde 2002-2003 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde 36, ortaöğretimde 30 olan derslik başına düşen öğrenci sayısının, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde 23, ortaöğretimde 22’ye düştüğünü belirten Tekin, “Aynı şekilde, 2002-2003 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde 28, ortaöğretimde 18 olan öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bu yıl ilkokulda 18, ortaokulda 14, ortaöğretimde ise 12 olmuştur” bilgisini paylaştı.
Bu rakamlar incelendiğinde, eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının arttığına, derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının önemli ölçüde azaldığını vurgulayan Tekin, “Böylece, ülkemizin eğitim alanındaki görünümünün OECD ortalamalarına ulaşması, ülkemiz adına büyük bir başarı, çocuklarımız adına ise memnuniyet verici bir kazanımdır” dedi.
1 milyon 29 bin 250 öğrenciye ücretsiz öğle yemeği hizmeti
Bakan Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için şartlı eğitim yardımından, pansiyon kapasitelerinin ve bursların artırılmasına, taşıma yoluyla eğitime erişim hizmetinden ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynaklara kadar çok kapsamlı sosyal yardım hizmetlerinin, kararlı, kapsamlı ve birbirini destekleyecek şekilde verildiğini vurguladı.
Bu çalışmalar sayesinde, dezavantajlı öğrenciler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin eğitime erişiminin daha da kolaylaştırıldığını belirten Tekin, şöyle devam etti:
“2023-2024 eğitim öğretim yılında, öğrenci taşıma uygulaması ile toplam 1 milyon 146 bin 213 öğrenciye taşıma ve 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye de ücretsiz öğle yemeği verilmiştir. Bu kapsamda, taşıma hizmeti ve ücretsiz öğle yemeği hizmeti giderleri için toplam da 24 milyar 942 milyon 612 bin 302 lira harcama yapılmıştır. Bunlara ilaveten, 6 Şubat 2023’te meydana gelen asrın felaketi sonrasında ikametlerinden ayrılıp diğer illerde eğitim öğretimine devam eden öğrenciler, barındıkları sosyal tesisler, öğretmenevleri ve yurtlardan kayıtlı oldukları okullara ücretsiz taşınarak ücretsiz öğle yemeğinden de faydalandırılmıştır.”
4 milyar 430 milyon ders kitabı ücretsiz dağıtıldı
Yusuf Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen ücretsiz ders kitabı uygulaması kapsamında, toplamda 4 milyar 430 milyon ders kitabının ücretsiz dağıtıldığını bu yıl ise 180 milyon ders kitabının öğrencilere ücretsiz dağıtıldığını bildirdi.
Dezavantajlı çocukların okula erişiminin artırılması ve öğrenme kayıplarının giderilmesine de özel önem verdiklerinin altını çizen Tekin, nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde okul öncesi eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla, bir yerleşim yerinde ana sınıfı açılması için gerekli öğrenci sayısının 10’dan 5’e düşürüldüğünü anımsattı.
Ayrıca, okul öncesi eğitim kurumu bulunmayan ve yeterli öğrenci sayısı olmadığı için ana sınıfı açılamayan kırsal yerleşimlerde, esnek zamanlı, toplum temelli ve ücretsiz eğitim veren uygulamaların hayata geçirildiğini belirten Tekin, bu bölgelerde ana sınıfı açılamaması durumunda, alternatif erişim modellerinin geliştirildiğini anlattı.
Bu kapsamda “Gezici Öğretmen Sınıfı” modeli ile bir öğretmenin birden fazla yerleşim yerine giderek çocukları uygun bir alanda toplayıp eğitim verdiğini, “Taşıma Merkezi Ana Sınıfı” modeliyle ise çocukların, rehber personel eşliğinde en fazla 20 kilometre mesafeden taşıma merkezi seçilen okula ulaşarak eğitim aldığını aktaran Tekin, Mevsimlik Tarım İşçileri ile Göçer ve Yarı Göçer Ailelerin Çocuklarının Eğitime Erişimleri ile ilgili bu yıl itibarıyla önemli bir eylem planının hayata geçirdiklerini belirtti.
Ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaşıldı
Bakan Tekin, sunumunda, okullaşma oranlarına ait güncel verileri de paylaştı.
Okul öncesi eğitimde 5 yaş grubunda okullaşma oranının 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 11,7 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında ise yüzde 84,26’ya yükseldiğini bildiren Tekin, şöyle konuştu:
“İlköğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 90,98 iken 2023-2024 eğitim-öğretim yılında yüzde 95,65’e yükselmiştir. Ortaöğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 50,57 iken 2023-2024 eğitim-öğretim yılında yüzde 87,97’ye ulaşmıştır. Uluslararası karşılaştırmalarda kolaylık sağlamak açısından eğitim kademesinden bağımsız olarak yaş gruplarına göre okullaşma oranlarına bakıldığında, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 5 yaş grubunda yüzde 86,24, 6-9 yaş grubunda yüzde 98,61, 10-13 yaş grubunda yüzde 98,32 ve 14-17 yaş grubunda ise yüzde 91,25 oranlarına ulaşılmıştır.”
Çalışmalarının uluslararası raporlardaki yansımalarının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Tekin, şu bilgileri verdi:
“OECD tarafından 2024 yılında yayımlanan ‘Bir Bakışta Eğitim’ raporunda, OECD genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 14, ortaokul ve ortaöğretimde ise 13 olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaştığımız rahatlıkla görülmektedir. Türkiye’nin okullaşma oranında göstermiş olduğu dikkat çekici artış yine aynı raporda vurgulanmaktadır. Türkiye’de 6-14 yaş aralığında okullaşma oranı yüzde 98,8 ile OECD ortalamasının üzerine çıkmıştır. Bu göstergeler sizlerin sayesinde ülkemize eğitime yaptığı yatırımların etkilerinin görülmeye başladığının ispatıdır. Yine OECD raporuna göre Türkiye’nin eğitim harcamaları açısından da OECD ortalamasıyla uyumlu olduğu görülmektedir. Türkiye’de eğitim, tüm kamu harcamalarının yüzde 10,7’sini oluşturmakta, OECD’de bu ortalama yüzde 10 civarındadır.”
Türkiye, PISA toplantısına ev sahipliği yapacak
Bakan Tekin, Türkiye’nin üyesi olduğu OECD’nin “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı”na da değindi.
Türkiye, PISA uygulamasına ilk defa katıldığı 2003’te 41 ülke içerisinde matematik alanında 34, fen alanında 35, okuma becerileri alanında ise 33. sırada yer aldığını, 2022 PISA uygulamasında ise Türkiye’nin okuma becerileri alanında 81 ülke arasında 36, matematik alanında 39, fen alanında ise 34. sırada yer aldığını söyledi.
PISA 2022 raporunda “Türkiye, 10 yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme sağlayan nadir ülkelerden birisidir” ifadesinin yer aldığını belirten Tekin, “PISA, Türkiye’nin sağladığı bu başarılarla ilgili olarak diğer ülkelerle bu başarıların paylaşılması anlamında bir toplantı talep etmiş, 7-9 Mayıs arasında 90 ülkeden yaklaşık 200 temsilcinin katılımıyla bu toplantı gerçekleştirilecektir” dedi.
TIMSS araştırmasında 1999’da matematik alanında ilk kez hazırlanan raporda 38 ülke arasında 31. sırada yer aldığını, 2019 yılında ise 39 ülke arasında 20. sırada yer aldığını belirten Tekin, “PISA ve TIMSS’e ilave olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişme Raporu’nda Türkiye 193 ülke arasında 45. sıraya yükselerek üst üste 4. kez ‘çok yüksek insani geliştirme’ kategorisinde yer alan ülke haline döndük” dedi.